Tarih: 10.10.2025 15:14

Almanya'da çok sayıda entelektüel ve uzman, hükümetin İsrail'e koşulsuz desteğini sorguluyor

Facebook Twitter Linked-in

BERLIN (AA) - Bir süre önce yaklaşık 200 uzman ve entelektüel, hükümetin İsrail'e koşulsuz desteğini sorgulayarak, Almanya'nın İsrail-Filistin meselesine yaklaşımında köklü bir değişiklik öneren ortak politika belgesi yayımladı.

Uzmanlar, Almanya'nın, tarihsel sorumluluğunu yeniden değerlendirmesini ve dış politikasını uluslararası hukuka dayandırmasını savunuyor.

AA muhabiri, Almanya'nın önde gelen Orta Doğu uzmanlarından Daniel Gerlach, Philip Holzapfel ve dış politika uzmanı Marcus Schneider ile Alman hükümetinin İsrail'e koşulsuz destek politikasına son vermesi taleplerini görüştü.

Almanya'nın başarısız "devlet aklı" doktrini

Orta Doğu uzmanı Daniel Gerlach, Alman hükümetinin İsrail'e destek için uyguladığı "devlet aklı" doktrinini başarısız olduğunu savunarak eleştirdi.

Hükümetin, Orta Doğu politikasını uluslararası hukuk, Alman anayasasının temel değerleri ve ilkeleri ile tarihsel sorumluluğun daha kapsamlı bir anlayışına dayandırması gerektiğinin altını çizen Gerlach, "Almanya'da kullanılan devlet aklı kavramı, uygulanış ve yorumlanış şekliyle oldukça yanıltıcıdır ve birçok yanlış anlaşılma ve hoşnutsuzluğa yol açmaktadır. Bu nedenle bu kavramın kaldırılmasını öneriyoruz." dedi.

Gerlach, bunun yerine Almanya'nın çıkarlarını, hukukun uygulanmasını ve tarihsel sorumluluğu farklı bir şekilde yorumlayacak başka bir politika getirilmesini istedi.

Berlin'in Holokost (Nazi Almanyası döneminde milyonlarca Yahudi'nin katledilmesi) nedeniyle Yahudilere karşı tarihsel sorumluluğu olduğunu söyleyen Gerlach, ancak bu sorumluluğun, özellikle Gazze'de işlenen savaş suçları konusunda, bölgedeki mevcut İsrail hükümetinin tüm eylemlerine koşulsuz destek verme zorunluluğu olarak yanlış yorumlanmaması gerektiğini vurguladı.

Gerlach, "Almanya, Yahudi halkının güvenliği konusunda tarihsel bir sorumluluğu olduğunu iddia ederken, Orta Doğu'da kaos ve yıkımın hüküm sürmesine seyirci kalamaz çünkü mevcut durum sadece İsrail'de değil, giderek Avrupa ve diğer yerlerde de Yahudi halkının güvenliğini etkiliyor." ifadesini kullandı.

Alman uzman, antisemitizmle etkili şekilde mücadele etmek ve Yahudi halkını korumak için Orta Doğu'da adil bir çözüm arayışında akıllı ve ilkeli bir dış politika benimsenmesi gerektiğini belirtti.

Daniel Gerlach ayrıca Almanya'nın, ateşkesin sağlanmasında ve Filistinlilerin haklarına saygı duyan adil bir Orta Doğu çözümü elde edilmesinde daha aktif bir rol oynaması gerektiğini kaydetti.

Avrupa Birliğinin (AB) bu sürece katılımını güçlendirmesi ve iki devletli bir çözümün uygulanması için somut adımlar atması gerektiğine dikkati çeken Gerlach, şöyle konuştu:

"Almanya'nın barış, adalet ve güvenlik ve iki devletli çözüm için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Almanya, Filistin ile İsrail arasında Orta Doğu'da barışı desteklemek ve rolünü artırmak için en güçlü araç olan AB'yi kullanmıyor. Bu çok yazık çünkü bu kadar çok yatırım yaptığınız çok güçlü bir araca sahipsiniz, neden bu çok karmaşık ve acil durumda kullanılmıyor?"

"Tüm silah ihracatını derhal durdurmak yasal bir zorunluluktur"

Orta Doğu uzmanı Philip Holzapfel de Alman hükümetinin derhal İsrail-Filistin meselesindeki politikasını değiştirmesi gerektiğini, aksi takdirde Gazze'deki soykırıma yardım ve yataklık etmekle suçlanacağını söyledi.

Holzapfel, "Uzmanlar olarak yeni bir politika oluşturmaya çalıştık çünkü bu Almanya için, Almanya'nın tarihsel sorumluluğu için ama özellikle de bölge için ve Gazze'deki soykırımı sona erdirmek için acilen gerekli." dedi.

Alman anayasasının Birleşmiş Milletler Şartı ve Soykırım Sözleşmesi dahil olmak üzere uluslararası hukukun genel kurallarının federal hukuktan üstün olduğunu ve hükümet tarafından istisnasız olarak uygulanması gerektiğini açıkça belirttiğine işaret eden Holzapfel, "Silah Ticareti Anlaşması ve genel olarak uluslararası hukuk, Gazze'deki gibi bir durumda silah sağlanmamasını zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, devam eden sözleşmeler de dahil olmak üzere tüm silah ihracatını derhal durdurmak yasal bir zorunluluktur." ifadelerini kullandı.

Alman hükümetinin tarihi sorumluluğu gerekçe göstererek İsrail'e silah ihracatını sürdürmesini eleştiren Holzapfel, Almanya'nın Yahudi halkına karşı sorumluluğunun, mevcut hükümetin savaş suçlarına koşulsuz destek vermeyi gerektirmediğini dile getirdi.

"Siyaset, kısmen bu insanları (İsrail hükümetini eleştiren protestocuları) susturmaya çalışıyor"

Dış politika uzmanı Marcus Schneider ise hükümetin, ana akım siyasi partilerin, medya kuruluşlarının ve kolluk kuvvetlerinin benimsediği yaklaşımın, Almanya'daki ifade özgürlüğü konusunda uluslararası alanda önemli endişeler uyandırdığını belirtti.

Schneider, yetkililerin, İsrail hükümetinin savaş suçlarını meşru bir şekilde protesto eden aktivistlerin haklarına sık sık saygı göstermediğini vurgulayarak, "Açıkça gördüğümüz şey, Filistin'e destek veren kesimlerin adeta suçluymuş gibi gösterilmeye çalışılmasıdır." dedi.

Aktivistlerin veya protestocuların genellikle haksız şekilde yetkililer ve medya tarafından "antisemitist" veya "terör sempatizanı" olarak yaftalandığını ifade eden Schneider, "Onların gözünde, İsrail'in savaş suçlarına karşıysanız, otomatik olarak Hamas yanlısı olmalısınız. Bence bu tamamen hayal ürünü, tamamen aptalca." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail hükümetini eleştiren protestocuların orantısız polis gücüyle karşılaştığını anlatan Schneider, "Siyaset, kısmen bu insanları susturmaya, onları tartışmanın dışına itmeye, bu insanların, bu seslerin meşru olmadığını söylemeye çalışıyor. Alman hükümetinin tutumu var ve açıkçası polis de Alman hükümetinin tutumunu takip ediyor. Aslında bu tutumu, Alman siyasi elitleri ve medya da takip ediyor." diye konuştu.

Alman polisi son iki yıldır Filistin'e destek gösterilerine karşı sık sık agresif taktikler ve orantısız güç kullanarak uluslararası insan hakları örgütleri ve Avrupa Konseyi'nin eleştirilerini üzerine çekmişti.

Kamu yayıncısı ARD tarafından yapılan bir ankette, Almanların yüzde 62'sinin "Almanya, tarihi geçmişi nedeniyle İsrail'in korunmasında diğer ülkelerden daha büyük bir sorumluluk taşıyor" şeklindeki geleneksel görüşü reddettiği, sadece yüzde 31'inin ise bu uzun süredir savunulan görüşü desteklediği ortaya çıkmıştı.

Ayrıca, YouGov tarafından yapılan bir ankette, Almanların yüzde 62'sinin, İsrail'in saldırılarını Filistinlilere karşı bir "soykırım" olarak nitelendirdiği belirlenmişti.


Muhabir: Cüneyt Karadağ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N