İSTANBUL (AA) - Tarihi dokusuyla Hadım Hasan Paşa Medresesi'nde faaliyet gösteren Bab-ı Ali Akademi, gençlere kültür ve düşünce alanında yeni ufuklar açıyor.
Yeni Dünya Vakfı çatısı altında 8 ay önce kurulan akademi, çağın getirdiği değişimleri kavrayarak geçmişin birikimini geleceğe taşımayı hedefliyor.
Akademi, insanın ve toplumun hakikat arayışına katkı sunarak adil ve özgür bir düşünce ortamı oluştururken, bu temelde yeni bir bakış açısı kazandırmayı amaçlıyor.
"Eli kalem tutan söz üstatları buraya davet ediliyor"Vakıf Başkanı Mahmut Göksu, AA muhabirine, 1996'da kurulan vakıfta yaklaşık 30 yıldır gençlik odaklı eğitim ve kültür faaliyetleri yürütüldüğünü belirterek, bu çabaların kültür ve sanat ayağını güçlendirmek amacıyla akademinin hayata geçirildiğini söyledi.
Vakfın merkezinin Eyüpsultan'da bulunduğunu, medrese binasının uzun yıllar boyunca faaliyetlere ev sahipliği yaptığını aktaran Göksu, "Burayı biz metruk halde aldık, sonra restore ettirdik. Eyüpsultan'a taşınınca, Bab-ı Ali Akademi kültür ve sanat ayağımızın daha güçlü olarak ortaya çıkması için gençlerimizin kültür ve sanat alanında yeteneklerini ortaya çıkarabilmek adına başlattığımız bir projeydi." dedi.
Göksu, vakıf kültürünü gençlere öğretebilmek, gelecek kuşaklara taşıyabilmek adına hareket edildiğini dile getirerek, şu bilgileri verdi:
"Eli kalem tutan söz üstatları buraya davet ediliyor. Bunlar akademisyen, kültür sanat insanları oluyor. Toplumun önünde olan, kültür boyutuyla öne çıkmış insanları buraya davet ederek bu konuya sıcak bakan gençlerimizi onlarla buluşturarak, İstanbul'un tarihi dokusu içerisinde İstanbul'da olmanın ayrıcalığını onlara yaşatmak istiyoruz. Dolayısıyla şu ana kadar Bab-ı Ali Akademi'ye gelen herkes de takdirlerini iletti. Biz de doğrusu mutlu olduk. İnşallah daha kalıcı, daha uzun soluklu bir projeyle gençliğimize, kültür dünyamıza ve İstanbul'umuza hizmet ederiz diye düşünüyorum."
"Hak ve hakikatten bağını koparmayan bir yer kurma fikri doğdu"Akademinin danışma kurulu üyesi Abdurrahman Demirel de 9 ay kadar önce akademinin hayata geçirildiğini anlatarak, "Yaklaşık 70'e yakın akademisyen, küratör, ressam, sanatkar, oyuncu, yönetmen arkadaşla buluştuk. Uzun soluklu istişareler yaptık. Burada, hak ve hakikatten bağını koparmayan bir yer kurma fikri doğdu." diye konuştu.
Mayıstan itibaren küçük etkinlikler, akustik konuşmalar ve yaz boyu atölyeler düzenlendiğinden bahseden Demirel, "Güz dönemiyle birlikte ocak ayının başına kadar hocalarımızla, arkadaşlarımızla birlikte burada derslerimiz, atölyelerimiz var." dedi.
Demirel, katılımcıları seçerken katı kriterler olmadığını, sunulan kavramsal ve derin bilgiyi gerektiren içeriğin doğal olarak belirli bir kitleyi çektiğini, katılımcıların çoğunun lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden oluştuğunu anlattı.
Akademinin 1500'lü yılların sonuna doğru inşa edilen bir yapıda yer aldığını belirten Demirel, şu bilgileri verdi:
"Burada sanat, kültür, sinema, tiyatro, felsefe, edebiyatla alakalı, daha geniş anlamda ve aslında kavramsal olarak kafa yoruyoruz. Mesela 'Bir şeyin izleyicisi mi yoksa şahidi miyiz?' meselesinde izleyici olarak baktığımızda Batı endeksli bir kavramla birlikte düşünüp yaşamaya başlıyorsunuz ama şahit olmaya başlarsanız ya da şahit kavramını kullanmaya başlarsanız oradan farklı bir şey çıkıyor. Biz o farklılığın peşinde koşuyoruz."
"Türkiye için yeni bir yaklaşımı temelden inşa etmeye çalışıyoruz"Aynı zamanda şair ve yazar olan Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Ali Günvar ise yeni tanıştığı akademinin varlığından memnuniyet duyduğunu dile getirerek, "Dünyada bir tane medeniyet vardır, insan-ı kamil medeniyetidir. Doğu ve Batı medeniyeti diye iki ayrı medeniyet yoktur. İki ayrı kültür vardır. Aslolan bugünün medeniyetinin, insan-ı kamil medeniyetiyle bağlantısının kurulması ve o bağlantının ülkemizdeki kültür üzerinden güçlendirilmesi meselesini temel mesele olarak ele alıyorum. Bunun üzerinden yürümeye çalışıyorum ve buradaki derslerimde de bunu önceliyorum. Dolayısıyla biz burada Türkiye için yeni bir entelektüel görüşü, yaklaşımı temelden inşa etmeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
Katılımcılarla dil, kültür, medeniyet kavramı, insan-ı kamil ve ilahi kelam üzerine çalışacaklarını da belirten Günvar, ilahi kelamın medeniyeti nasıl inşa ettiğini katılımcılarla anlamaya çalışacaklarının altını çizdi.
Günvar, yürütülen çalışmanın disiplinler arası bir nitelik taşıdığını vurguladı. Akademinin Türkiye için kültürel ve fikri bir yapıyı yeniden inşa etmede önemli rol oynayacağına inandığını söyleyen Günvar, çalışmaların amacına ulaşmasını temenni etti.
Siyaset bilimci Süleyman Seyfi Öğün de ekonomi, siyaset, toplum başlıklarında gençlerle bir araya geleceğine değinerek, "Bu tip mekanlarda tamamen her şey gönüllü. Üniversitede de ders anlatıyorum. Burada tamamen hevesliler, meraklılar var. Dolayısıyla daha kendimi vererek, daha motive olmuş bir şekilde ders anlatacağım." ifadelerini kullandı.
Mekanın ilham ve heyecan verici olduğunu anlatan Öğün, tarihi yapının güzelliğinin ve atmosferinin ortama ayrı değer kattığını belirtti.
Atölye, konuşma, çalıştay gibi etkinlikleri görmek ve kayıt olmak için "babialiakademi.org.tr" adresinden akademiye ulaşılabiliyor.
Muhabir: Özlem Limon