Tarih: 13.12.2025 16:40

Bosna Hersek'te 30 yıl önce imzalanan Dayton'un "barış anlayışı" tartışılmaya devam ediyor

Facebook Twitter Linked-in

SARAYBOSNA (AA) - Bosna Hersek'te 6 Nisan 1992'de Sırpların Boşnaklara saldırmasıyla başlayan Bosna Savaşı, 30 yıl önce paraf edilen ve 14 Aralık 1995'te imzalanan Dayton Barış Antlaşması ile sona erdi.

Ülkede "silahları susturan" antlaşma, ABD'de günler süren müzakerelerin ardından 21 Kasım 1995'te paraf edildi ve 14 Aralık 1995'te Fransa'da Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından resmen imzalanarak yürürlüğe girdi.

Antlaşmanın Bosna Hersek'e getirdiği karmaşık siyasi yapı nedeniyle ülke, iki entite ve bir özerk bölgeye ayrıldı.

Dayton Barış Antlaşması çerçevesinde kurulan ve bugün de Bosna Hersek'te en çok tartışılan kurumlardan Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR), uluslararası toplum adına barış antlaşmasının uygulanmasını denetlemekle görevlendirildi.

Uluslararası hukuk alanında çalışan Zenica Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Enis Omerovic, "Barışı durduran bir metin mi yoksa artık güncellenmesi gereken hukuk belgesi mi?" tartışmaları ekseninde Dayton'un 30. yılında Bosna Hersek'teki etkisi ve "barış anlayışı" konusunda AA muhabirine açıklamada bulundu.

Omerovic, Dayton'un uluslararası hukuk açısından barışı tesis etmedeki başarısı ve uzun vadeli anayasal sonuçlarının konuşulması gerektiğini söyledi.

Dayton'un 1995'te acil ve asli amacını yerine getirdiği konusunda hiçbir şüphenin olmadığını belirten Omerovic, "Dayton, soykırım ve kitlesel vahşet suçlarıyla karakterize edilen silahlı çatışmayı sona erdirmiştir. Bu yönüyle Dayton, hukuken geçerli ve siyasi açıdan etkili bir barış düzenlemesi niteliği taşımaktadır ancak aradan 30 yıl geçtikten sonra bakıldığında antlaşmanın mevcut anayasal yapısı, Bosna Hersek'te işlevsel bir hukukun üstünlüğü sisteminin ve gerçek anlamda demokratik yönetişimin gelişimini giderek daha fazla engellemektedir." dedi.

"Modern bir barış antlaşması yalnızca şiddeti durdurmakla yetinmemeli"

Omerovic, Dayton'un savaşı sona erdirmiş olmasına rağmen katı anayasal mimarisinin demokratik konsolidasyonu sınırladığını, kurumsal hesap verebilirliği zayıflattığını ve hukukun üstünlüğünün tam anlamıyla hayata geçirilmesini engellediğini ifade etti.

Uluslararası toplumun Dayton ile Bosna Hersek'te dönüşüm yerine istikrarı tercih ettiğini dile getiren Omerovic, uluslararası hukuk açısından konuyu bu şekilde değerlendirdiğini anlattı.

Omerovic, Dayton'un barışı koruyan düzenleme olarak övüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Bugün karşı karşıya olunan sorun, Dayton'un tarihsel bir belge olması değil anayasal uyum ve dönüşüm için yapılandırılmış bir hukuki yolun bulunmamasıdır. Uzun süreli uluslararası gözetim ile seçici müdahalelerin bir arada yürütülmesi, kurumsal sürdürülebilirlik yerine bir bağımlılık ilişkisi üretmiştir. Güncel uluslararası hukuk standartlarına göre barış çerçeveleri, çatışma yönetimi araçlarından hak temelli anayasal düzenlere evrilmelidir."

Anlamlı bir reform olmaksızın Dayton'a dayanmaya devam edilmesini doğru bulmadığını ifade eden Omerovic, "Bir barış antlaşmasının yapısal eşitsizlik kaynağına dönüşmesi riskini taşımaktadır ki bu durum uluslararası hukukun temel değerleriyle bağdaşmamaktadır. Modern bir barış antlaşması yalnızca şiddeti durdurmakla yetinmemeli, aynı zamanda adil, kapsayıcı ve demokratik bir barışın hukuki koşullarını da yaratmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Dayton'un net bir çıkış stratejisi bulunmuyor"

Omerovic, 30 yılı değerlendirdiğinde Dayton Barış Antlaşması'nın çeşitli temel eksikliklerinin ortaya çıktığını söyledi.

Antlaşmadaki eksiklikleri üç aşamada ele alan Omerovic, şunları kaydetti:

"Birincisi, adalet ve hesap verebilirlik, anayasal tasarıma yeterince entegre edilmemiştir. Cezai sorumluluk, uluslararası mahkemeler aracılığıyla dışarıdan ele alınmış olsa da geçiş dönemi adaleti, mağdur odaklı tazmin mekanizmaları ve toplumsal uzlaşma, anayasal çerçevenin içine yerleştirilmemiştir. İkincisi, antlaşma işlevsel yönetişimden ziyade toprak dengesini öncelemiş, bunun sonucunda aşırı derecede karmaşık bir kurumsal yapı ortaya çıkmış ve bu yapı çoğu zaman etkili karar alma süreçlerini ve hukuki bütünlüğü engellemiştir."

Omerovic, üçüncü olarak Dayton'da net çıkış stratejisinin bulunmadığına işaret ederek "Antlaşmada hem uluslararası gözetimin sona erdirilmesine hem de yurttaş temelli demokrasiye doğru anayasal dönüşüme ilişkin açık bir yol haritası öngörülmemiştir." diye konuştu.

Benzer barış sürecinin bugün tasarlanacak olması durumunda bazı temel hukuki ilkelerin eklenmesi gerektiğini vurgulayan Omerovic, şunları ifade etti:

"Bireysel insan haklarının etnik ya da kolektif veto mekanizmalarına üstünlüğü, kademeli fakat zorunlu anayasal reform mekanizmaları, yargı bağımsızlığının ve hukuk önünde eşitliğin güçlü güvencelerle korunması, inkarı ve tarihsel revizyonizmi önlemek amacıyla geçiş dönemi adaleti ve hafıza normlarının sürece entegre edilmesi."

Artık güncellenmesi gereken bir antlaşma olarak değerlendiriliyor

Bosna Hersek'te siyasetçilerin sıkça dayanak gösterdiği Dayton Barış Antlaşması'nın imzalanmasının üzerinden 30 yıl geçtiği, güncellenmesi gerektiği görüşü dile getiriliyor.

Antlaşma, ülkeyi Bosna Hersek Federasyonu, Sırp Cumhuriyeti (RS) entitesi ve özel statülü Brcko olmak üzere üç bölgeye ayırıyor, federasyon ise 10 kantondan oluşuyor.

Antlaşmanın getirdiği karmaşık siyasi yapıda kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan (3'ü konsey üyeleri), 13 başbakan ve 130'dan fazla bakan bulunuyor. Karmaşık siyasi yapı, hükümetlerin görev alanları konusunda yetki kargaşasına sebep olurken birçok önemli kararın alınması zorlaşıyor.

Bosna Hersek'in birçok alanda "elini kolunu bağlayan" Dayton Barış Antlaşması'nın bazı kesimler tarafından "son kullanma tarihinin geçtiği" ya da "artık güncellenmesinin gerektiği" değerlendiriliyor.


Muhabir: İsmail Özdemir




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N