Tarih: 28.11.2025 18:57

Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin Batı Şeria'da işlediği suçlardan sorumlu İsrailli 4 hareket

Facebook Twitter Linked-in

KUDÜS (AA) - İsrail'de, işgal altındaki Filistin topraklarından gasbedilmiş alanlara kurulan yasa dışı yerleşimleri sağlamlaştırmak, genişletmek ve söz konusu bölgeleri Yahudileştirme politikası doğrultusunda bir araç olarak kullanmak için çalışan çok sayıda dernek ve hareket bulunuyor.

İsrail'in 1967'de Batı Şeria'yı işgal etmesinden bu yana ardı ardına gelen İsrail hükümetleri Filistin topraklarını gasbederek yüzlerce yerleşim birimi kurdu ve bu yerleşimlerde 700 binden fazla İsrailli yaşıyor.

Birleşmiş Milletler (BM), söz konusu yerleşimlerin yasa dışı olduğunu ve uluslararası kararlarda belirtilen "iki devletli çözüm" fırsatını baltaladığını vurgulayarak, bunun durdurulması çağrısında bulunuyor.

Batı Şeria'da İsrail'in devam eden saldırıları ise genellikle söz konusu yerleşim birimlerinin genişlemesine zemin hazırlıyor.

AA muhabirleri, yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin ortaya çıkışı ve bu faaliyetlerle ilişkili hareket ile derneklere ilişkin bilgileri derledi.

Gasbedilen Filistin topraklarında yasa dışı yerleşimlerin başlangıcı

İsrail, 1948'de silahlı Siyonist çetelerin işlediği katliamlar sonucu 100 binlerce Filistinlinin evlerinden zorla göç ettirilmesinin ardından işgal edilen Filistin toprakları üzerinde kuruldu.

İsrail'deki Mida haber sitesinin 17 Mayıs 2023 tarihli haberine göre, Haziran 1967'de gerçekleşen Altı Gün Savaşı'nın ardından o dönemde İsrail'de iktidarda bulunan İşçi Partisi Batı Şeria'daki yerleşim projesinin temelini attı.

Söz konusu proje için İsrailli milletvekili ve bakan olan asker–siyasetçi Yigal Allon'a atıfla "Allon" ismi seçildi.

Bu proje, "askeri ve güvenlik amaçları" adı altında Filistin topraklarına "el konulmasına" odaklanıyordu.

Projenin ana hedefi; dini, tarımsal ve endüstriyel gerekçelerle Yahudilerin Batı Şeria'ya yerleştirilmesi ve Filistin yer altı sularının kontrol edilmesiydi.

Allon, İsrail'in varlığını güvence altına alma bahanesiyle, topografyası ve stratejik derinliği bakımından savunmaya uygun "güvenli sınırlar" oluşturulması dahil olmak üzere yerleşim adımları atılmasını önerdi.

Bu sınırlar arasında Ürdün Nehri, Ürdün Vadisi, Golan Tepeleri (Suriye) ve Batı Şeria'nın geniş bölgeleri yer alıyordu; ayrıca yerleşim birimlerinin genişletilmesi de öngörülüyordu.

İsrail'de bu alanda faaliyet gösteren 4 büyük yerleşim hareketi bulunuyor:

1- Guş Emunim Hareketi

İbranicede "inançlılar bloğu" anlamına gelen Guş Emunim, Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetlerini yönlendiren hareketlerden biri.

1974 yılında kuruldu ve 1977'de mevcut Başbakan Binyamin Netanyahu'nun liderliğini yaptığı sağcı Likud Partisi'nin, İşçi Partisi'nin ardından iktidara gelmesiyle etkisi büyük ölçüde arttı.

İbranice internet sitesi "Kotar"ın 9 Şubat tarihli haberine göre, hareket, "Büyük İsrail Toprağı" olduğu iddia edilen topraklardan vazgeçmeme ve Yahudi egemenliğini bu topraklar üzerinde koruma kültürünün yayılması fikrini kullandı.

Hareketin hedefi; Batı Şeria'da mümkün olan en geniş alanda, yoğun veya dağınık nüfuslu bölgelerde, en fazla sayıda yerleşim birimi, yerleşim bloğu ve kaçak yerleşim noktası inşa ederek bölgeye 1 milyon Yahudi yerleştirmekti.

Hareket, çok sayıda fanatik Yahudi'nin ilgisini çekti, bazen bir kaçak yerleşimi dağıtmaya çalışan askerlere sert şekilde karşı koydu ve yerleşim bloklarını birbirine bağlayan yolları genişletme fikri üzerine odaklandı.

İlk kurduğu yerleşim birimleri Nablus ve Ramallah kentlerinin çevresinde oldu. 1977 yılında bu iki bölgede "Ofra", "Kedumim" ve "Maale Adumim" adlı üç yerleşimi kuran hareket, ardından Batı Şeria'nın dört bir yanında onlarca yerleşim inşa etti.

2- Amana Hareketi

Amana, 1978 yılında "Guş Emunim" hareketine destek veren örgütsel bir yapı olarak kuruldu ve yeni yerleşimler kurmak ve mevcut olanları geliştirmek için çalışıyor.

Yerel kaynaklara göre Amana, işgal altındaki Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Gazze Şeridi dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde yeni alanların iskanı üzerinde çalışıyor.

Dağlık alanlara yerleşmeye odaklanan hareket, buraların "ovalarda ve kıyılarda beklenen nüfus artışı ve yoğunluğu nedeniyle Yahudi halkı için tek toprak rezervi" olduğunu ileri sürüyor.

Hareket sadece yerleşim yeri inşa etmekle kalmadı, göçmenlerin yerleştirilmesine yönelik planlar geliştirdi ve bunların siyasi şartlara göre uygulanmasını sağladı.

3- Nahala Hareketi

Guş Emunim'in çizgisini desteklemek amacıyla 2005 yılında kurulan Nahala, mevcut yerleşimlerin etkisini genişletmeye ve işgal altındaki Batı Şeria'nın mümkün olan en geniş alanında yeni Yahudi yerleşim birimleri kurulmasına odaklanıyor.

Harekete ait YouTube kanalındaki bilgilere göre Nahala, yerleşimlerin genişlemesi fikrinin en önde gelen destekçileri arasında gösterilen Moshe Levinger ve Daniella Weiss tarafından kuruldu.

Hareket, Gush Emunim'in ideolojisini benimseyerek Batı Şeria'daki yerleşimlerin kuruluşunu, desteklenmesini ve meşrulaştırılmasını "Büyük İsrail" iddiasına dayandırıyor.

Bu çerçevede siyasi çözümlere karşı çıkıyor ve Filistin halkının kendi topraklarındaki varlığını reddediyor.

Aynı kaynağa göre Nahala, 2022 yılı itibarıyla 60'tan fazla yasa dışı Yahudi yerleşimin kurulmasına katkı sundu.

Hareket, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in liderliğindeki Dini Siyonizm Partisi ile Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in liderliğini yaptığı Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) gibi aşırı dinci partilerden açık destek alıyor.

Levinger'in ölümünden sonra Nahala'nın liderliğini üstlenen Weiss, Filistinlilere, mallarına ve geçim kaynaklarına karşı günlük saldırılar düzenleyen "Habad", "Fiyat Etiketi", "Tepe Gençliği" ve "Uri Tzafon" gibi tüm terörist yerleşimci gruplara maddi ve manevi destek sağlıyor.

4- Elad Hareketi

Israel Hayom gazetesinin 31 Aralık 2020 tarihli haberine göre, Elad (City of David Foundation) Yahudi Yerleşim Derneği, Eylül 1986'da yerleşimci David Beeri tarafından kuruldu.

Haberde, derneğin amacı "(işgal altındaki Doğu) Kudüs'ün Eski Şehir bölgesini geliştirmek, İsrail halkı ve dünya ile Kudüs arasındaki bağı güçlendirmek ve işgal altındaki Filistin topraklarında Yahudi yerleşim inşasını sürdürmek" şeklinde tanımlanıyor.

Filistinliler ise uluslararası hukuka dayanarak, İsrail'in şehri 1967'deki işgalini ve 1980'deki ilhakını tanımıyor ve Doğu Kudüs'ü gelecekteki devletlerinin başkenti olarak görüyor.

"Elad" adı, İbranice "La İr David" (Davut'un Şehri'ne Doğru) ifadesinin kısaltması olup, Tevrat metinlerinden türetilmiş bir söylem üzerine kurulu.

Bu söylem, Kudüs'ün 3 bin yıl önce "Yahudi halkının dini ve manevi başkenti" olduğu iddiasını dayatma amacını taşıyor.

Israel Hayom'un haberine göre Elad, Kudüs başta olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'nın geniş bölgelerinde Yahudileştirme ve Filistinlilerin kimliğini dönüştürme faaliyetlerini destekliyor.

Elad, Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın güneyindeki Silvan Mahallesi'nin Filistinli sakinlerini mülksüzleştirme, topraklarına el koyma ve demografik genişlemelerini engellemeye yönelik çalışmalar yürütüyor.

İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesi, Doğa ve Parklar İdaresi ile Savunma, Eğitim, Tarım, Adalet, Kudüs İşleri ve Miras Bakanlıkları dahil çok sayıda İsrailli kurum, bu Yahudi yerleşim projelerine destek sağlıyor.

İsrail'in en zengin STK'ları arasında yer alan Elad, yalnızca Silvan'da yaklaşık 70 kaçak yerleşimi yönetiyor ve bölgede yürütülen kazı çalışmalarını finanse ediyor.

Gazetenin aktardığına göre Elad'ın yönetim kurulunda, İsrail ve dünyanın çeşitli ülkelerinden tanınmış isimler, entelektüeller ve eski generaller bulunuyor.

David Be'eri, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinin yapısını değiştirme ve yerleşimleri genişletme konusundaki çalışmaları nedeniyle 2017'de dönemin Başbakanı Netanyahu tarafından "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" ile onurlandırıldı.

Batı Şeria'nın ilhakı

İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem'in Mayıs 2025 tarihli raporuna göre, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak 730 bini aşmış durumda.

Rapora göre, bu artış, İsrail'in yerleşim faaliyetlerini dondurmak veya müzakere etmek yerine ilhak yönünde ilerlediğini ortaya koyuyor.

İsrail, 8 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de sürdürdüğü soykırımla eş zamanlı olarak, son iki yılda Batı Şeria'daki saldırılarını ve ihlallerini yoğunlaştırdı.

Özellikle Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi ve yerleşim altyapısının genişletilmesi hız kazandı.

Filistinlilere göre, bu uygulamalar, Batı Şeria'nın fiili olarak İsrail'e ilhakının önünü açıyor ve BM kararlarında öngörülen iki devletli çözüm ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Bu iki yıllık süreçte, İsrail ordusu ile Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Kudüs dahil Batı Şeria'da en az 1076 Filistinliyi öldürdü, yaklaşık 10 bin 700 kişiyi yaraladı ve 20 bin 500'den fazla kişiyi de gözaltına aldı.

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi'nin 5 Ekim tarihli verilerine göre, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, aynı dönemde Batı Şeria'da 7 binden fazla saldırı düzenledi, bu saldırılarda 33 Filistinli öldürüldü ve Filistinlilere ait 33 yerleşim alanı tamamen boşaltıldı.



Muhabir: Esat Fırat,Khaled Yousef,Safiye Karabacak




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N