Tarih: 04.11.2025 17:54

İsrail saldırıları, Gazze'de yaklaşık 1400 yıllık Büyük Ömeri Camisini "yıkıntıya" çevirdi

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Gazze'nin eski şehir merkezinde, yıkıma direnen caminin minaresi, kentin en eski ve en köklü camilerinden birine açılan "derin yaranın" tanığı olarak ayakta duruyor.

Tarihi Filistin topraklarında yerel dinler için mabed olarak kurulan yapı, Bizanslılar tarafından 5. yüzyılda kiliseye, 7. yüzyılda Halife Hz. Ömer döneminde camiye çevrildi.

Gazze'nin "Ulu Camisi" olarak anılan mabed, yüzyıllardır Gazze kentinin kalbi konumunda, halkın ve alimlerin uğrak noktası oldu.

Ancak İsrail ordusunun bombardımanları, caminin büyük bir kısmını yerle bir ederken, geniş avlusu da "tarihin kokusunun tozlara karıştığı" bir taş yığınına dönüştü.

İsrail, 2 yıl süren Gazze'deki soykırımında, 835'ten fazla camiyi tamamen yıkarken, saldırılarda 180'den fazla cami de farklı derecelerde kısmi hasar gördü.

Köklü bir dini ve tarihi eser

Büyük Ömeri Camisi, Gazze'nin en eski camisi olarak kabul ediliyor ve kentin geleneksel çarşının yakınında yer alıyor.

Caminin toplam alanı yaklaşık 1600 metrekareyken, 410 metrekaresi iç ibadet alanı, 1190 metrekaresi ise binlerce kişiyi ağırlayan geniş avlu olarak kullanılıyor.

Eski mimari üslubu yansıtan 38 sağlam mermer sütun üzerine inşa edilen cami, bu özelliğiyle nesiller boyunca aktarılan bir mimari şaheser olarak biliniyor.

Büyük Ömeri Camisi, Gazze'nin en büyük ve en köklü camilerinden biri olmasının yanı sıra, Filistin'de Mescid-i Aksa ve Akka'daki Cezzar Ahmed Paşa Camisinden sonra üçüncü en büyük cami olarak kabul ediliyordu.

Yüzyıllar boyunca yaşanan dini dönüşümler

Fetihlerle anılan Halife Hz. Ömer'in onuruna "Ömeri Camisi" olarak adlandırılan yapı, aynı zamanda Gazze'nin en büyük camisi olma özelliğini taşıyor; bu nedenle "El-Kebir" (Büyük Cami) olarak da biliniyor.

Caminin bulunduğu yerin tarihi milattan öncesine kadar uzanıyor. Başlangıçta eski bir tapınak olan bu yapı, 5. yüzyılda Bizanslılar tarafından kiliseye dönüştürülüyor.

Müslümanların 7. yüzyıldaki fethi sonrasında yapı yeniden inşa edilerek camiye çevriliyor ancak 1033 yılındaki depremde minaresi çöküyor.

Haçlılar, 1149 yılında camiyi Vaftizci Yahya'ya adanan bir katedrale çeviriyor. Fakat 1187'deki Hıttin Savaşı sonrasında Eyyubiler yapıyı geri alıp yeniden cami olarak inşa ediyor.

Memlükler tarafından 13. yüzyılda restore edilen cami, 1260'ta Moğolların saldırısıyla tahrip ediliyor ancak kısa sürede Müslümanların eline geçerek yeniden ihya ediliyor.

Yüzyılın sonlarına doğru bölgeyi sarsan bir deprem, caminin bir kez daha yıkılmasına yol açıyor.

15. yüzyılda, Osmanlılar camiyi depremlerin ardından restore ediyor ancak yapı I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz bombardımanında yeniden hasar görüyor.

1925 yılında, Yüksek İslam Konseyi camiyi bir kez daha onararak Gazze halkının yaşamında merkezi bir simge haline getirdi. Ancak cami, İsrail'in ateşkese kadar süren 2 yıllık saldırılarında, birkaç kez isabet alarak tamamen harabeye döndü.


Muhabir: Mohamed Majed,Ekrem Biçeroğlu,Safiye Karabacak




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N