Tarih: 22.11.2025 14:28

Kimyasal zehirlenmelere müdahalede "doğru bilinen yanlışlar" ölüm riskini artırıyor

Facebook Twitter Linked-in

ZONGULDAK (AA) - Prof. Dr. Pişkin, AA muhabirine, kimyasal zehirlenmelerin son yıllarda küresel ölçekte artış gösterdiğini, bunda sanayileşme, küresel ısınma ve yoğun kimyasal kullanımının etkili olduğunu söyledi.

Evlerde en sık görülen kimyasal zehirlenmelerin, çamaşır suyunun tuz ruhu veya sirkeyle karıştırılmasından kaynaklandığına işaret eden Pişkin, bazı kimyasal maddelerin ağızdan yanlışlıkla yutulmasıyla, cilde temasla ve ciltte herhangi bir yara olduğunda kimyasal maddeye maruz kalmasıyla zehirlenmelerin ortaya çıkabildiğin anlattı.

Pişkin, kimyasal zehirlenmelerde yoğun bakıma alınan hastalarda tüm tıbbi müdahalelere rağmen ölüm oranlarının yüksek seyrettiğini, bu nedenle tedavinin en kritik aşamasını zehirlenme gerçekleşmeden önce evde alınacak önlemlerin oluşturduğunu vurguladı.

Evde iyi havalandırılmış, camların açık olduğu ortamlarda temizlik yapılması gerektiğini dile getiren Pişkin, ürünlerin etiketlerinin dikkatli okunmaması nedeniyle daha etkili temizlik yapılacağı düşüncesiyle önerilen miktarın üzerinde kimyasal kullanıldığını, bu durumun da kimyasal zehirlenmelerin en yaygın nedenlerinden olduğunu kaydetti.

"Kimyasal maddeye maruz kalan kişi oksijen sirkülasyonunun bol olduğu temiz ortama alınmalı"

Pişkin, kimyasal maddelerin kendi ambalajları dışında, kavanoz, şişe ya da bardak gibi kaplarda saklanmaması gerektiğinin altını çizerek "Unutulmamalı ki çamaşır suyu görüntü olarak suya çok benziyor. Dolayısıyla kazara içme, yutma gibi kimyasal zehirlenmelerde en sık karşılaşılan sebepler arasında görünüyor. Öte yandan ülkemizde sahte ya da kaçak ürünlere maruziyet metil alkol gibi ya da ucuz dermokozmetik gibi maruziyetler kimyasal zehirlenmelere sebep olabiliyor. Bahçe ve tarla işlerinde kullanılan organofosfat içerikli böcek ve tarım ilaçları nedeniyle de kimyasal ajanlara (madde) maruziyet yaşanabiliyor." diye konuştu.

Kimyasal maddeye maruz kalındığında yapılacak ilk doğru adımın, kişiyi güvenli ortama almak olduğunu anlatan Pişkin, şöyle devam etti:

"Kimyasal zehirlenmelerde tıbbi müdahaleden önce alınacak önlemler çok daha büyük önem taşıyor. Kimyasal zehirlenme olgusuyla karşılaştığımız zaman maalesef ölüm oranı yüksek oluyor. Dolayısıyla evde iş yaparken, temizlik yaparken ya da bahçede tarla sularken alacağımız önlemlerin, olay gerçekleştikten sonra bir hekimin yapabileceğinin çok önünde olduğunu mutlaka akılda bulundurmanız gerekiyor. Panik yapmadan 112'yi arayarak, hangi kimyasal maddeye maruz kaldığının etiketini gerekirse fotoğrafını çekerek ekiplere iletmemiz gerekiyor. Kişiyi gaz ya da buhar, yani solumayla ya da inhalasyon (gazların veya havanın akciğerlerinize girmesi) yöntemine bağlı zehirlenme geçirmişse hemen oksijen sirkülasyonunun bol olduğu temiz ortama çıkarıp mümkünse maruz kalınan kıyafetleri üzerinden çıkartarak sağlık ekiplerinin gelmesini beklemekte fayda var."

Prof. Dr. Pişkin, doğru bilinen bazı davranışların yanlış sonuçlara yol açabildiğine işaret ederek "Kimyasal ajanın kazara yutulması durumunda hastayı kusturmamak kritik önem taşıyor. Kimyasal ajan ağızda ya da yemek borusunda yanığa sebep olmuş olabilir. Kusturmayla midede ve yemek borusunda yırtılmaya sebep olabilir. Bu da hasta için hayati tehlikeye sebep olabilir. Olay anında panik halde olmak kişiyi yanlış yapmaya sevk eder. Bu hastalara hemen yoğurt yedirmemeye, süt gibi maddeler içirmemeye çalışmalıyız." ifadelerini kullandı.

Panik yapmadan sağlık ekiplerini bekleyip kişinin güvenli şekilde hastaneye ulaşmasına yardımcı olunması gerektiğini vurgulayan Pişkin, "Kimyasal madde, göze ya da cilde temas etmişse en az 10-15 dakika cildi ya da gözü temiz suyla yıkayıp göz kapaklarının açık kalmasına yardım etmeliyiz." dedi.


Muhabir: Fadime Yılmaz Elma




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N