İSTANBUL (AA) - Ünlü, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, küresel enerji politikalarındaki yön değişimi ve Türkiye'deki makroekonomik görünümün, enerji verimliliği ve düşük karbonlu yatırımlar için daha elverişli bir zemine işaret ettiğini dile getirdi.
Ünlü, bu kapsamda 2025'e girerken yeşil dönüşüm alanında artan farkındalık ve küresel baskının etkisiyle enerji verimliliği yatırımlarında ivme beklendiğini ancak tırmanan jeopolitik riskler ve küresel ticaretteki belirsizlik ortamı nedeniyle Türkiye'de ve Uluslararası Enerji Ajansı raporlarına göre dünya genelinde enerji verimliliği yatırımlarında daralma yaşandığını ifade etti.
Jeopolitik gerilimler ve savaşların etkisiyle ülkelerin enerji politikalarının merkezine dışa bağımlılıktan kurtulma ve arz güvenliğini sağlama hedefinin yerleştiğini belirten Ünlü, Avrupa Birliği'nin 2027'ye kadar Rus gazı ithalatını aşamalı olarak durdurma kararının bu eğilimin en somut örneklerinden biri olduğunu söyledi.
Türkiye'de ise ekonomik sıkılaşma politikaları ve buna bağlı yüksek finansman maliyetlerinin enerji verimliliği projelerinin ertelenmesine yol açtığını dile getiren Ünlü, "2025'te teşvik ve destek mekanizmalarına rağmen işletmeler, finansal sürdürülebilirlik kaygıları nedeniyle yüksek getiri sağlayan alternatif yatırım araçlarına yöneldiği için enerji verimliliği projelerini erteledi. Yüksek faiz oranları ve küresel enerji fiyatlarının önceki yıllara kıyasla düşük seyretmesiyle geri ödeme sürelerinin uzaması da sektörün büyüme hızını yavaşlattı." dedi.
Destek ve teşviklerin enerji verimliliği sektörüne katkısı büyükÜnlü, 2025'te yürürlüğe giren İklim Kanunu'nun, özellikle Emisyon Ticaret Sistemi'nin (ETS) kurulması ve karbon piyasası altyapısının oluşturulması açısından kritik bir eşik olduğunun altını çizerek, kamu desteklerinin sektörün sürekliliğini sağladığını ifade etti.
Bu kapsamda Verimlilik Artırıcı Proje (VAP), KOSGEB, TÜBİTAK ve ilgili bakanlıkların sunduğu teşviklerin 2026'da da devam etmesini beklediklerini söyleyen Ünlü, "Bu destek ve teşviklerde yeniden değerleme oranında artış var. Burada da özellikle VAP destekleri öne çıkıyor. 2025'te VAP kapsamında enerji verimliliği projelerinde destek üst limiti 21 milyon 589 bin 500 liraya yükseltilirken, 71 milyon 965 bin liraya kadar olan yatırımlar yüzde 30 oranında destekleniyor. ETS'nin devreye girmesiyle karbon piyasasından sağlanacak kaynakların da ilave yatırım ve teşvik olarak sektöre yansımasını bekliyoruz." diye konuştu.
Ünlü, Türkiye'nin enerji ithalatının yüzde 75 seviyelerinden yüzde 71'e gerilemesinin fosil yakıt bağımlılığının azaldığına işaret ettiğini dile getirdi.
Yenilenebilir enerji yatırımlarında çatı üstü uygulamalardan, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları modeli kapsamında büyük ölçekli projelere doğru bir geçiş yaşandığını söyleyen Ünlü, depolamalı yenilenebilir enerji santrallerine yönelik yatırımların da hız kazandığını ifade etti.
Ünlü, bu eğilimin daha dengeli ve kontrol edilebilir bir enerji arzı hedefini desteklediğine işaret ederek, Karadeniz'deki doğal gaz keşifleri, nükleer enerji yatırımları, batarya teknolojileri ve emisyon azaltımına yönelik projelerin de Türkiye'nin bağımsız ve temiz enerji dönüşümünün temel unsurları arasında yer aldığını belirtti.
Ertelenen yeşil dönüşüm yatırımları 2026'da yeniden gündeme gelebilirEnerji verimliliği sektörünün 2025'te yaşanan zorlu koşullara rağmen 2026'ya yönelik beklentilerinin güçlü olduğunu söyleyen Ünlü, şunları ifade etti:
"Barış umutlarının artması ve ticaret savaşlarının daha öngörülebilir bir zemine oturması, küresel ekonomik istikrarı destekleyebilir. Türkiye'de ise enflasyonun gerilemesi, kredi faizlerinin makul seviyelere ineceğine yönelik beklentiler ve 2024-2030 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında yalnızca enerji verimliliğiyle 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefi, ertelenen yeşil dönüşüm yatırımlarının 2026'da yeniden devreye alınma ihtimalini güçlendiriyor."
Ünlü, bu yılki yavaşlamaya rağmen gıda, ilaç, kimya, otomotiv gibi sektörlerin enerji verimliliği yatırımlarını sürdürdüğünü ve 2026 itibarıyla bu alanlara yeni sektörlerin de eklenmesini beklediklerini belirterek, "Ticari binalara yönelik devlet destekleri dikkate alındığında, 2026 ve sonrasında özellikle hastane ve otel binalarında enerji verimliliği yatırımlarının hız kazanmasını bekliyoruz. Kentsel dönüşüm kapsamında yeni binalarda enerji verimliliği zorunluluğu ise yeşil bina ve teknoloji pazarında önemli bir yatırım potansiyeline işaret ediyor." dedi.
Bu yıl Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları kapsamında şirketlerin ilk kez entegre sürdürülebilirlik raporlarını yayımladığını dile getiren Ünlü, 2026'da raporlama yapan firma sayısının artmasını beklediklerini belirtti.
Ünlü, bu sürecin şirket stratejilerini daha şeffaf hale getireceğini ve enerji hizmet şirketlerinin pazarı daha sağlıklı analiz etmesine imkan tanıyacağını ifade ederek, EYODER olarak 2026'dan itibaren enerji hizmet şirketlerine yönelik uluslararası ölçüm ve doğrulama sertifikasyon eğitimleri düzenlemeyi planladıklarını kaydetti.
Muhabir: Duygu Alhan