Tarih: 22.01.2025 14:22

"Dijital mecraların iktidarına yasaklarla değil sınırlamalarla çözüm" önerisi

Facebook Twitter Linked-in

ANKARA (AA) - TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan İlköğretim ile Ortaöğretim Kurumlarında Akran Zorbalığının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Yıldız Konal Süslü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde akran zorbalıklarının artması üzerine komisyonun kurulduğunu söyledi.

Bugün fiziksel, duygusal ve sosyal zorbalığın dışında dijital zorbalık gibi daha büyük bir sorunla da karşı karşıya kalındığını belirten Süslü, kısa vadede çocukların bilinçlenmelerini, farkındalıklarını artırarak güvenli bir ortamda olmalarını sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

Süslü, "Orta vadede bulundukları her okulda, sadece bir birey olarak değil, tüm öğrencilerimizi ve ailelerimizi kuşatan bir iyileşme olması bizim amacımız, uzun vadede de ülkenin gündeminden bunun kalkması ve çocuklarımızın bu konuda güvenliğinin sağlanması." dedi.

Akran zorbalığıyla ilgili bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları, akademisyenlerin de dahil olduğu geniş paydaşlı çalışmalar yürüttüklerini anlatan Süslü, şöyle konuştu:

"Bütün muhalefet partilerinden temsilci vekillerimiz var komisyonumuzda. Burası siyaset üstü bir konu. Herkesin ortak konusu. Herkes bu sorunu çözmek istiyor. Çocuklarımızın ruh ve fiziksel sağlığı söz konusu. Artık çok daha hayati risk oluşturan süreçlerle karşı karşıyayız maalesef. Örneğin belirli oyunlar oynanıyor. Bu oyunlar için sohbet grupları kuruluyor. Bu gruplara dahil olabilmek yani sosyalleşebilmek, akranlar arasında var olabilmek, kimlik oluşturabilmek ön koşul haline geldi. Eğer siz oraya dahilseniz grubun bir parçasısınız. Yoksa tecrit ediliyorsunuz, yalnız bırakılıyorsunuz veya ötekileştiriliyorsunuz. Hatta tehdit alabiliyorsunuz. Bunun için de toplumsal bir farkındalığa ihtiyaç var.”

"Tüm dünyayı etkileyen bir konu"

Diğer bir hedeflerinin de konuya ilişkin yasal bir düzenleme olduğunu aktaran Süslü, "Çin'de 15 yaşının altındaki çocuklar 40 dakikadan fazla TikTok uygulamasına giremiyorlar. Avustralya'da 16 yaşında. İspanya, Fransa gibi ülkelerde bu ve benzeri sınırlamalardan bahsediyoruz. Bu İstanbul, Ankara, Konya meselesi değil, Türkiye meselesi de değil. Tüm dünyayı aslında etkileyen bir konu." dedi.

Burada yasaktan değil, sınırlamadan bahsetmek gerektiğinin altını çizen Süslü, şöyle devam etti:

"Dijital mecraların iktidarını da ancak yasal düzenlemelerle bu sosyal ağların sahiplerine ve yöneticilerine belirli kontroller ve denetimler getirerek çözebiliriz. Bunu komisyonda değerlendiriyoruz, tüm paydaşlarıyla. Bunlarla ilgili olarak rapor çıktığında da kamuoyuyla paylaşacağız. Burada bir şeyi yasaklamak, mahrum bırakmak, tümden kapatmak gibi bir derdimiz yok. Sadece sizi yöneten değil, sizin yönetebildiğiniz, faydalı olan ve gelişiminize katkı sağlayan mecraları ve bunların kullanım sürelerini yaşlarına ve gelişim düzeylerine göre ayarlamaktan başka bir derdimiz yok. Bununla ilgili olarak tüm partilerin ortak desteğiyle bu sınırlamaların, denetlemenin ve kontrollerin getirilebileceği yasa gündeme gelsin diye gayret edeceğiz. Onu inşallah önümüzdeki günlerde tekrar değerlendirme imkanı bulabiliriz."

"Ebeveynler çok önemli rolde"

İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Başak Gezmen de sosyal medya platformlarında gençlerin ve çocukların kalma sürelerinin gerek dünya genelinde gerekse Türkiye'de çok arttığına dikkati çekti.

Gezmen, "Sosyal medyada çok uzun süre vakit geçiriyorlar ve bu da birçok zararlı içeriklerle karşı karşıya kalma risklerini daha da fazla artırıyor. Doğal olarak özellikle çocuk kitle, bu zararlı içeriklere karşı neyin doğru, neyin yanlış olduğunu tam olarak tespit edemedikleri için nasıl karar verebileceklerini de tam olarak bilemiyorlar." dedi.

Uzun süre sosyal medyada vakit geçiren gençlerin bağımlılık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Gezmen, "Bu nedenden dolayı artık kısıtlamalar dünya genelinde zorunlu hale geldi. Türkiye özelinde düşündüğümüz zaman da durum bundan pek farklı değil. Üzerine basarak söylemek istiyorum, burada asıl sorumluluk sosyal medya platformları ve internet kuruluşlarına düşüyor." diye konuştu.

Gezmen, siber zorbalığın giderek arttığına işaret ederek, "Aslında burada ebeveynler çok önemli bir rolde. Kesinlikle çocukların ve gençlerin yalnız bırakılmaması gerekiyor." dedi.

Güven ortamlarının çok sağlam bir şekilde kurulması gerektiğini, böylelikle çocukların ya da gençlerin her şeyi ailesiyle paylaşabileceğini vurgulayan Gezmen, ancak uğranılan siber zorbalık durumunun aileyle paylaşılmasıyla çözüm yolu üretilebileceğini kaydetti.


Muhabir: Halime Berra Ona,Gamze Geçer Şahbaz




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N