Tarih: 19.03.2025 12:27

Dopingle Mücadele Direktörü Prof. Güner'den sporculara "kusursuz sorumluluk" uyarısı

Facebook Twitter Linked-in

ANKARA (AA) - Güner, doping kontrol örneğinin analizi, cezalar arasındaki farkların sebepleri, dopingle mücadele kural ihlallerindeki sorumluluk dağılımı, sporcuların tedavi amacıyla kullandığı ilaçlarda bulunan yasaklı maddeler konularında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Dünya Dopingle Mücadele Ajansı'nın (WADA) onay verdiği laboratuvarlardaki ölçüm hassasiyetinin çok yüksek olduğu bilgisini veren Güner, "Bir olimpik yüzme havuzu düşünün. 50 metre uzunluğunda, 25 metre genişliğinde ve 2 metre derinliğindeki bir havuzu doldurduğunuzda 2500 tonluk su olacak. Siz sadece bir gramlık bir yasaklı maddeyi atın, iyice karıştırın ve tüm havuza yayılmasını sağlayın. Sadece bir damla örnek alın ve onu analiz edin. Bulacağınız madde yoğunluğu, pikogram (gramın trilyonda biri) cinsindendir. Yani bu çok çok düşük miktardaki yasaklı maddeyi bulabilecek hassasiyette bir analiz yapılması sonucu değerlere ulaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Güner, kariyerinde 12 Avrupa ve 5 dünya şampiyonluğu bulunan milli güreşçi Rıza Kayaalp'in 4 yıl men cezası almasına giden süreci şöyle anlattı:

"Rıza Kayaalp olimpiyatlara hazırlanırken müsabaka dışı bir dönemde Uluslararası Güreş Federasyonu'nun (UWW) doping kontrol faaliyetlerini yürüten Uluslararası Doping Kontrol Ajansı'nın (ITA) yaptığı bir doping kontrolüne tabi tutuluyor. Sporcu, 28 Mayıs 2024 günü bir idrar örneği veriyor. İdrar örneğinin analizi Lozan Doping Kontrol Laboratuvarı'nda gerçekleştiriliyor ve içinde "trimetazidin" denilen bir yasaklı madde bulunuyor. Yasaklılar Listesi’nde "hormon düzenleyicileri" dediğimiz bir grupta yer alan bir madde bulunuyor. Kendisine bildirim yapıldıktan sonra müsabakalara katılmaması için bir tedbir uygulanıyor. Daha sonra sporcudan savunma isteniyor ve dava UWW'nin yetki verdiği Spor Tahkim Mahkemesi'nin (CAS) birinci derecesinde görülüyor. Oradan da bir ceza veriliyor. Herkes zannediyor ki süreç bitti, aslında süreç bitmedi. Sporcunun ve diğer tarafların bir üst makama itiraz hakkı bulunuyor. Sporcuya, tebliğ edildikten itibaren 21 gün içinde bir hak verilmiş. Ondan sonra sonuç kesinleşecek."

⁠ Ünlü tenisçiler Sinner ve Swiatek'e verilen kısa süreli cezalar

Tenisin zirvesindeki isimler Iga Swiatek ve Jannik Sinner'in uzlaşma yolunu seçerek aldığı doping cezaları spor gündemini uzun süre meşgul etti. Swiatek'e 2024'ün kasım ayında "trimetazidin" maddesi nedeniyle 1 ay, Sinner'e ise şubatta "klostebol" maddesi nedeniyle 3 ay men cezası verilmesi, birçok tenisçi tarafından eleştirildi.

"Sinner ve Swiatek kısa süreli cezalar almışken Rıza'nın 4 yıl gibi uzun bir süre men edilmesinin sebebi nedir?" sorusu yöneltilen Güner, "Burada kullanılan madde önemlidir. Vücutta ne kadar bulunduğu ve vücuda nasıl girdiği de önemlidir. Sporcunun bu konuyla ilgili yaptığı savunma, yargı mercii tarafından bilimsel olarak kabul edilirse cezanın düşürülmesiyle ilgili karar verilebilir." cevabını verdi.

Güner, Sinner ve Swiatek'in dosyaları hakkında "İkisi de çok ilginç vakalar. Sinner'in verdiği doping kontrol örneğinde "klostebol" adında bir anabolik steroid bulundu. Daha sonra düşük miktarlarda olduğu açıklandı. Çok düşük miktarda olması tabii ki sporcuyu kurtarmıyor. Sporcuya soruluyor. Sporcu da bir araştırma yapıyor. Fizyoterapistinin el yarası için kullandığı spreyin içinde bu maddenin bulunduğunu öğreniyor. Fizyoterapist tarafından masaj yapılırken maddenin sporcunun derisinden nüfuz ettiği anlaşılıyor. Demek ki çok çok hassas bir analiz yapılıyor. Swiatek ise jetlag ve uyku problemini çözebilmek amacıyla bir eczaneden reçetesiz, tezgâh üstü satılan melatonin ilacını alıyor. Daha sonra o ilaca, aynı Rıza Kayaalp'te bulunan "trimetazidin" maddesinin bulaşık olduğu saptanıyor. Bu da çok çok düşük miktarlarda." değerlendirmesinde bulundu.

Swiatek'in başına gelen bir maddenin ilaç içeriğine bulaşmasının, dopingle mücadeledeki sıkıntılardan biri olduğunu dile getiren Güner, sözlerine şöyle devam etti:

"Dünyadaki üretim bantlarının sorunlarından biri bu. Örneğin bir ilaç firması, farklı farklı ilaçlar üretiyor. Ortam çok iyi bir şekilde havalandırılmadıysa bir ilacın etken maddesi, bir başka ilaca bulaşabiliyor. Bazı ağrı kesicilerde mesela idrar söktürücülerinin bulunduğunu biliyoruz. Ama çok çok düşük miktarlarda. Böyle bir durumla karşılaşınca hemen sporcuya hangi ilaçları kullandığını ve ilacın elinde kalıp kalmadığını soruyoruz. Hemen o örneği alıp laboratuvara gönderiyoruz. Sporcunun idrarında bulunan madde varsa eğer sporcunun cezasının indirilebilmesiyle ilgili elimizde delil oluyor. Ancak besin destek ürünleri (aminoasitler, protein tozları, kreatin gibi maddeler) için bu garantiyi veremiyoruz. WADA, besin destek ürünlerinin iyi denetlenememesi gerekçesiyle kullanımının riskli olacağını sporculara sürekli aktarıyor. Swiatek örneğinde sporcu, reçetesiz bir ilacı tezgâh üstü aldığı için bu besin destek ürünü sayılıyor. Sporcuya, 1 ay ceza verildi ama yüksek miktarlarda olsa tabii ki savunması geçersiz çıkacaktı."

Sporcuların "kusursuz sorumluluğu" var

Sporcu suçunu kabul edip disiplin sürecini yürütmek istemezse, cezanın 4'te bir oranında düşeceğini hatırlatan Güner, sporcuların doktorun reçete ettiği ilaçları kullanırken azami dikkati göstermesi gerektiğini söyleyerek "Dopingle mücadelede 'kusursuz sorumluluk' dediğimiz bir ilke var. Sporcu kasıt ya da kusur olup olmadığına bakılmaksızın vücuduna giren her şeyden sorumludur. Buna çok dikkat etmesi gerekir. Öncelikle kendisi sorumludur. Bunu bir doktor bile vermiş olsa, eczaneden reçeteyle almış da olsa kendisi sorumludur. Sporcunun mutlaka kontrol etmesi gerekiyor. Eğitimlerimizde 'Hangi ilacı kullanacaksanız mutlaka Yasaklılar Listesi’nde olup olmadığını kontrol edin. Eğer yapamıyorsanız Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonunu arayabilir, e-posta gönderebilir ve kısa süre içinde bizden yanıt alabilirsiniz." diye konuştu.

Güner, "Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası"yla ilgili ise şunları kaydetti:

"Bazı durumlarda sporcular yasaklı maddeleri kullanmak zorunda olabilir. Mesela şeker hastalığının bir tedavisi insülindir. İnsülin yasaklı bir maddedir. Fakat şeker hastası bir sporcuya, 'sporu bırak' diyemeyiz. İnsan haklarına aykırı. Onun için 'Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası' süreci geliştirilmiştir. Ama bu süreç tamamlanmadan, onay alınmadan ilacın kullanılmaması gerekir. Sporcu bunun için başvuruda bulunacak. Gerekli doktor, laboratuvar ve görüntüleme raporlarını Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu ya da uluslararası federasyona iletecek. Bununla ilgili Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası onayını belirli bir süreyle alacak. Bu işlemleri yürütmeden yapılabilecek bir tedavi sporcuyu riske atar. Ayrıca her madde için de bu istisna onayı verilecek diye bir şey yok. Bunları eğitimlerimizde sporculara anlatıyoruz. Sadece sporculara değil antrenörlere, takımların hekimlerine, sporcu destek personeline, kulüp yöneticilerine, federasyon yetkililerine de bu eğitimleri veriyoruz."


Muhabir: Hüseyin Burak Demirer




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N