Tarih: 19.03.2025 12:27

Sağlık okuryazarlığı ve doğru beslenmeyle aşırı tuz tüketimi önlenebilir

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Baş, Dünya Tuza Dikkat Haftası kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, tuz tüketimi bakımından çok riskli ülkelerden biri olan Türkiye'de Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) önerdiği günde 5 gramlık tuz miktarının üzerinde bir tüketim söz konusu olduğunu söyledi.

Ambalajlı ve fast food gıdalarda gizli tuza rastlanıldığını belirten Baş, tuz tüketiminin tüketici sağlığını önemli derecede etkileyen temel problemlerden biri olduğunu kaydetti.

Baş, modern dünyanın getirdiği önemli sorunlardan birinin evde yemek yeme kültüründe azalma meydana gelmesi olduğuna dikkati çekerek, "Son yıllarda akşam evde bir aile yemeği yerine, daha çok dışarıdan yemek yeme ya da dışarıdan sipariş verme yüksek eğilim gösteriyor. Bu nedenle de aslında o anneannemizin, babaannemizin, annemizin sofralarına geri dönmek gerekiyor. Aile sofralarına geri dönmek gerekiyor. Tencere yemeği dediğimiz, evde pişen yemeklerle sağlıklı beslenme planlarını sürdürmek gerekiyor. Ev ortamında sağlıklı pişirme yöntemleriyle pişirilmiş yemeklerde, tuz kontrolünü kendimiz evde çok rahat sağlayabiliriz ama dışarıda tükettiğimiz ürünlerdeki tuz miktarını kontrol etme şansımız asla ve asla yok." ifadelerini kullandı.

Ramazanın bir yemek şölenine döndüğünü vurgulayan Baş, bu ayda da sağlıklı beslenme alışkanlıklarına devam edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Baş, ramazanda şarküteri ürünlerinin sofralarda daha çok yer almasıyla tuz kullanımının arttığını kaydetti.

Okul kantinlerine de dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Baş, şunları söyledi:

"Ağaç yaşken eğilir misali çocukların kreşlerde, anaokullarında ve sonrasındaki ilköğretimde beslenme eğitimi konusunda bilinçlendirilmeleri gerekiyor. Beslenmeye bütün olarak bakmanız gerekiyor ve bu bütün önerileri çocuğun normal eğitimi süresince müfredata ekleyerek, çocuğu bilinçli tüketici haline getirebiliriz. Burada da beslenme ve sağlık okuryazarlığı ön planda. Bir gıdanın etiketini okuduğunda orada kendisine zarar verebilecek bileşen olup olmadığını değerlendirmek eğitimden geçiyor. Dünya Tuza Dikkat Haftası kapsamında aslında tüketicinin temel gereksinimi, beslenme ve sağlık okuryazarlığı notunu yükseltmek. Çünkü sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada tüketicilerin beslenme ve sağlık okuryazarlığı notu düşük. Bunun bir sürü sebebi var."

"Hasta gruplarındaki tuz tüketimi 3,8 gramı geçmemesi gerekiyor"

İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalından Prof. Dr. Timur Selçuk Akpınar da Türkiye'de tuzun fazla tüketildiğine, sağlıklı, tansiyon ve şeker hastalığı olmayan bir insanın günde 5 gramdan fazla tuz tüketmesinin önerilmediğine dikkati çekti.

Fazla tuz tüketiminin birçok hastalığa sebep olduğunu vurgulayan Akpınar, "Tuzun en önemli özelliği, damar yatağını bozuyor. Tuz damar basıncında bir artışa yol açıyor, yani tansiyonu yükseltebiliyor. Damar yatağını bozması demek inmenin, kalp krizinin ve böbrek yetmezliğin artması demek. Yeme alışkanlıkları da burada tabii belirleyici. Özellikle obezite, tuz tüketimiyle beraber işin içine girince damar sertliği daha da çok oluyor." dedi.

Akpınar, tansiyon yönetiminde tuz tüketiminin doğru yapılmasının çok önemli olduğu belirterek, "Tansiyonu ve diyabeti olan, kalbine stent takılmış, anjiyo yapılmış, inme geçirmiş hasta gruplarında toplam tuz tüketimi günde 3,8 gramı geçmemesi gerekiyor. Özellikle tuz tüketimini azaltarak, tansiyon hastalığını, inmeyi, kalp hastalığını, böbrek yetmezliğini azaltabiliriz. Kilonuzu korumanız, tuz tüketimini azaltmanız, Akdeniz mutfağı tipi beslenmeyi yüksek oranda tutmanız, yaşam sürenizi ve hayat kalitenizi artıracaktır." ifadelerini kullandı.

Gıda Güvenliği Denetim Uzmanı Nurten Sırma ise gizli tuzun, ambalajlı ürünlerdeki sodyum miktarında belli olabileceğini anlattı.

Alışveriş yaparken etiket bilgilerinin kontrol edilmesi gerektiği bilgisini paylaşan Sırma, "Etiket bilgisi olmayan, nerede üretildiği belli olmayan ürünleri almayın çünkü bunlar çoğunlukla kayıt dışı da oluyor. Nerede üretildiği, kimin denetlediği belli olmayan, büyük soru işareti olan ürünü satın alıyorsunuz. Tüketicinin ürünle kurabildiği tek iletişim yolu, ambalaj bilgisidir. Etiket bilgilerine dikkat ederek ürün satın alın." tavsiyesinde bulundu.


Muhabir: Lale Bildirici Büyükkarakaya




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N