Yunanistan’ın turistik Santorini Adası’nda art arda kaydedilen depremler, büyük panik yaşattı. Depremlere tatillerinde yakalananlar kaçışırken 100 euro’lardan 300 euro’lara çıkan uçak biletleri ve deniz ulaşımının da talebi karşılayamamasından söz ediliyor. Paniği büyüten tek konu depremlerin sayısı ve büyüklükleri değil. 15 bine yakın insanın yaşadığı Santorini, Helen Yayı olarak bilinen volkanik ada zincirinin de parçası. Bölgede Santorini yanardağının yanı sıra Nisyros, Methana ve Milos gibi bir dizi aktif volkanın yer alması büyük paniğin önemli nedeni.
Bodrum kıyılarına yaklaşık 170 kilometre mesafedeki bu adanın Hilal şeklindeki görünümü de Milattan Önce 1600'de gerçekleşen tarihin en büyük volkan patlamalarından birinin sonucu.
Depremlerin patlamaları tetikleyebileceği endişesi de bu tarihsel arka plana sahip.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, tarih boyunca bölgede çok sayıda deprem ve büyük patlamalar yaşandığını, bazılarının tsunamiye neden olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Benzer bir etkinlik 2011-2012 yıllarında da kaydedilmiş, volkanik aktivite dönemleri olmuş. Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu biz zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivitesi bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkili. Ancak bunlar normal faylarla, dışa yatımlı faylarla uyumlu. Biz, 4 tane büyük depremin kaynak mekanizmalarını da çözdük. Tektonik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz, böyle değerlendirebiliriz. Aktivitenin deprem fırtınası şeklinde seyretmesinde bölgenin volkanik özelliklerinin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak aktivitenin doğrudan bir volkan hareketliliği gösterip göstermediğine ilişkin elimizdeki verilerle kesin bir şey söylemek mümkün değil."
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, fayların volkanik aktiviteyle de çalışabildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Orası çok sayıda volkanın yer aldığı bir bölge. Büyük olasılıkla oradaki faylar da birbirini tetikliyor. Daha geride Girit’in güneyinde büyük ölçekli bir fay hattı var. Onun güneyi Afrika, kuzeyi Anadolu olarak kabul ediliyor. Ve bu hat üzerinde derin odaklı depremler gerçekleşir. Şu anda bizim yaşadığımız depremler sığ odaklı. Yani 5 kilometre 25 kilometre arasındaki Ege kabuğunun üst kısımlarında gerçekleşiyor. Geçmişte burada 40, 50, 100 kilometre derinlikli depremler de olmuş. O aşamaya gelirse problem biraz daha büyür. Şu anda yaşananlar Türkiye'yi çok fazla etkilemeyecek depremler, 7 büyüklüğünde olsa bile Türkiye'de batı kıyıları etkilenmeyecek ama bölgede tsunami tehlikesi var. Özellikle Bodrum taraflarında 1956 yılında yaşanan deprem sonrası 1-2 metre civarında bir tsunami girişi olmuş. Dolayısıyla şu andaki deprem fırtınasına Santorini etrafındaki faylarla birlikte volkanın aktivitesi olarak değerlendirebiliriz. Yani Türkiye'deki herhangi bir fayı tetikleyecek bir deprem değil bu."
FOTO: The Associated Press
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy da Santorini Adası'nın volkanik olduğunu dile getirerek, "Zamanında da insanlık tarihi içerisinde faaliyete geçmiş, yıkımlar yapmış, tsunami de oluşturmuş önemli bir ada. Bunun hemen yanında oluyor." dedi.
Santorini'nin yanındaki Amargos Adası'nda, 1956'da deniz içerisinde yaşanan büyük bir depremin tsunamiye ve 5 metrenin üzerinde dalgalara neden olduğuna işaret eden Ersoy, burada hem volkanik hem tektonik depremlerin hem de tsunaminin oluşabildiğini bildirdi.
Ersoy, bölgede oluşabilecek üçlü tehlikeye dikkati çekerek, "Bu bakımdan bölgeyi sürekli izliyoruz, aktivitelere bakıyoruz. Aynı şekilde Yunanistan Krizi Merkezi de izliyor, bazı uyarılarda bulunuyor. Bizi ilgilendiren tarafı olan Bodrum ile Muğla'nın kıyılarına yakın olması nedeniyle oluşabilecek bir deprem ya da tsunaminin etkileri açısından takipteyiz." diye konuştu.
FOTO: The Associated Press
Prof. Dr. Celal Şengör de, yanardağın hatırlatılması üzerine "Yalnız orası patlarsa hepimize Allah'a ısmarladık" dedi. Ancak elde veri olması gerektiğine dikkat çeken Şengör, "Depremlerin türleri ne? Onu görebilmeyi çok isterim. Onun fay çözümlerini bizimkiler yaparlar herhalde. Ondan zamanında almak lazım. Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil" diye konuştu.
Bu arada Yunanistan medyasında görüşüne sıkça yer verilen Jeolog Profesör Efthymios Lekkas'a göre sismik aktivitenin volkanik aktiviteyle bir ilgisi bulunmuyor.