Tarih: 06.02.2025 12:06

Trump'ın tarife söylemleri Çin Şanghay bileşik endeksi yatırımcısını üzdü

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Ay boyunca Trump'ın bölgeye yönelik tarife söylemleri yakından takip edildi. Çin merkezli DeepSeek'in son yapay zeka modelinin diğer uluslararası rakiplerine göre daha az çip kullanılarak ve kısa sürede geliştirilmesi ise küresel teknoloji hisselerinde satış baskısına yol açtı.

Geçen yılın aralık ayında ABD'de başkanlık koltuğunda bulunan Joe Biden yönetimi bir dizi kısıtlamayı devreye alarak 24 tip çip üretim donanımı ile yarı iletkenlerin geliştirilmesinde kullanılan 3 kategori yazılıma ihracat kısıtlaması getirmişti.

Analistler, ABD'nin teknoloji alanındaki üstünlüğe ilişkin hassasiyetinin ticaret politikaları üzerinde de etkili olduğunu belirterek, teknoloji sektörü öncülüğünde yeni yaptırım ve ticaret savaşlarına yönelik endişelerin güç kazanabileceğini söyledi.

Bunların yanı sıra Trump, ocak sonunda seçim kampanyasında vadettiği tarifelere yönelik adımlar atarak Çin'den yapılan ithalata yüzde 10 ek gümrük vergisi getirileceğini duyurdu.

Analistler, ABD'nin söz konusu tarife uygulamalarının küresel ticaret stratejileri ve ülkelerin imalat sanayi aktiviteleri için etkili olacağını vurgulayarak yeni dönemde ticari dengelerinin değişebileceğinin altını çizdi.

Öte yandan, aralık ayı başında Güney Kore'de ortaya çıkan politik krizin yatışması ve politik istikrarın sağlanması, yitirilen risk iştahının toparlanmasına yardımcı oldu. Söz konusu gelişmelerin etkisiyle Asya tarafında ocak ayı karışık seyirle tamamlandı.

Bu dönemde Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 4,91 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,82 yükselirken, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,81 geriledi. Trump'ın tarife söylemlerinden en çok etkilenen borsa ise Çin'de Şanghay bileşik endeksi oldu. Ocakta yüzde 3,02 değer kaybeden Şanghay bileşik endeksi yatırımcına en fazla kaybettiren endeks olarak öne çıktı.

Çin'de 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,58'e geriledi

Çin'de Trump'ın yeni dönemde izleyeceği politikalar nedeniyle iki ülke arasında yeniden ticaret savaşlarının başlayabileceği korkusu risk algısını yükseltirken, artan güvenli liman talebiyle tahvil getirileri ocak ayı başında tarihi düşük seviyelere indi.

Ülkede 10 yıllık tahvil faizi 3 Ocak'ta rekor düşük seviye olan yüzde 1,58'e gerilerken, ülkenin 11 trilyon dolarlık devlet tahvili piyasasında 10 yıl vadeli devlet tahvillerinin getirileri ile ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi arasında yaklaşık 300 baz puanlık fark oluştu.

Çin ekonomisinde aktivitenin hükümetin adımlarına karşın bir türlü istenilen seviyeye yükselmemesi ülkede deflasyon riskinin güçlenmesine neden olurken, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde yaşanacak olası bir yavaşlamanın küresel ekonomiye yansımaları da merak ediliyor.

Ülkede açıklanan verilere göre Çin ekonomisi 2024'te yüzde 5 ile beklentilerin üzerinde büyüdü, ülkede sanayi üretimi aralık ayında yıllık bazda yüzde 6,2 artış kaydederek tahminleri aştı. Aralık ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda 0,1 artışla beklentilere paralel gerçekleşirken, söz konusu döneme ait ÜFE yüzde 2,3 azaldı.

Analistler, ülke ekonomisindeki ana gündem maddelerinden zayıf iç talep ve mevcut gayrimenkul sorunu varlığını korumaya devam ettiğini ve bu konunun hükümetin odağında olduğu belirterek, ABD ile ortaya çıkan bir ticaret savaşının etkilerinin ülkedeki ekonomik dengeleri etkileyebileceğini kaydetti.

Ticari tarife söylemlerine yönelik açıklamalarda bulunan Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang, korumacılıkla hiçbir yere varılamayacağını dile getirerek, "Bir ticaret savaşında kazanan olmaz." vurgusu yaptı. Ülkenin ticaret fazlası peşinde olmadığını ifade eden Ding, ticareti dengelemek için yüksek kaliteli ürün ve hizmetler ithal etmeye istekli olduklarını söyledi.

Çin Merkez Bankası (PBoC) Başkanı Pan Gongşıng ise tüketimi teşvik etmeye daha çok önem verilmesi gerektiğini işaret ederek, ülkede tüketimi artırmak için vatandaşların gelirini ve tüketicilere yönelik sübvansiyon desteğini artırılabileceğini ifade etti. Bu gelişmelere ek olarak, ocak ayında Çin'de gösterge faiz işlevi gören 1 ve 5 yıllık kredi faiz oranlarının (LPR) sabit bırakıldı.

Japon tahvil faizleri 14 yılın en yüksek seviyelerinde seyretmeye devam ediyor

Japonya Merkez Bankası (BoJ) beklentiler doğrultusunda politika faizini 2008 küresel finansal krizinden bu yana yüksek seviyeye çıkararak yüzde 0,25’ten yüzde 0,5'e yükseltti.

Bankadan yapılan açıklamada, ücretler yükselmeye devam ederken, temel enflasyonun yüzde 2'ye doğru kademeli olarak arttığı kaydedildi.

Yen'in değer kaybetmesi gibi nedenlerle ithalat fiyatlarındaki artışın etkisiyle enflasyonun 2025 mali yılında yüzde 2,5 civarında olmasının muhtemel olduğu kaydedilen açıklamada, küresel finans ve sermaye piyasalarının genel olarak istikrarlı seyrettiği ancak çeşitli belirsizlikler olduğu kaydedildi.

Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda karar sonrası yaptığı basın toplantında, Japon ekonomisinde zayıf hareketlerin görülmesine rağmen ılımlı bir toparlanma içinde olunduğunu belirtti.

Analistler, ülkede güç kazanan enflasyonun ve ücret artışlarının BoJ'un parasal olarak sıkılaşmasında etkili olduğunu ifade ederek, para piyasalarındaki fiyatlamalarda bankanın temmuz ayında bir faiz artırımına daha gidebileceğinin fiyatlandığını söyledi. Japonya'da geçen ay açıklanan verilere göre ocak ayına ilişkin Tokyo Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) güçlenmeye devam ederek yıllık bazda yüzde 3,4 arttı.

Analistler, Tokyo TÜFE'nin içinde bulunulan aya yönelik bilgi vermesi ve Japonya'nın en büyük şehrinin ölçümleri olması sebebiyle yakından takip edildiğini belirterek, güçlenen Tokyo enflasyonunun ülkedeki makroekonomik durum hakkında öncü bilgi sağladığını aktardı.

Ülkedeki enflasyon endişelerinin güçlenmesinin ardından tahvillerden çıkış gözlenirken, 10 yıllık Japon tahvil faizleri yüzde 1,24 ile son 14 yılın en yüksek seviyelerinde seyretmeye devam ediyor.

Güney Kore'de piyasalar ocakta toparlandı

Güney Kore Merkez Bankası ülkede ekonomik büyümenin canlanması için daha fazla faiz indirimi yapma yönündeki baskılara rağmen faizi yüzde 3'te sabit tuttu. Faiz kararı sonrası bankadan yapılan açıklamada, son zamanlarda artan beklenmedik siyasi riskler nedeniyle döviz kurlarının oynaklığının arttığı bildirildi.

Ülkede bir süredir devam eden politik kriz ortamı, yerini daha belirsizliklerin azaldığı bir atmosfere bırakırken, ocakta pay piyasalarında risk iştahında toparlanmalar görüldü.

Güney Kore Ulusal Meclisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle azlini istediği ve bu nedenle görevden uzaklaştırılan Yoon Suk Yeol, sıkıyönetim soruşturması kapsamında 15 Ocak'ta gözaltına alınmıştı. İlk gün 10 saatten fazla sorgulanan Yoon'un ifade vermeyi reddettiği bildirilmişti.

Güney Kore tarihinde gözaltına alınan ilk devlet başkanı olan Yoon, sorgunun ardından gözaltı merkezine nakledilmişti. Yoon, 19 Ocak'ta Seul Batı Bölge Mahkemesinin kararıyla "ayaklanmaya liderlik etme" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından tutuklanmıştı.

Yoon hakkındaki 3 Aralık 2024'teki sıkıyönetim ilanı nedeniyle başlatılan azil davası, Anayasa Mahkemesinde sürüyor.

Makroekonomik gelişmeler tarafında ise Güney Kore'de aralık ayına ilişkin TÜFE aylık bazda yüzde 0,4 ile beklentilerin üzerinde yükselirken, yıllık bazda yüzde 1,9 arttı. Yıllık bazda enflasyon Güney Kore Merkez Bankasının yüzde 2 olan enflasyon hedefinin altında kalmayı sürdürdü.

Asya borsalarındaki endekslerin ocakta bir önceki aya göre kapanış farkları şöyle:

ÜlkelerEndekslerAralık kapanışOcak kapanışAylık fark(Yüzde)
ÇinŞanghay bileşik endeksi3.351,763.250,60-3,02
JaponyaNikkei 225 endeksi39.894,5439.572,49-0,81
Hong KongHang Seng endeksi20.059,9520.225,110,82
Güney KoreKospi endeksi2.399,492.517,374,91

Muhabir: Mahmut Çil




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N