Tarih: 02.05.2025 01:01

UAD'de İngiltere, İsrail'in Filistinlilere insani yardım ulaştırılmasına imkan sağlaması gerektiğini savundu

Facebook Twitter Linked-in

LAHEY (AA) - UAD'nin, İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına karşı yükümlülüklerini değerlendiren danışma görüşü duruşmalarının dördüncü gününde İngiltere adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Genel Direktörü Langrish, ülkesinin görüşünü paylaştı.

Langrish, İngiltere'nin İsrail'i ısrarla insani yardımı sağlamaya davet ettiğini ifade ettiğini belirterek, 2 Eylül 2024'te bazı silahların İsrail'e tedarikinin yasaklanmasının, İsrail'in insani yardımları engellemesi ve sivilleri korumamasına yönelik bir adım olduğunu dile getirdi.

İngiltere'nin bu hafta salı günü BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Filistinlilerin günlük yoklukla karşı karşıya kaldığını, İsrail'in neredeyse 2 aydır insani yardımları engellemesinin çok sayıda hayat kaybına ve hastalığa sebep olduğunu söylediğini aktaran Langrish, "İsrail, Gazze halkına su, gıda, elektrik ve ilaç dahil olmak üzere tam, hızlı ve güvenli insani yardımı kolaylaştırmalıdır." dedi.

Langrish, Divanın bu talep edilen danışma görüşünü vermeye yetkili olduğunu kaydetti.

İsrail'in, işgal ettiği topraklarda gücü oranında tüm tedbirleri alarak kamu düzenini ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu söyleyen Langrish, İsrail'in Cenevre Konvansiyonları kapsamında işgal ettiği topraklarda yaşayanların insani yardımlara, özellikle de tıbbi malzemeye erişimini sağlaması gerektiğini ifade etti.

"İsrail'in Filistinlilere karşı insan onuruna yakışan şekilde davranma yükümlülüğü var"

İsrail'in işgal ettiği topraklardaki insanlara yardım ulaştırması gerektiğini ve bunu yapan tarafsız kuruluşların da yardım sağlamasına uygun imkanı oluşturmakla yükümlü olduğunu dile getiren Langrish, İngiltere'nin BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) bu yardımları sağlayan tarafsız kuruluş olduğunu düşündüğünü belirtti.

Langrish, UNRWA'nın tarafsızlık ve şeffaflık kapsamında çok sayıda adım attığını, kendisine karşı hazırlanan raporlardaki tavsiyelere uymaya hazır olduğunu ve buna ilişkin hazırlıklar yaptığını bildirdi.

İsrail'in her ne kadar kendi istediği insani yardım kuruluşunun yardım faaliyetinde bulunmasına karar verme yetkisi olsa da UNRWA çapında ve görevindeki bir kuruluşun görevini yapmasına engel olmasının, işgalci güç olarak kendi sorumluluğundaki insani yardımı sağlama yükümlülüğünü iyi niyetle yerine getirme amacıyla bağdaşmadığını dile getiren Langrish, İsrail'in Filistinlilere karşı insan onuruna yakışan şekilde ve tarafsız biçimde ayrımcılığa uğramadan davranma yükümlülüğü olduğunu anlattı.

İşgal altında yaşayanların insani yardıma ve tıbbi malzemeye ulaşma hakkı olduğunu vurgulayan Langrish, bunu yapmamanın hem BM'ye karşı yükümlülüklerin hem de insancıl hukukun ihlali anlamına geleceğini kaydetti.

"İsrail, teamül uluslararası hukuk uyarınca, ihtiyacı olan sivillere insani yardımın hızlı ve engelsiz geçişine izin vermek ve bunu kolaylaştırmak zorundadır." diyen Langrish, Cenevre Konvansiyonunun 55. maddesinin işgalci gücün insani yardımın akışını sağlamasını gerektirdiğini, eğer bir kısıtlama varsa bunun geçici nitelikte olması gerektiğini söyledi.

Langrish, Cenevre Konvansiyonuna göre herhangi bir kuruluşun insani yardım sağlamasının, işgalci devletin insani yardım sağlanmasındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmadığına dikkati çekerek, burada Uluslararası Kızılhaç Komitesinin (ICRC) çok önemli ve kritik rolü olduğundan bahsetti.

"İsrail'in uluslararası insancıl hukuk kapsamında sorumlulukları var"

Sally Langrish'in ardından söz alan İngiltere'nin avukatı Michael Wood da İsrail'in BM üyesi ülke olarak BM'ye karşı sorumluluklarının olduğunu, Filistin topraklarındaki işgalci güç olarak uluslararası insancıl hukuk kapsamında da sorumlulukları bulunduğunu aktardı.

BM kuruluşlarının ve ajansların görevlerini yerine getirebilmeleri için BM üyesi ülkelerin bu ajansların ayrıcalık ve dokunulmazlıklarına saygı göstermesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Wood, BM kuruluşlarının ve çalışanlarının hiçbir üye ülkeden talimat alma zorunluluğu olmadığını kaydetti.

Wood, BM kuruluşlarının bina ve çalışanlarının dokunulmaz olduğunu, çalışanların sözleri ve çalışmaları sebebiyle yargılamaya tabi tutulamayacağını ifade ederek, ülkelerin BM ve kuruluşlarıyla işbirliği yapma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı.


Muhabir: Selman Aksünger




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-H1BEN5KZ8N