İşte Benim Başbakanım
Bu başlığı öyle iş olsun diye atmıyorum. Başbakana yağdanlık yapmak için de… Zaten bir vatandaş olmanın ötesinde başbakanla özel bir işim de yok. Yani 75 milyon vatandaştan biriyim…
Dünkü yazımın başlığı “Başbakanı Daha Fazla Konya'ya Getirmeliyiz” şeklindeydi. Sebeplerini de açıklamıştım. Demiştim ki, birincisi başbakan Konya'yı çok seviyor. İkincisi Konya'ya sık gelmesi Konya sorunlarını daha yakından bilmesini sağlar. Üçüncüsü, başbakanın vizyonunda Konya'nın özel bir yeri var.
Dün başbakanı “Konya Ekonomi Ödülleri” programında dinledik. Ve bir kez daha dünkü tespitlerimin doğruluğuna şahit oldum. Bilmiyorum dünkü programı dinleyenler de benimle ayın fikirde mi?
Başbakan iki gündür Konya'da… Programın iki gün olması Konya'ya önemli bir fırsat doğurdu. Başbakan Konya'nın sorunlarını artık daha iyi biliyor. Ve iki önemli soruna derhal neşter attı. Biri yılan hikayesine dönen çevreyolu, diğeri Şeb-i Arus'ları artık kaldıramayan Sema Salonu meselesi…
Başbakan Konyalı yüzlerce işadamına yaptığı konuşmada ulaştırma bakanıyla görüşeceğini ve çevreyolu meselesini çözeceklerini söyledi. Herkesin malumudur, bu çevreyolu projesi kelimenin tam anlamıyla yılan hikâyesine dönmüştü. Ben en az 20 yıldan buyana gündemde olduğunu biliyorum. Ve şimdi yılların çözülemeyen meselesini başbakan bir cümlesiyle çözeceğini söyledi. Şimdiden hayırlı olsun. Başbakan dediyse, o işi olmuş bileceğiz.
Başbakanın derhal çözülmesini istediği bir diğer sorun ise, meşhur Sema Salonu sorumuz. Yıllardan buyana bilet bulmanın adeta işkenceye döndüğü salon meselesi için başbakan bir yıllık süre verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek'e “gelecek yıl Şeb-i Arus'u 10 bin kişilik salonda icra edelim” diye seslenen Başbakan, bu meseleye de kati bir çözüm getirmiş oldu.
Bendenizin yıllardır savunduğum 10 bin kişilik salon meselesi bir çok Konyalı yönetici tarafından kabul görmemişti. Zaten dünkü yazımda “başbakan Konya'ya daha fazla gelmeli” derken de bunu kastetmiştim. Yılda bir gün için 10 bin kişilik salonu Konya'ya lüks bulanların Yeni Türkiye Vizyonundan haberleri yok sanırım. Başbakan validen aldığı bilgiyle bu yıl 120 bin kişinin gelmek için başvurduğunu ve bu talebe cevap veremediğimizi söylemiş. Başbakan da bunu duyunca 10 bin kişilik salon kararını oracıkta vermiş. İşte benim başbakanım. İşte büyük Türkiye, işte büyük vizyon.
Başbakan bununla da yetinmedi. Bu programları yaz aylarına da yaymamızı istedi. Ve yazın 42 bin kişilik stadyumda programların yapılmasını istedi. Neden olmasın. Hazreti Mevlana'nın doğum günü 30 Eylül. Eylül ayı açık havada bu tür programların yapılması için uygun bir aydır. Böylece Hazreti Mevlana'yı anma programları, Konya'ya geliş ayı olan Mayıs, Doğum ayı olan Eylül ve ölüm ayı olan Aralık olmak üzere 3 ayrı dönemde yapılabilir.
Bu teklifiyle başbakan, Konya'ya yeni bir ufuk sundu. Umarım Konyalılar olarak başbakanı anlar ve gereğini yerine getiririz.