Başbakan’ı Daha Fazla Konya’ya Getirmeliyiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, lider kişiliği, başarıları, mücadeleci kimliği, tabuları yıkma kararlılığı ile bir dünya lideri olmayı başarmıştır. O bir dünya lideri olmanın ötesinde aynı zamanda bir halk adamıdır da. Sadece Türk milleti değil, bir çok dost ve kardeş millet Erdoğan’ı sevmekte, takdir etmektedir. Erdoğan Konya’ya özel önem veren, Konya’yı seven bir başbakandır. Kendisine çok yakın birinden, “İstanbul olmasa, Konya’da yaşamayı isterdim” dediğini duydum.
Mevlana Kültür Merkezi, Hızlı Tren ve Mavi Tünel projelerini yakından takip ettiğini ve bizatihi ilgilendiğini bildiğimiz başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı daha sık Konya’ya getirmeyi başarabilmeliyiz. Atalarımızın “gözden ırak olan gönülden de ırak olur” sözünden hareketle, “başbakanı ne kadar çok Konya’ya getirebilirsek, gönlüne o kadar girebiliriz” diye düşünmekteyim.
Başbakan dün yaklaşık 1 katrilyon liralık hizmet kervanının açılışında “Selçuklu başkenti Konya’ya, Mevlana şehri, Sadrettin-i Konevi şehri, Necmettin Erbakan şehri, Tahir Büyükkörükçü şehri Konya’ya hizmet bizim için şereftir” derken Konya’ya verdiği önemi belirtti. Konya’ya kendisine verdiği destekten dolayı da teşekkür etti.
Yıllardır konuştuğumuz Şeb-i Arus’ların aynı zamanda “Dünya Barış Etkinlikleri”ne dönüştürülmesi fikrimizde ısrar etmekteyiz. Başbakan ve Dışişleri Bakanımızın katkılarıyla bu yıl uluslar arası alanda daha fazla bir katılımla Şeb-i Arus’u idrak ediyoruz. Gelebilirlerse İran ve Tacikistan Cumhurbaşkanları bugün Konya’da olacak. (Akşam saatlerinde İran cumhurbaşkanının gelemeyeceği açıklandı). Bir çok ülkeden bakan ve üst düzey temsilcinin de Konya’da olacağı yarınki Şeb-i Arus tarihi bir önem arz etmektedir. Onların gelişiyle birlikte dünyanın da gözü Konya’nın üzerinde olacak. Biz bu yıldan itibaren her yıl birkaç devlet başkanını Konya’da ağırlamalı ve her yıl Birleşmiş Milletler’in himayesinde “dünya barış ödülü” vermeliyiz. Konya hoşgörü ve kardeşlik şehri ise dünya barışı da burada konuşulmalıdır.
Şimdi Mavi Tünel’in de tamamlanmasıyla sanki Konya’nın sorunları bitti gibi bir izlenim oluşturulmaya çalışılmaktadır. Hâlbuki durum böyle değildir. Konya makus talihini iki büyük projeyi tamamlayabilirse yenecektir. Bunlardan biri dış havzalardan Konya Ovasına getirilecek olan sudur. Malumlarınız olduğu gibi, Mavi Tünel ile Konya Ovasının bir kısmı sulanacaktır. Ve bundan sonra kendi havzamızdan ovaya su getirme imkânımız da kalmamıştır. Mutlak surette Sakarya, Kızılırmak, Karasu, Fırat gibi ovaya uzak, ama su getirilmesi imkânsız olmayan kaynaklardan Konya’ya su getirilmelidir. Bu zor değildir. İstanbul’a ikinci boğaz yapmayı düşünen günümüzün büyük Türkiye’si bunu yapabilecek güçtedir. Yeter ki, başbakan “bu olacak desin”.
Bu büyük projelerden diğeri ise Konya’nın bir an önce uluslar arası pazarlara hızlı ulaşım imkanına kavuşmasıdır. Konya ürettiğini ulaşım zorlukları nedeniyle limanlara zamanında ulaştıramamaktadır. Bu sıkıntıdan dolayı Konya’ya dışarıdan sermaye gelmemekte, yatırım yapılmamaktadır. Konya’nın yük taşımacılığında limanlara hızlı ulaşabilmesi için Konya- Mersin demiryolu projesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Lojistik merkez konusunu da bu proje kapsamında düşünmek gerekecektir.
Ulaşımdan bahsederken Sivil Havaalanı konusu ve otoban projelerini de unutmamak gerekir. Türkiye’nin en kalabalık altıncı ili (Karaman ve Aksaray’ı da katarsak dördüncü) olan Konya’ya bu havaalanı yakışmamaktadır. Ayrıca 2023 projeleri çerçevesinde Konya’dan geçen bir otoban da bulunmamaktadır. Konya’nın önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu önemli sorunlarını çözmesi gerekmektedir. Bunun için de başbakanın yakın ilgisine ihtiyacımız vardır. Ve bundan dolayıdır ki başbakanımızı Konya’ya daha fazla getirmeyi başarmalıyız. Bu arada 1 katrilyonluk yatırıma imza atan başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilçe belediyeleri ve diğer kamu kuruluşlarına teşekkür ederim. Bu sayede başbakanımız Konya’ya bir gün önce geldi. Bu iki gün Konya ile daha yakında ilgilenecek, sorunlarımızı daha iyi anlayacaktır.