Her halükarda Konya önemli bir kent. İller arasındaki her türlü sıralamada mutlaka ilk on içinde varız. Olmadığımız alanlarda da olmaya adayız. Şehrimize gelenlerin gelmeden önceki izlenimleri ile geldikten sonraki izlenimleri çok farklı. Nedense Konya’yı görmeyenler genellikle gelmeden önce farklı düşüncelere sahip. Ve nedense geldikten sonra da genellikle kanaatleri değişiyor. Tüm dünyayı Konya’ya getirebilmek mümkün olmayacağına göre farkı şeyler yapmak gerek.
Biz gazeteciler halkın nabzını tutmakla mükellefiz. Nerede ne oluyor, bilmek zorundayız. Ve her konuda az veya çok bilgimizin olması gerekiyor. Hızla değişen dünyamızda zaman zaman içinde yaşadığımız, kimine göre küçük, kimine göre ise büyük şehrimizin sorunlarını tespitte zorluk çekiyoruz. Gazeteci meslektaşlarım kızacaklardır bana ama maalesef durum böyle.
Geçen hafta sonu Konya tarım makineleri sanayisinin kilometre taşlarıyla bir araya geldiğimiz bir görüşmede, tespit edip gündeme getirdiğimiz sorunlarımızın yanında tespit edemediğimiz veya tespit edip de gündeme getiremediğimiz sorunlarımızın da olduğunu gördük.
Özdöken Tarım Makinelerinden Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Duman, Harmak Tarım Makinelerinden Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Küçükbacak, Şakalak Tarım Makinelerinden Yönetim Kurulu Üyesi, Mustafa Genç ve Köylü Tarım Makinelerinden Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özer’i dinlerken küçük ayrıntılardan ne kadar büyük kayıplarımızın olduğunun farkına vardık. Bir grup gazeteci arkadaşla onları dinlerken medya olarak daha dikkatli olmamız gerektiğine inandık.
Sohbet Tarım Fuarından açıldı. Geçen yıl yapılan Konya Tarım Fuarı haddizatında başarılı geçmişti. Ama dönüp bir de eksilere baktığımızda bir çok ayrıntıyı Konya olarak hep birlikte kaçırdığımızı fark ettik.
Anladık ki, Türkiye veya Dünya çapında büyük fuarlar için henüz hazır değiliz. 20 bin metrekarelik kapalı fuar alanımız yeterli değil. Fuar yeri ulaşımında sıkıntı var. Araç park yeri sorunu ayrı bir dert. Bir de çevre düzensizlikleri. Fuara gelen kendini adeta çöl benzeri bir manzaranın içinde buluyor. Sabah uçağıyla fuarı gezmek için gelen bir misafir vakit sıkıntısından dolayı şehre uğramadan akşam uçağıyla ayrıldıysa Konya’yı bu görüntülerdeki gibi tanıyarak gidiyor.
Tabii ki yukarıdaki şikayetler bize ait değil. Bunlar fuara katılanların yukarıda isimlerini saydığım değerli işadamlarına söyledikleri. Şimdi tüm bu eleştirilerden sonra “fuarı 300 bin kişi gezdi, çok başarılıydık” da diyebiliriz, “fuarda çok eksiğimiz vardı, bunları bir an önce tamamlamamız gerekir” de diyebiliriz. Sizce hangisi daha gerçekçi?. Elbette ikincisi. Peki tüm bunlar ortadayken bir yıldan buyana bir şey yapılabildi mi? Tahmin ettiğiniz gibi, maalesef yapılmadı.
Konya milliyetçisi bu saygıdeğer işadamlarımız şimdiden çok tedirginler. Yeni tarım fuarına sadece birkaç ay kaldı. “İnşallah bu sefer misafirlerimize karşı mahcup olmayız” diye dua ediyorlar.
Şimdi soru şu? Büyüyen Konya’nın farkında mıyız? Daha birkaç yıl önce 20 bin metrekarelik fuar alanı bu şehre büyük gelirken, şimdi “en az 50 bin metrekarelik bir fuar alanı gerekmektedir” diye fikir yürütmekteyiz.
Konya’yı sadece tahıl üretiminin yapıldığı bir şehir olarak göreceksek, Konya hala o bildiğimiz küçük Konya. Ancak 1.5 milyar dolara yakın ihracatı olan ve Tarım Makineleri Sanayinde de tüm dünyaya ihracat yapan bir şehir olarak göreceksek ise Konya büyüdü. Bence Konya büyüdü ve biz bunun farkında değiliz.
Gerek Konya Tarım Makine Sanayicileri gerekse Tarımın diğer kolları “Konya’nın üvey evlat muamelesi” görmesinden de oldukça rahatsız. Tarım bakanlığının “Konya Tarımın Başkenti” söyleminden bir türlü öteye gidemediğinden şikayetçi. Biz de şikayetçiyiz. Hibelerden tutun da diğer tüm desteklemelere kadar Konya büyüklüğüyle orantılı bir yardım görememekte. Konya milletvekilleri ve diğer yöneticileri de maalesef bu konuda yeterince duyarlı değil. Konya ekonomisinin bel kemiği olan bu sektörü dinlemek gerekiyor. Tez zamanda daha neler yapılabileceğini belirleyecek çalışmalara ihtiyaç var. Konya tarım sanayi çok dertli. Bizden söylemesi.