ALİ YAŞAR
Tarih: 17.09.2023 23:05
SÜNNET-İ SENİYYEYE İTTİBA
SÜNNET-İ SENİYYEYE İTTİBA
Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etmiş: مَنْ تَمَسَّكَ بِسُنَّتٖى عِنْدَ فَسَادِ اُمَّتٖى فَلَهُ اَجْرُ مِأَةِ شَهٖيدٍ
Yani, “Fesad-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir.”
Evet, sünnet-i seniyyeye ittiba, mutlaka gayet kıymettardır. Hususan bidaların istilâsı zamanında sünnet-i seniyyeye ittiba etmek daha ziyade kıymettardır. Hususan fesad-ı ümmet zamanında sünnet-i seniyyenin küçük bir âdabına müraat etmek, ehemmiyetli bir takvayı ve kuvvetli bir imanı ihsas ediyor. Doğrudan doğruya sünnete ittiba etmek, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmı hatıra getiriyor. O ihtardan, o hâtıra, bir huzur-u ilâhi hâtırasına inkılâb eder. Hatta en küçük bir muamelede, hatta yemek, içmek ve yatmak âdabında sünnet-i seniyyeyi müraat ettiği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevaplı bir ibadet ve şerî bir hareket oluyor. Çünkü o âdi hareketiyle Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder. Ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan, Şâri-i Hakiki olan Cenâb-ı Hakka kalbi müteveccih olur. Bir nevi huzur ve ibadet kazanır.
İşte, bu sırra binaen, sünnet-i seniyyeye ittibaı kendine âdet eden, âdatını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir.
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-H1BEN5KZ8N