ALİ YAŞAR

Tarih: 05.10.2023 09:17

MÜSLÜMAN VE DÜNYA HIRSI

Facebook Twitter Linked-in

MÜSLÜMAN VE DÜNYA HIRSI
 
Ey divane baş ve bozuk kalb! Zanneder misin ki: “Müslümanlar dünyayı sevmiyorlar veyahut düşünmüyorlar ki, fakr-ı hâle düşmüşler ve ikaza muhtaçtırlar, tâ ki dünyadan hissesini unutmasınlar”. Zannın yanlıştır, tahminin hatadır. Belki hırs şiddetlenmiş, onun için fakr-ı hâle düşüyorlar. Çünkü müminde hırs sebeb-i hasarettir ve sefalettir.
اَلْحَرٖيصُ خَائِبٌ خَاسِرٌ
   durûb-u emsal hükmüne geçmiştir. Evet, insanı dünyaya çağıran ve sevkeden esbab çoktur. Başta nefsi ve hevası; ve ihtiyacı ve havassı; ve duyguları ve şeytanı; ve dünyanın surî tatlılığı; ve senin gibi kötü arkadaşları gibi çok daîleri var. Halbuki baki olan ahirete ve uzun hayat-ı ebediyeye davet eden azdır. Eğer sende zerre miktar bu biçare millete karşı hamiyet varsa ve ulüvv-i himmetten dem vurduğun yalan olmazsa, hayat-ı bakiyeye davet eden azlara imdat etmek lâzım gelir. Yoksa o az daîleri susturup, çoklara yardım etsen, şeytana arkadaş olursun.
 
   Âyâ zanneder misin ki: Bu milletin fakr-ı hâli, dinden gelen bir zühd ve terk-i dünyadan gelen bir tenbellikten neşet ediyor. Bu zanda hata ediyorsun. Acaba görmüyor musun ki, Çin ve Hinddeki Mecusî ve Berahime ve Afrikadaki zenciler gibi Avrupanın tasallutu altına giren milletler bizden daha fakirdirler. Hem görmüyor musun ki, zarurî kuttan ziyade Müslümanların elinde bırakılmıyor. Ya Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıkları, desiseleriyle ya çalar veya gasbediyor.
 
   Sizin cebren böyle ehl-i imanı mimsiz medeniyete sevketmekteki maksadınız, eğer memlekette asayiş ve emniyeti temin ve kolayca idare etmek ise, katiyen biliniz ki hata ediyorsunuz, yanlış yola sevkediyorsunuz. Çünkü, itikadı sarsılmış, ahlâkı bozulmuş yüz fasıkın idaresi ve onlar içinde asayiş temini, binler ehl-i salâhatın idaresinden daha müşkildir.
 
   İşte bu esaslara binaen, ehl-i İslâm, dünyaya ve hırsa sevk olunmaya ve teşvik edilmeye muhtaç değildirler. Terakkiyat ve asayişler, bununla temin edilemez. Belki mesailerin tanzimine ve mabeynlerindeki emniyetin tesisine ve teavün düsturunun teshiline muhtaçtırlar. Bu ihtiyaç da, dinin evamir-i kudsiyesiyle ve takva ve salâbet-i diniye ile olur.
 
   Âyâ zanneder misin ki: Bu milletin fakr-ı hâli, dinden gelen bir zühd ve terk-i dünyadan gelen bir tenbellikten neşet ediyor. Bu zanda hata ediyorsun. Acaba görmüyor musun ki, Çin ve Hinddeki Mecusî ve Berahime ve Afrikadaki zenciler gibi Avrupanın tasallutu altına giren milletler bizden daha fakirdirler. Hem görmüyor musun ki, zarurî kuttan ziyade Müslümanların elinde bırakılmıyor. Ya Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıkları, desiseleriyle ya çalar veya gasbediyor.
 
   Sizin cebren böyle ehl-i imanı mimsiz medeniyete sevketmekteki maksadınız, eğer memlekette asayiş ve emniyeti temin ve kolayca idare etmek ise, katiyen biliniz ki hata ediyorsunuz, yanlış yola sevkediyorsunuz. Çünkü, itikadı sarsılmış, ahlâkı bozulmuş yüz fasıkın idaresi ve onlar içinde asayiş temini, binler ehl-i salâhatın idaresinden daha müşkildir.
 
   İşte bu esaslara binaen, ehl-i İslâm, dünyaya ve hırsa sevk olunmaya ve teşvik edilmeye muhtaç değildirler. Terakkiyat ve asayişler, bununla temin edilemez. Belki mesailerin tanzimine ve mabeynlerindeki emniyetin tesisine ve teavün düsturunun teshiline muhtaçtırlar. Bu ihtiyaç da, dinin evamir-i kudsiyesiyle ve takva ve salâbet-i diniye ile olur.
 
                                  SAİD NURSÎ

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-H1BEN5KZ8N