ÖMER TARIK YILMAZ


Komşuda Pişer...


Komşuda Pişer...
Gerçek komşuluk anlayışı ve kavramının, Türk toplumu için asla tarihin eskimiş sayfalarında kaybolup gitmiş olmamasını dilerdim. Hakkında söz söylenirken de, “Bir zamanlar” diye başlamamak olurdu bir dileğim. Fakat ne yazık ki, “Evet... Bir zamanlar,” insanlarımız ev almaz, komşu alırlardı. “Komşuda pişer, bize de düşer,” anlayışı, dar zamanda, yokluk günlerinde somut bir teselli cümlesi idi. “Komşu, komşunun külüne muhtaç” olduğunu bildiği için, gözü gibi bakardı komşusuna. Komşunun adı geçtiğinde, akan sular durur, sevinç, üzüntü, acı, gözden akan yaş, gönülden gelen kahkaha ve bir dilim ekmek paylaşılırdı.
 
 
 
Evin hanımı oğluna ya da kızına seslenir, “Hay Allah, tam yemeği ocağa koyacaktım. Evde soğan kalmamış. Komşumuz Sevil Hanım’a bir sor, varsa iki soğan alıver. Bir soğan için bakkala kadar gitmeyeyim bu saatte!.”
 
Ya da “Görüyor musun başımıza gelenleri kızım, Ali amcanlar ve komşuları aniden bize geleceklerini bildirdiler. Koş, komşudan üç, dört iskemle isteyiver. Yarın sabah iade ederiz. Selam söyle, teşekkür etmeyi unutma ha...”
 
İhtiyaç ve sorunları çözme komşularla, komşularda vücut bulurdu. Bir tür dayanışma oluşur ve sürüp giderdi. Bu dayanışmada kimi zaman  kollama da vardı. Komşu, komşuyla gönülden ilgilenir, “Nasılsınız? Hastanız nasıl oldu? İlaçları bulabildiniz mi? Bizim eczacı bir akrabamız var. Ona soralım mı?” türünden yaklaşımlar ve konuşmalar günlük sıradan olaylardı.
 
Eskiden yazlık sinemaya komşular minderlerini alıp birlikte giderlerdi. Amaç, yaşamı paylaşmaktı. Pek çoğumuz bisiklete binmeyi, komşunun oğlundan öğrenmişizdir. Geç saatte ateşlenen bebeğimiz için dereceyi komşudan isterdik.
 
Ticaret hayatımızda da önce komşuluk hakkı korunmaz mıydı?. Özellikle Anadolu’da sabah siftah yapmış dükkan sahibi, kendisine gelen bir diğer müşteriyi kibarca siftah yapmamış komşusuna yönlendirirdi. Ya da siftah yaptıktan sonra, gider ve komşu dükkana siftah parası bırakırdı.
 
Bu örneklemelerden yola çıkarak, Türk toplumunun tarihinden miras aldığı beş temel komşuluk ilkesini; komşu hasta ise ziyaret etmek... Darda kaldığında yardımına koşmak... Cenazesinde bulunmak... Çocuklarını okutmakta zorlanıyorsa, el verdiğince yardımda bulunmak... Nişan, düğün gibi özel günlerde madden ve manen yanında olmak... şeklinde sayabiliriz sanıyorum. Hep birlikte vakit geçirmek de komşular arasında dayanışmadan öte bir “yaşam biçimi” göstergesiydi.
 
Tarihimizin, geleneklerimizin, göreneklerimizin, edebiyatımızın, destanlarımızın ve dinimizin vazgeçilmez öğesidir komşuluk ve halk şairinin dilinde:
 
Komşu vardır huzur verir
 
Komşudur, derde derman
 
Komşu vardır can yoldaşı
 
Komşudur kötü günün arkadaşı
 
Komşular gönüldür, maruftur insan sevgisine
 
Komşuluk aşkıdır, yer etmiştir ülkemin tarihine
 
Şeklinde can bulmuştur.
 
 
 
Siz, biz, hepimiz daha sevgi dolu, güven duyan, güvenilir olan, fedakar kısaca daha ”insan”lardık. Fakat maalesef günlük yaşantımızın önemli bir zamanını, hızlı iletişim uğruna yüksek teknolojiye teslim ettik. Ve bugünkü tablo çıktı ortaya!.
 
Önce kişisel, ardından aile içinde ve devamında apartmandaki yan daire, tarla komşusu ile soğumaya başladı aralar. Olumsuz davranışlar, asık suratlar, sevgisiz bakışlar hepimizi fazlasıyla üzüyor belki ama güzelliklerine dönüş içinde yeterli bir çaba var diyemeyiz. Çaba olmadığı gibi bu olumsuz yaklaşımlar komşudan, bütün bir topluma hatta tüm dünyada “insani bozulma”ya kadar varmış durumda.
 
Kişi önce “kendi kapısının önünü” temizlercesine, akıl ve gönül dünyasını temizlemelidir. Terbiye etmesi gereken nefsinden kaynaklanan doymak bilmez isteklerini abartarak, aile gibi, komşu gibi içinde bulunduğu düzene hizmet etmeden, doğayı ve dünyevi nimetleri hoyratça kullanarak, bütünlüğün farkına varmadan, insanlığın ulaşması gereken birlik kalıbına dökülemez.

Borsa günü yükselişle tamamladı

Küresel iklim değişikliği performans endeksinde ilk 3 sıra yine boş kaldı

ECB, Avro Bölgesi bankalarını benzeri görülmemiş yüksek riskler konusunda uyardı

Küresel yenilenebilir enerji yatırımları 2024'te 807 milyar dolara ulaştı

Tarım Kredi Grubu üçüncü çeyrekte yüzde 42 büyüdü

Bitcoin yılbaşından bu yana elde ettiği kazançları sildi

Küresel siyasi ortam iklim finansmanını zorlaştırarak eylemi yavaşlatıyor

Türk boğazlarından 9 ayda yaklaşık 63 bin gemi geçti

AB tescili, Türk ürünlerinin küresel pazarda görünürlüğünü artırıyor

Türkiye'nin en büyük 10 bankası yılın 9 ayında 484,5 milyar lira kar elde etti

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 12 9 1 2 19 29
2.FENERBAHÇE A.Ş. 12 8 0 4 15 28
3.TRABZONSPOR A.Ş. 12 7 1 4 10 25
4.SAMSUNSPOR A.Ş. 12 6 1 5 7 23
5.GÖZTEPE A.Ş. 12 6 2 4 9 22
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 12 6 4 2 5 20
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 12 5 3 4 -3 19
8.CORENDON ALANYASPOR 12 3 3 6 0 15
9.TÜMOSAN KONYASPOR 12 4 6 2 -2 14
10.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 12 3 4 5 -2 14
11.KOCAELİSPOR 12 4 6 2 -4 14
12.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 12 3 5 4 2 13
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 12 4 7 1 -10 13
14.GENÇLERBİRLİĞİ 12 3 7 2 -5 11
15.KASIMPAŞA A.Ş. 12 2 6 4 -6 10
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 12 1 5 6 -15 9
17.İKAS EYÜPSPOR 12 2 8 2 -9 8
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 12 2 9 1 -11 7

YAZARLAR