Risale-i Nur’da Allah’ın Varlığı ve Birliği
İslam inancının temelini oluşturan tevhid (Allah’ın birliği), iman sisteminin en merkezî kavramlarından biridir. Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur’da Allah’ın varlığı ve birliğini derinlemesine ele alarak, bu kavramı hem akli hem de kalbi delillerle açıklamaktadır. Bu makalede, Risale-i Nur’da Allah’ın varlığı ve birliği nasıl ele alındığını inceleyeceğiz.
Allah’ın Varlığı: Kâinattaki Deliller
Bediüzzaman Said Nursî, Allah’ın varlığını ispat ederken kâinattaki düzen, nizam, hikmet ve sanat eserlerine dikkat çeker. Risale-i Nur, Allah’ın varlığını kâinat kitabından okuma metodu olarak da tanımlanabilir. Kâinat, Bediüzzaman’a göre, Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren bir aynadır.
Kâinattaki Düzen ve Nizam: Risale-i Nur’da, kâinattaki düzen ve nizam, Allah’ın varlığının en açık delillerinden biri olarak sunulur. Bediüzzaman, kâinattaki her şeyin bir düzen içerisinde işlediğini, bu düzenin tesadüf eseri olamayacağını savunur. Göklerdeki yıldızlar, yeryüzündeki bitkiler ve hayvanlar, insanın bedeni ve ruhu; tüm bu varlıklar, bir yaratıcının varlığını ve bu yaratıcının sonsuz bir kudrete sahip olduğunu gösterir.
Sanat ve Hikmet: Risale-i Nur’da, Allah’ın varlığına dair bir diğer delil, kâinattaki sanat ve hikmettir. Bediüzzaman, kâinatta görülen güzelliklerin, sanat eserlerinin, bir ressamın fırçasından çıkan tablolar gibi olduğunu belirtir. Bu sanat eserleri, Allah’ın sonsuz ilim, hikmet ve kudretinin bir yansımasıdır. Kâinattaki her bir varlık, bu ilahi sanatın bir parçası olarak, Allah’ın varlığını ilan eder.
Sebep ve Sonuç İlişkisi: Risale-i Nur, Allah’ın varlığını ispat ederken sebep-sonuç ilişkisine de vurgu yapar. Bediüzzaman, her şeyin bir sebebe bağlı olarak yaratıldığını, bu sebeplerin arkasında ise mutlak bir yaratıcı gücün bulunduğunu savunur. Bu yaratıcı güç, Allah’tır ve bu güç olmadan hiçbir şey var olamaz.
Allah’ın Birliği: Tevhid İnancı
Tevhid, İslam inancının temel taşlarından biridir. Risale-i Nur’da, Allah’ın birliği, yani tevhid, hem akli hem de kalbi delillerle izah edilir. Bediüzzaman, Allah’ın birliğinin, insanın hem iç dünyasında hem de dış dünyasında apaçık görülebileceğini savunur.
Vahdaniyet Delili: Risale-i Nur’da, Allah’ın birliği, vahdaniyet delili ile açıklanır. Bediüzzaman, kâinattaki her şeyin birbiriyle uyum içinde olduğunu ve tek bir yaratıcının eseri olduğunu belirtir. Eğer kâinatta birden fazla ilah olsaydı, bu düzen ve uyum bozulur, kargaşa ve düzensizlik hâkim olurdu. Oysa kâinattaki düzen, Allah’ın birliğinin en büyük delilidir.
Esmâ-i Hüsnâ (Allah’ın Güzel İsimleri): Risale-i Nur’da, Allah’ın birliğini anlamanın bir yolu da Esmâ-i Hüsnâ’ya, yani Allah’ın güzel isimlerine bakmaktır. Bediüzzaman, her bir isimde Allah’ın birliğini ve kudretini görmenin mümkün olduğunu belirtir. Örneğin, Rezzak ismi, Allah’ın tüm mahlûkata rızık verdiğini, Halık ismi ise her şeyin yaratıcısı olduğunu gösterir. Bu isimler, Allah’ın birliğini ve her şey üzerindeki mutlak hâkimiyetini ortaya koyar.
Fıtrat Delili: Risale-i Nur’da, tevhid inancının bir diğer delili, insanın fıtratıdır. Bediüzzaman, insanın yaratılışında Allah’ın birliğine dair bir eğilim olduğunu savunur. İnsan, doğası gereği bir yaratıcıya inanma ihtiyacı hisseder ve bu inanç, Allah’ın birliğine işaret eder. İnsan, hayatındaki her şeyde tek bir yaratıcıya, tek bir ilaha yönelme eğilimindedir. Bu fıtri eğilim, Allah’ın birliğini kavramanın en doğal yollarından biridir.
Tevhidin Hayata Yansıması
Risale-i Nur, Allah’ın varlığı ve birliğinin insanın hayatında nasıl yansıması gerektiği üzerinde de durur. Bediüzzaman’a göre, tevhid inancı, insanın hayatını düzene sokar, ona huzur ve güven verir. Tevhid, insanın her durumda Allah’a güvenmesini, her işte Allah’ın rızasını gözetmesini sağlar. Ayrıca, tevhid inancı, insanı dünyadaki geçici şeylere bağlanmaktan kurtarır, ona ebedi saadetin yollarını açar.
Bediüzzaman, tevhid inancının toplumda da önemli bir yeri olduğunu belirtir. Tevhid, insanlar arasında adaletin, kardeşliğin ve dayanışmanın temelini oluşturur. Allah’ın birliği, insanların eşitliği ve kardeşliği anlamına gelir; bu da toplumsal barışın ve huzurun anahtarıdır.
Sonuç
Risale-i Nur’da Allah’ın varlığı ve birliği, insanın hem aklına hem de kalbine hitap eden güçlü delillerle açıklanır. Bediüzzaman Said Nursî, kâinattaki düzen, sanat, hikmet ve insanın fıtratı gibi unsurları kullanarak, Allah’ın varlığını ve birliğini ispat eder. Tevhid inancı, insanın hem bireysel hem de toplumsal hayatında derin etkiler bırakır. Risale-i Nur, bu inancı güçlendirmek ve insanlara hakikati göstermek için eşsiz bir rehberdir. Tevhid, insanı huzura, güvene ve ebedi mutluluğa ulaştıran en önemli inanç esaslarından biridir. Risale-i Nur, bu inanç esasını en derin ve anlaşılır şekilde sunarak, insanlığa manevi bir ışık tutmaya devam etmektedir.
