SAKIN ALLAH'I ZALİMLERİN YAPTIKLARINDAN HABERSİZ SANMA!
Yetmiş beş yıldır Filistin’de, Gazze’de uygulanan zulüm, son bir buçuk yılda eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma dönüşmüştür. Dünyanın gözü önünde bir millet topyekûn tarih sahnesinden silinmektedir. Siyonist zalimler, bebek, çocuk, kadın ve yaşlı demeden on binlerce masumu Gazze’de katlettiler, katletmeye de devam etmektedirler. Hâlbuki İki Milyarlık İslam âlemi şuurlu olarak ayağa kalksa, tükürüğümüzle boğacağımız bir azınlık karşısında aczi yet yaşıyoruz. Ya Rab! Sen biz Müslümanlara izzet ver, şeref ver, kâfirlere, zalimlere karşı güç kuvvet ver. Korkusuzca çıkacağımız seferlerimizi zaferlerle taçlandır.
Siyonist İsrail’in emperyalist destekçileri Amerika, Avrupa küresel çete faaliyetlerinde bulunarak suç ortaklarıyla birlikte birçok yerde katliama devam etmekte, savaşı İslam coğrafyalarına yayarak, dünyayı savaş alanına çevirmektedirler. İslam beldelerinin kan ve gözyaşı diyarı haline gelmesinin başlıca sebebi, Müslümanlar arasındaki ümmet bilincinin, kardeşlik hukukunun zayıflamış olmasıdır. İnananların ilim, bilim ve teknoloji alanında üstünlüğünü kaybetmesidir. Birlik ve beraberliğimizi her zaman güçlü tutarak, her türlü tefrikadan da uzak durarak düşmanlarımıza karşı her alanda güçlü olmak mecburiyetindeyiz.
Zulüm asla payidar olamayacaktır. Zalimler hain emellerine asla ulaşamayacaktır. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Bize düşen ise, her türlü ihtilafı ve çekişmeyi bir kenara bırakmak, İslam kardeşliğini esas almalıyız. Ümmet olma şuurunu bilinçli bir şekilde diri, canlı tutarak, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmalıyız. Maddi ve manevi her alanda güçlü olup, adaleti, barış ve huzuru temin etmek için gayret göstermeliyiz. Zulme destek verenlere, binlerce masumun kanında eli olanlara her alanda kararlılıkla karşı durmalıyız. Zulme ve zalimlere karşı yapılacak olan etkinliklere kayıtsız kalmamalıyız. Unutmayalım ki zalimlere karşı atılan her adım, söylenen her söz, gösterilen her tavır, İslam coğrafyalarında barış ve esenliğin yeniden hâkim olmasına, mazlumların gözyaşlarının dinmesine vesile olacaktır.
Bu anlamda; her birimiz gücümüz yettiği kadar mazlumlara, özelliklede Gazzeli kardeşlerimize güvenilir vakıf ve dernekler aracılığı ile her ay düzenli bir şekilde para göndermeli, yiyecek, giyecek yardımı yapmalı, Zalimlerin, emperyalistlerin ürünleri alınmamalı boykota devam edilmeli, yapılan zulümler duyurulmalı, sözlü duâlarımızı da her zaman yapmalıyız. Fiili ve kavli duâlarımızı birlikte yapmalıyız ki kabul olsun. Ayrıca silah, araç, gereç ve benzeri savaş malzemelerini de Devletler verebilir. İstihbaratlar aracılığı ile mutlaka bir giriş yolu bulunur. Elli yedi İslam ülkesinin ortak bir sesi çıksa mesela en basitinden petrolü vermeseler o bile çok caydırıcı olur. Ey petrol kralları neredesiniz? Petrolden elde ettiğiniz trilyon $ dolarlarınızı saldırgan Siyonist İsrail’e, en büyük destekçisi Amerika’ya ve benzeri zalimlere vermeye devam mı edeceksiniz? Devam ettiğiniz sürece aynı vahşete sizlerde ortaksınız. Vazgeçin bu yanlıştan. Yazıklar olsun Münafıklara, yazıklar olsun Zalimlere… Güç ve kuvvet yalnızca Allah’a mahsustur.
Bilinen bilinmeyen şekliyle; maddi manevi, Filistin’e ve dünyadaki tüm mazlumlara en büyük desteği hamdolsun Türkiye’miz, Hükûmetimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapmakta, Hakkı haykırmaktadır.
Kur’an-ı Kerîm de şöyle buyurulmaktadır: “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim Sûresi âyet:42) Hadis-i şerifte Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Zalimin zulmünü önlemedikçe size de kurtuluş yoktur.” (İbn Mâce, Fiten, 20.)
Dinimiz İslam’ın haram kıldığı günahlardan biri de zulümdür. Zulüm; adaleti gözetmemek, hak ve hukuk tanımamaktır. İnsanların canına, malına, namus ve haysiyetine kastetmektir. Zulüm, insanın Rabbine, kendisine ve çevresine karşı işlediği bir suçtur. İnsanlığın geleceği için büyük bir tehdit ve tehlikedir. Toplumların helak olma sebeplerinin başında zulüm gelmektedir. Zulüm sürdürülemez, Zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur.
Allah (c.c.), yeryüzünde adaletin tesis edilmesini, zulmün ortadan kaldırılmasını emretmiştir. Gönderdiği bütün Peygamberlere hakkın hâkim kılınması için zulüm ve zalimlerle mücadele görevi vermiş, zulme, zalime karşı durmaktan kaçanları ise uyarmıştır. Bu sebepledir ki zulüm ne kadar büyük bir günahsa zulme rıza göstermek de o kadar büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Mazlumun yanında olmak, maddi ve manevi imkânları onlar için seferber etmek, imanın bir gereğidir. Her ne sebeple olursa olsun zalime destek olmak, onlara meyletmek, zulmü görmezlikten gelmek ise yapılan her suça ortak olmaktır. Allah (c.c.), bu konuda bizleri şöyle uyarmaktadır: “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar.” (Hûd Sûresi âyet:113)
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizi her an kötülere, kötülüklere, zulme, zalimlere karşı uyanık ve tedbirli olmayı emretmektedir. Bu husustaki bir hadis-i şerifte: “Kim bir kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân, 78.)
İsrail’in yaptığı tam anlamı ile vahşettir, eşkıyalıktır, soykırımdır, zulümdür. Bu güne kadar yaptıkları zulümlerin sonucunda hiçbir yaptırımın yapılmaması, Dünya Ülkeleri tarafından seyirci kalınmış olması, İsrail’i daha da cesaretlendirmiştir. Lanetli Siyonistler; Gazze deki Müslümanları dünyanın ikiyüzlü sahte bakışlı insanlarının gözleri önünde hiç çekinmeden öldürmektedir. Nerede insan haklarından bahsedenler. Türkiye de hürriyet yok diyerek sokakları karıştırıp yakıp yıkan hainler, Siyonist İsrail’e bir sözünüz yok mu? Sizlere de yazıklar olsun.
Rabbimiz, Zulme uğrayan bütün mazlum kardeşlerimize sahip çıkmayı sonucunda zaferlere erişerek Zulümleri ortadan kaldırıp Adalet ile dünyayı yönetmeyi biz Mü’minlere nasip eyle! Âmin.