Dr. Aziz ARMUTLU

Tarih: 04.08.2024 04:59

Sessiz Kırıklıkların İçindeki Umut

Facebook Twitter Linked-in

Sessiz Kırıklıkların İçindeki Umut

Hayatın sessiz kırıkları içerisinde yaşamak, çoğu insanın zaman zaman karşılaştığı bir durumdur. Her birimiz, yaşama karşı beslediğimiz hayal kırıklıkları ve çıkmazlar ile yüzleşiriz. Dertler bitmez, karanlıklar hiç geçmez gibi gelir bazen. Sabahları bir umutla uyanmak yerine, hep akşam olacak bir dünyada kaybolmuş hissederiz kendimizi.

Bu kırıklıkların en büyük nedeni, hayata dair beklentilerimizin ve gerçeklerin çoğu zaman örtüşmemesidir. Hayal kırıklığı, beklenenin gerçekleşmemesiyle ortaya çıkar. Fakat burada önemli olan, bu kırıklıkların hayatın doğal bir parçası olduğunu kabul edebilmek ve bu süreçlerden güçlenerek çıkabilmektir. Nitekim Kur’an-ı Kerim'de Nahl Suresi 96. ayette "Biz sabredenleri mutlaka mükâfatlandıracağız” buyrularak sabrın önemine vurgu yapılmaktadır. 

Hayatta karşılaştığımız bu sessiz kırıklıklar, aslında bizi daha güçlü kılmak için birer fırsattır. Bunu fark edebilmek için öncelikle içsel bir yolculuğa çıkmak, kendimizle barışmak ve içimizdeki sessizliği dinlemek gerekir. Bu yolculukta, Hz. Mevlana’nın şu sözü bize rehberlik edebilir: "Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır."

Bu söz, dertlerin aslında bizi daha derin bir anlama ulaştırabileceğini ve içsel bir büyüme sürecine taşıyabileceğini anlatır. Hayal kırıklıklarımızın, bizi daha büyük bir anlama ve farkındalığa taşıma potansiyeli vardır. Ancak bu potansiyeli fark edebilmek ve bu süreci en iyi şekilde yönetebilmek için kendimize karşı dürüst olmamız ve içsel sessizliğimizi dinlememiz gerekmektedir.

Hayata dair sessizlik, aslında bir nevi şifa halidir. Bu süreçte, Peygamber Efendimizin şu Hadis,i Şerif’i de yol gösterici olabilir: "Zorluklarla beraber kolaylık da vardır." (Tirmizi, Kıyamet, 25). Bu hadis, zorlukların geçici olduğunu ve her zorluğun ardından bir kolaylık geleceğini hatırlatmaktadır. Önemli olan bu zorluklarla başa çıkarken sabırlı olabilmek ve umudumuzu kaybetmemektir.

Sessizlik, aynı zamanda içsel bir güç kaynağıdır. İçsel sessizliğimizi dinleyerek hayatta karşımıza çıkan zorluklarla daha güçlü bir şekilde başa çıkabiliriz. Fırtınadan sonra her zaman bir sakinlik gelir. Hayatın fırtınaları, geçici olsa da bazen oldukça yıkıcı olabilir. Ancak her fırtınanın ardından gelen sakinlik, bize yeni başlangıçlar ve umutlar sunar.

Bu bağlamda, hayata dair sessizlik ve kırıklıklar, aslında bizi daha olgun, daha güçlü ve daha anlayışlı bir insan haline getirir. Bu sürecin sonunda, hayatın getirdiği tüm zorluklarla başa çıkabilecek güç ve sabrı kazanmış oluruz. Çünkü gerçek güç, dış dünyada değil, içsel sessizlik ve dinginlikte saklıdır. Bu sessizliği bulduğumuzda, hayata karşı yenilmiş hissetmek yerine, hayatın her anını daha anlamlı ve değerli kılabiliriz.

Hayat yolcuğunda sabırlı olmalı, umutlarımızı kaybetmemeli ve içsel sessizliğimizi dinlemeliyiz. Bu şekilde, hayatın getirdiği her türlü zorlukla başa çıkabilecek gücü bulabilir ve daha anlamlı bir yaşam sürdürebiliriz.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-H1BEN5KZ8N