GAZIANTEP (AA) - Gaziantep'te 1877 yılında doğan ve asıl adı Mehmed Said olan Şahin Bey'in vatanseverlik duygusuyla yaptıkları, aradan geçen 105 yılda hala minnetle hatırlanıyor.
Yemen'e 1899 yılında henüz 22 yaşındayken er olarak gidip cepheyle tanışan Şahin Bey, burada gösterdiği başarılarla kısa sürede başçavuş oldu.
Trablusgarb Harbi'ne gönüllü olarak katılan Şahin Bey, Balkan Savaşları'nda Çatalca Cephesi'nde, Galiçya'da 15'inci Kolordu'da, Sina Cephesi'nde düşman birliklerine karşı kahramanca savaştı.
Tehlikeli vazifelere gönüllü katılan, vatanseverliği ve gayretleriyle dikkati çeken Şahin Bey, teğmen rütbesine yükseldi. 1918 yılında İngilizlerle Sina Cephesi'nde süren muharebede esir düşen ve Mısır'daki İngiliz esir kampında 1919 aralık ayı başlarına kadar esir kalan Şahin Bey, ateşkesten sonra serbest bırakıldı.
"Düşman arabaları, cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez"
Harbiye Nezareti tarafından Urfa'nın Birecik kazası Askerlik Şubesi Başkanlığına tayin edilen Şahin Bey, işgal altındaki Antep'in vaziyetini görerek memleketine dönmeye karar verdi.
Bu kapsamda Kilis-Antep yolunu kontrol altına alma vazifesi üzerine çalışmalara başlayan Şahin Bey, "Müsterih olunuz. Düşman arabaları, cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez." sözüyle adını tarihe yazdırdı.
Düşmana karşı büyük direniş gösteren Şahin Bey ve fedaileri, 3 Şubat ve 18 Şubat 1920'de tam donanımlı Fransız birliklerini büyük hezimete uğrattı.
Şahin Bey, zaferin ardından düşman kumandanına, "Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde şüheda kanı karışıktır. Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize, ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza." şeklinde ifadelerin olduğu mektup göndermiştir.
Andorra kumandasındaki 8 bin piyade ve 200 süvariden oluşan Fransız kuvvetleri, Antep'e ulaşmak için 25 Mart 1920'de yeniden saldırıya geçti.
Fransızlara karşı 4 gün boyunca direnen Şahin Bey, tek başına kalıncaya kadar mücadele etti.
Son nefese kadar vatan savunmasıSon nefesini verene kadar düşman ateşine karşılık veren Şahin Bey, 28 Mart 1920'de Elmalı Köprüsü'nde şehit edildi.
Yaklaşık 10 ay süren ve 6 bin 317 vatan evladının şehit edilmesiyle son bulan Antep savunmasında vatan ve namus için kendisini feda eden Şahin Bey'in ismini yaşatmak isteyen Antep halkı, şehidinin adını ilçeye, belediyeye, okullara ve mahallelere veriyor.
Aradan geçen sürede genç kuşaklara da anlatılarak örnek olan Şahin Bey, her yıl şehit edildiği Elmalı Köprüsü yakınlarındaki, Gaziantep-Kilis kara yolunun 28. kilometresindeki anıt mezarı başında anılıyor.
11 yaşındaki oğlunu görmeden tekrar göreve gitmişGaziantep Üniversitesi (GAÜN) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, AA muhabirine, Şahin Bey'in Antep savunmasında oldukça önemli lider olduğunu söyledi.
Şahin Bey'in kıyamete kadar yaşatılacağını dile getiren Yakar, şunları kaydetti:
"Fransızlar, Kilis ve Halep'ten getirdikleri 8 bin piyade, 200 süvari, 4 tank ve batarya topunun olduğu ekiple beraber 25 Mart 1920'de Antep'e gelmek üzere yola çıkarlar. Fransızlar, Elmalı Köprüsü'ne geldiklerinde karşılarında Şahin Bey durmuştur. Şahin Bey'in 100-150 kişilik çetesi vardır. Şahin Bey, 1920 aralık ayında Antep'e geldiğinde 11 yaşındaki oğlu Hayri'yi bir gün bile görmeden hemen kendine vazife çıkarmış, Antep Heyet-i Merkeziyesine başvurarak burada görev almak istediğini belirtmiş."
"Şahin Bey" lakabını Mustafa Kemal Paşa'dan aldıŞahin Bey'in destansı mücadelesinin dilden dile anlatıldığını ifade eden Yakar, şunları paylaştı:
"Mehmed Sait Bey'e 'Şahin Bey' lakabını Mustafa Kemal Paşa verdi. Said Bey, 25 Mart'ta Fransa kuvvetlerine karşı cephanesi bitene kadar ve arkadaşlarının hepsi şehit olana kadar savaştı. En son cephanesi bittiğinde tüfeğini kırıp yere koydu, ellerini yumruk haline getirerek o şekilde poz verdi. Bu durum inanılmaz bir cesarettir. Şahin Bey, 'Düşman, cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez.' demiştir. Gerçekten de Şahin Bey sözünü tutmuş, son nefesine kadar savaşmış ve cesedini çiğnemeden Fransızlar şehre girememiştir."
Muhabir: Fevzi Kemal Karagöz
