TEKIRDAĞ (AA) - Tekirdağ'ın Muratlı ilçesi yakınlarındaki Yerçeşme'de 1 Şubat 1915'te kurulan 57. Alay, kısa süre sonra 19. Tümen'e bağlandı. Üç hafta içinde sancağı verilen alay, Çanakkale'ye doğru yola çıktı.
Bigalı köyünde konuşlanan birlik, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni tarafından 24 Nisan 1915'e kadar eğitime tabi tutuldu.
Fotoğraf: Mustafa Yılmaz/AA
25 Nisan sabahı Arıburnu bölgesinden başlayan çıkarma üzerine, Yarbay Mustafa Kemal'in emriyle 57. Alay, bir top bataryası ve süvari birliğiyle bölgeye gönderildi. Düşmanın 8 taburuna karşı koyan alay, kahramanlıkları ve vatan uğruna gözünü kırpmadan ölüme gitmesiyle Türk tarihine damga vurdu.
Tekirdağ'da anıtlarla, okullara verilen isimlerle ve her yıl düzenlenen saygı yürüyüşleriyle yaşatılan 57. Alay, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sembollerinden biri olarak hafızalardaki yerini koruyor.
"Tekirdağ, Türk direnişinin ve kahramanlığının mayalandığı yerdir"
Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sezai Öztaş, AA muhabirine, vatan için bile bile ölüme giden 57. Alay'ın, adını tarihe altın harflerle yazdırdığını söyledi.
Öztaş, 57. Alay'ın Çanakkale Kara Savaşları'nda Arıburnu bölgesindeki çarpışmaların sona erdiği 20 Aralık 1915'e kadar cephede kaldığını, ardından farklı cephelerde de görev aldığını anlatarak, "Tekirdağ, bu anlamda sadece bir şehir değil, Türk direnişinin ve kahramanlığının mayalandığı yerdir." diye konuştu.
"57. Alay, sarsılmaz cephedir"
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Faruk Karaküçük de Çanakkale'nin "geçilmez" olduğunu dünyaya kanıtlayan 57. Alay'ın, Tekirdağ'ın da gururu olduğunu belirtti.
57. Alay'ın yalnızca bir askeri birlik değil, aynı zamanda fedakarlığın, cesaretin ve bağımsızlık sevdasının timsali olduğunu dile getiren Karaküçük, "İstiklal Şairi'mizin dediği gibi, 'Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz.' İşte o cephe 57. Alay'dır. Onların hatırasını sonsuza dek yaşatmak boynumuzun borcudur." ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: Mesut Karaduman/AA
Karaküçük, 57. Alay'ın yaklaşık 3 bin subay ve askerinin, Conkbayırı'nda kendisinden yaklaşık 6 kat daha büyük düşman gücüne karşı taarruza geçtiğini ve rütbelisinden erine kadar şehit olduğunu söyledi.
Muhabir: Mesut Karaduman
