ANKARA (AA) - Türkçe öğretmenliğine 20 yıl önce başlayan 40 yaşındaki Doksöz, öğretmenliğin yalnızca bilgi vermek olmadığına inanarak meslek hayatı boyunca çocukların yaşamına dokunacak projelere imza atmak için çalıştı.
Derslere girdiği okullarda öğrencilerin hikaye ve roman türüne nazaran şiirden uzak olduklarını gözlemleyen Doksöz, çocuklara şiiri sevdirmeye karar verdi.
Öğrencileriyle iletişimini şiir aracılığıyla güçlendiren Doksöz, zamanla çocuklar tarafından "Şair anne" olarak anılmaya başlandı.
Edebiyat alanında çocuklara yönelik projeler yürüten Doksöz, 2024'te Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) hayata geçirilen "Öğretmeniz" dijital platformunda "İz Bırakan Öğretmenler Listesi"nde yer aldı.
Bugüne kadar 86 yayımlanmış roman, öykü, masal ve şiir kitabı bulunan Doksöz, Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde ulusal proje koordinatörü olarak özellikle dezavantajlı bölgelerdeki çocukları kapsayan faaliyetlerini sürdürüyor.
Sultan Doksöz, yazdığı kitaplarla çocukların hayatına ışık tutmanın yanı sıra gönüllü olarak masal anlatımı etkinlikleri, yaratıcı yazarlık atölyeleri, söyleşiler ve konferanslar düzenliyor.
"Şair anne olabileceğim aklıma gelmezdi"
Doksöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, büyük bir aşkla öğretmenlik mesleğini icra ettiğini belirterek, kendini "çocuklar için güzel işler yapmak amacıyla yola revan olmuş bir düş avcısı" olarak nitelendirdiğini söyledi.
Öğrencileriyle şiir aracılığıyla bağ kurduğunu dile getiren Doksöz, şunları kaydetti:
"Görev yaptığım okulda Türkçe öğretmeniyken öğrencilere şiirle sesleniyordum. Çocuklar genellikle şiir türüne yabancıydı. Bu da biraz toplumdan kaynaklıydı. Genellikle hikaye kitapları, romanlar okuyorlardı. Ama şiire biraz uzaklardı. Ben de çocuklara şiiri sevdirmek istedim. Tabii ki şiiri sevdirmek isterken 'şair anne' olabileceğim aklıma gelmezdi. Derse şiirle girip şiirle çıktım. Ders dinlemeyen çocuğa 'Dur evladım, yapma' demek yerine şiir okudum."
Doksöz, "Kalbine giremediğiniz, duygusal bağ kuramadığınız öğrencinin beynini işleyemezsiniz." değerlendirmesinde bulunarak, "Çocukların beynine girmek için edebiyatı, şiirleri ve masalları kullandım. Çocukların kalbine, gönlüne giren yolun o olduğunu biliyordum. Kelimelerin gücüne inandım." diye konuştu.
"Babaannem masal anlatıcılığını bana miras bırakmış"
Doksöz, çocukların dijital bağımlılığının arttığını ve bu nedenle öğrencilerine, Türk kültürünün devamını sağlayacak, geçmiş ve gelecek arasında bağ kuracak, kökleri güçlendirecek masallar anlattığını söyledi.
Babaannesinin de bir masal anlatıcısı olduğunu aktaran Doksöz, "Ben onun masallarıyla büyüdüm. Zamanla bunun bana miras kaldığını fark ettim. Çeşitli masal projelerine katıldım. Küçük bir ip yumağı gibi düşünün. O büyüdü, büyüdü, kocaman oldu. Sonrasında fark ettim ki aslında babaannem masal anlatıcılığını bana miras bırakmış." ifadelerini kullandı.
"Öğrenciler yazmaya üşeniyor, yazmaktan uzaklar"
"Bana Bir Masal Anlat Öğretmenim Projesi" ile "Türkiye'nin İz Bırakan Öğretmeni" seçildiğini dile getiren Doksöz, "Bu benim için gerçekten çok kıymetli bir şey. Projeler kapsamında 22 ülkenin çocuklarına Türk masallarını anlattım. 'TDK Evde', 'Deyimler Covid-19'a Karşı' gibi projeler yaptım." bilgisini verdi.
Doksöz, çocukların yazma becerilerinin gelişmesinde onlara fener olmak için harekete geçtiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Meslek hayatımda şunu gördüm. Öğrenciler yazmaya üşeniyor, yazmaktan uzaklar. Çünkü çok renkli dünyaları var. Hepsinin elinde tabletleri var. Dijital ve hareketli dünyada tabii ki yazmaktan uzaklaşıyorlar. Yazmaktan korkan öğrenciler olduğunu fark ettim. Aslında çok büyük bir yeteneği var, belki de geleceğin çok ünlü bir şairi, yazarı olacak ama kendisinin farkında değil öğrenci. Ben onda o ışığı görüyorum. Yazmaktan çekinen, korkan ya da uzak olan çocuklara fener olmak istedim. Bu tarz çalışmalar yapıyoruz. Bu ilk değil aslında. Daha önce de çok çalışmamız oldu."
Kurduğu yaratıcı yazarlık atölyelerine katılan 20'ye yakın öğrencisinin kendi kitabını yayınladığını aktaran Doksöz, geleceğin şairlerini ve yazarlarını yetiştirmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.
Öğretmenlik mesleğinin bilgi vermekten ziyade öğrencilerin içindeki hazineyi ortaya çıkarmaya yönelik olduğunu söyleyen Doksöz, "Her insanın içinde keşfedilmeyi bekleyen bir yetenek var. Meslektaşlarım gerçekten emek vererek o çocukların içindeki yetenekleri çıkartabilir, hazineleri keşfedebilirler." dedi.
Doksöz, öğretmenliğin çok kutsal bir meslek olduğunu ve öğrencilere şifa olabileceklerinin altını çizerek meslektaşlarına, çocuklarla öncelikli olarak duygusal bağ kurmaları ve sonrasında o bağı kelimelerle güçlendirmeleri tavsiyesinde bulundu.
Muhabir: Eylül Aşkın Akçay
