GAZZE (AA) - İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırımdan eğitim sistemi de nasibini aldı. İsrail ordusunun saldırılarında Gazze'deki okul ve üniversite binalarından 165'i tamamen 392'si kısmen yıkıldı, 193 akademisyen ve bilim insanı ise öldürüldü.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki El-Bureyc Mülteci Kampı'nda yaşayan 43 yaşındaki Ebu Islih, ekonomi alanında yüksek lisans, ardından da doktora yaptı. Ebu Islih ayrıca Harvard Eğitim Koleji'nde Profesyonel Finansal Muhasebeci "PFA" eğitim programına katılıp sertifika aldı.
Artık "halkıma hizmet etmeliyim" dediği anda kendini İsrail'in yoğun saldırıları ortasında fırıncılık yaparken bulan Filistinli adam, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen topluma yararlı olma ve hocalık yapma hayalini hep canlı tuttu.
"Mısır'da çok fazla iş imkanı doğdu ama benim hayalim vatanımda hizmet vermekti"
Master derecesini aldıktan sonra akademide kalmak isteyen Ebu Islih, "Doktorayı da yapmalıyım dedim çünkü hedefim büyüktü. Mısır'daki Arap Araştırmaları ve Çalışmaları Enstitüsü'ne başvurdum ve doktoramı yaptım. Mısır'da çok fazla iş imkanı doğdu ama benim hayalim bu değildi. Hayalim vatanıma ve ailemin yanına dönmek, toplumda bir yer edinmekti." dedi.
Gazze'deki üniversitelere gidip başvuruda bulunduğunu söyleyen Ebu Islih, savaşın başlamasıyla bütün hayallerinin birer birer nasıl yıkıldığını ise şöyle anlattı:
"Hayalimiz çok büyüktü; topluma, çocuklarımıza yardımcı olmak istiyorduk. Dergilerde, kitaplarda, makalelerde ismimiz olsun istiyorduk. Savaş başladığında 2-3 ay sonra biter, üniversitelerden cevap gelir biz de mesleğimizi yaparız dedik ama savaş çok uzadı, karşılaştığımız zorluklar da her gün biraz daha arttı. Üniversitelerden cevap gelmesini bekledik ve umudumuzu taze tuttuk. Sonra üniversiteler ve eğitim kurumları yıkılmaya başladı."
Hayallerini bir süreliğine kenara bıraktı, fırıncılığa başladı
Eşinin yabancı uyruklu ve savaş görmemiş bir insan olduğunu dile getiren Ebu Islih, eşini ve 2 çocuğunu dışarı çıkarıp güvenliklerini sağladığını ancak kendisinin hedefleri uğruna Gazze'de kaldığını ifade etti.
Savaşın hayallerinin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Ebu Islih, ailesine para gönderebilmek ve kimseye muhtaç olmamak için şimdi burada fırıncılık yaptığını söyledi.
"Çadırda ve enkazın üstünde bile olsa üniversite öğrencilerine ders vermek istiyorum"
Tüm bu yıkıma rağmen hâlâ hedeflerinin ve hayallerinin peşinde olduğunu ve onları gerçekleştirmek için burada kalarak direneceğini vurgulayan Ebu Islih, "Bugün artık hayallerim çok büyük değil. Çadırda ve enkazın üstünde bile olsa üniversite öğrencilerine ders vermek istiyorum. Vatanı terk etmektense çadırda eğitim vermeyi yeğlerim." dedi.
Savaşın insanları ait olmadığı yerlere sürüklediğine dikkati çeken Ebu Islih, "Şu an fırında çalışıyorum. Bu insan nefsine ağır geliyor, için kan ağlıyor, çünkü senin yerin burası değil, senin hayalin bu değil." diye konuştu.
"Çocuklara, hayallerini nasıl gerçekleştireceklerini öğreteceğiz"
Savaşa, yıkıma ve hayallerini bir süreliğine de olsa rafa kaldırmak zorunda kalmasına rağmen Ebu Islih, geleceğe dair umudunu şöyle anlattı:
"Savaş bitti inşallah da tamamen biter ve üniversitelerde eğitime döneriz. Hiçbir pişmanlık duymadan, keşke demeden burada kalacağız ve bu ülkeye hizmet edeceğiz. Bizler İsrail'in ekonomiyi, eğitimi yıkmak istediğini biliyoruz. Bu toprakları ne Yahudilere ne de başka bir ülkeye veririz.
Çocuklarımıza nasıl sabredeceklerini ve hayallerini nasıl gerçekleştireceklerini öğreteceğiz. Biz çocuklarımıza 'okul' olmalıyız, onlar bizi okumalı."
Muhabir: Gülşen Topçu,Nour Mahd Ali Abuaisha,Fadel A. A. Almaghari