LONDRA (AA) - BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30), 10-21 Kasım'da Brezilya'nın kuzeyindeki Para eyaletinin başkenti Belem'de düzenlenecek.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında verilen taahhütlerin uygulanma yollarına odaklanılacak COP30'un en sıcak gündem maddeleri arasında iklim finansmanı öne çıkıyor.
Gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için ihtiyacı olan dönüşüm maliyetleri trilyon dolarlarla ölçülürken, finansman akışlarındaki dengesizlik ve finansmana erişim sorunları tartışmaların odağında yer alıyor.
Geçen yıl Bakü'deki COP29'da duyurulan ve Brezilya'daki müzakereler öncesi detayları açıklanan "Bakü'den Belem'e Yol Haritası" kapsamında, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak için tüm kamu ve özel kaynaklardan sağlanacak finansmanın 2035 itibarıyla yıllık 1,3 trilyon dolara çıkarılması hedefleniyor.
Yol haritasında bu hedefe ulaşmak için daha fazla hibe ve düşük maliyetli sermaye sağlanması, mali alan ve borç sürdürülebilirliğine yönelik önlemler, uygun maliyetli özel sektör finansmanı, koordinasyonun güçlendirilmesi ve yatırımların yönlendirilmesi için reform ihtiyacı vurgulanıyor.
"İklim riski, maliye politikalarının tasarımında merkezde olmalı"Ekonomistlere göre, küresel iklim finansmanında ilerleme sağlanmasına rağmen fonların büyük bir bölümü hala iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılgan durumda olan ülkelere ulaşmıyor.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) İklim Stratejisi ve Uygulama Yönetici Direktörü Gianpiero Nacci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ölçekte iklim finansmanının son yıllarda arttığını ancak bu seviyelerin Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için yetersiz kaldığını söyledi.
EBRD gibi çok taraflı kalkınma bankalarının iklim finansmanının en büyük sağlayıcıları konumunda olduğunu dile getiren Nacci, geçen yıl bu bankaların düşük ve orta gelirli ülkeler için toplam 26 milyar dolar finansman sağladığını kaydetti.
Nacci, uyum finansmanı başta olmak üzere iklim finansmanının birçok unsur içeren katmanlı bir konu olduğunu ve düzenleme, veri ve analiz eksikliği gibi çeşitli sorunların bariyer oluşturduğuna işaret etti.
Hükümetlerin çözmesi gereken önemli bir boşluk bulunduğunu dile getiren Nacci, "İklim riskinin, maliye politikalarının tasarımında giderek daha merkezi bir yer edinmesi gerekiyor." çağrısında bulundu.
Bu kapsamda "uygulama COP'u" olarak nitelendirilen bu yılki iklim müzakerelerinde verilecek mesajların net ve tutarlı olmasının kritik olduğunu belirten Nacci, şöyle konuştu:
"Ben COP30’un sağlayabileceği en iyi sonucun, bir yol haritası olduğuna inanıyorum. Bu nedenle Bakü'den Belem'e Yol Haritası'ndan büyük beklentilerimiz var çünkü bu belge, iklim finansmanı mimarisinin gelecekte nasıl şekilleneceğine yönelik bir çerçeve rolü oynayabilir. Zirvede, iklim finansmanına yönelik verilecek sinyaller sürecin doğru yönde ilerlemesi için son derece kritik. Diğer yandan, biz yeşil dönüşümün geri döndürülemez olduğuna inanıyoruz. Bu artık bir ekonomi ve fizik meselesi. Yenilenebilir enerji, dünyanın neredeyse her yerinde en ucuz elektrik kaynağı haline geldi."
Yıllık 8 trilyon doları aşan finansman ihtiyacıİngiltere merkezli iklim düşünce kuruluşu E3G Kamu Bankaları ve Kalkınma Bölümü Yardımcı Direktörü Rob Moore, dünyada iklim finansmanı ihtiyacının büyüklüğüne dikkati çekerek, "2035'e kadar her yıl küresel ölçekte 7 ile 8,1 trilyon dolar arasında iklim finansmanına ihtiyaç var." bilgisini paylaştı.
Küresel iklim finansmanının 2023'te 1,9 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdığını ve mevcut büyüme eğiliminin devam etmesi halinde 2028'e kadar bu miktarın yaklaşık 6 trilyon dolara çıkabileceğini dile getiren Moore, "Ancak sorun şu ki, mevcut finansmanın büyük bölümü gelişmekte olan ülkelere ulaşmıyor ve çok azı hibe veya düşük faizli kredi niteliğinde. Dolayısıyla, toplam finansman havuzu büyürken finansmanın kalitesi ve dağılımı hala ihtiyaç duyulan seviyenin gerisinde kalıyor. Bugün öncelik artık sadece daha fazla para değil, daha nitelikli para. Yani, en kırılgan ülkelerin ihtiyaçlarına yanıt veren, erişilebilir, öngörülebilir ve güvenilir kamu finansmanı gerekli." diye konuştu.
Moore, kamu finansmanı tarafında siyasi iradenin iklim finansmanını harekete geçirmenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade ederek, özel sektör finansmanı açısından ise 1,3 trilyon dolar hedefine ulaşılması için gelişmekte olan ülkelerdeki mali kısıtların giderilmesi ve düzenleyici reformların uygulanması gerektiğini anlattı.
Hükümetlerin 2035'e kadar gelişmekte olan ülkelere yılda 1,3 trilyon dolar iklim finansmanı sağlamasını öngören Bakü'den Belem'e Yol Haritası'nın onaylanması halinde bunun COP30 için başarı sayılacağını aktaran Moore, sözlerini şöyle tamamladı:
"Varlıklı ülkeler kamu finansmanı sağlamaya ve artırmaya devam edeceğine ilişkin güvence sağlamalı, özellikle uyum finansmanı açısından bunu garanti altına almalı. Yol haritasının etkisini gösterebilmesi için artık zengin ülkelerdeki hükümetlerin ve uluslararası finans kuruluşlarının yanıt vermesi, taahhütlerin yerine getirilmesinden sorumlu tutulması gerekiyor. COP30'dan bu sözleri gerçeğe dönüştürecek bir planla ayrılmalıyız. Hükümetlerin, giderek karmaşıklaşan siyasi tabloya yanıt verecek bir yol bulmaları şart."
Muhabir: Nuran Erkul Kaya