İSTANBUL (AA) - Beyoğlu'ndaki Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen kampanyanın tanıtım programında, oyuncu Kenan İmirzalıoğlu'nun ekran yüzü olduğu kamu spotunun gösterimi yapıldı.
KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, programda yaptığı konuşmada, gösterilen kamu spotunun içeriğine değinerek, gerçek hayatın ise film seti gibi olmadığını söyledi.
Kendisinin de uzun yıllardır kadın hakları konusunda uğraş verdiğini, KADEM'dekilerle birlikte saha çalışmaları ve araştırmalar yaptırdıklarını belirten Bayraktar, mesailerinin önemli bir kısmını "Kadına yönelik şiddeti önlemek için ne yapabiliriz, kadınlara nasıl destek olabiliriz?" sorusuna cevap aramakla geçirdiklerini ifade etti.
Bayraktar, kadın hakları konusunda bilinç oluşturulması için 12 yıldır KADEM'de mücadele verdiklerini aktararak, her kadının yaşadığı acının üstünü örten sessizliği kaldırmaya, görünmeyeni görünür kılmaya, fark edilmeyen yaraları toplumun kalbine taşımaya çalıştıklarını dile getirdi.
Bunun kolay olmadığını ancak gerçek dönüşümün somut adımlarla başladığını ifade eden Bayraktar, yarayı deşmeyi değil, iyileştirmeyi seçtiklerini, acılara saplanıp kalan değil, geleceğe umut veren, onaran, yeni bir hikaye yazmak istediklerini vurguladı.
Bayraktar, kadınların şiddetten korunmak için neler yapabileceklerini tek tek anlattıklarını ve 56 şehirde temsilciliklerinin var olduğunu anımsatarak, bu şehirlerdeki gönüllülerin köy köy, ev ev dolaşarak kadına şiddete karşı toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmak için çabaladıkların belirtti.
"Kadınlar şiddet karşısında ne yapacağını bildiğinde, kendini daha güvende hissediyor"Bayraktar, faillerin hak ettikleri cezayı alması ve ilgili tüm yasaların caydırıcı bir şekilde uygulanması için savunuculuk faaliyetleri yaptıklarına dikkati çekerek, "Kadına yönelik şiddetin yalnızca kadın ve erkek arasında yaşanan bir sorun olarak görülemeyeceğini biliyoruz. Şiddete tanık olan herkesin sorumluluk alıp harekete geçebilmesi için toplumsal bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var. Biz de bu dönüşümü desteklemek amacıyla her yıl farkındalık kampanyaları düzenliyoruz. Büyük projeleri hayata geçiriyoruz." diye konuştu.
İlkokuldan başlayarak her yaş grubuna uygun eğitim içerikleri hazırladıklarını aktaran Bayraktar, "Bunları gidip okullarda öğrencilere tek tek anlatıyoruz. Kadın destek merkezlerimiz var. Kapısından giren her kadınla tek tek ilgileniyoruz. Kadınlar buraya gelerek haklarını öğreniyor, psikolojik veya hukuki destek alabiliyor. Yani o an neye ihtiyacı varsa, destek görüyor. Bugüne kadar aldığımız geri dönüşler bize hep şunu gösterdi, kadınlar haklarını öğrendiğinde, şiddet karşısında ne yapacağını bildiğinde kendini daha güvende hissediyor, 'Ben yalnız değilmişim, çaresiz değilmişim.' diyebiliyor. İşte biz, şiddetle mücadelede en güçlü, en dönüştürücü adımın tam da bu olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bayraktar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına uygulanan bazı tedbirleri anlatarak, bu imkanların kadınlar tarafından bilinmediğinde işe yaramadığını, bu farkındalığı yaygınlaştırmanın, şiddetle mücadelenin en büyük adımlarından biri olduğunu ifade etti.
"Bugün burada bir toplumsal seferberliğin ilk adımını atıyoruz"Bayraktar, kadına yönelik şiddetle mücadelede herkesi sorumluluk ve inisiyatif almaya, duyarsız kalmamaya ve harekete geçmeye davet ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün burada bir toplumsal seferberliğin ilk adımını atıyoruz. Çünkü kadına yönelik şiddetle mücadele bir kaç kurumun değil, bütün bir milletin meselesidir. Kampanyamızın simgesi turuncu nokta. Turuncu, KADEM'in kurumsal rengi. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in uluslararası kadına yönelik şiddetle mücadele rengi. Bu nedenle kampanyamızda turuncu nokta, kadına yönelik şiddetle mücadelede 'Ben de varım.' diyen herkesin sembolü olacak. Yakamıza taktığımız turuncu rozet, üzerimizde taşıdığımız her turuncu obje ya da sosyal medyada paylaştığımız her turuncu noktayla 'Bu mücadelede ben de varım, sessiz kalmıyorum, görmezden gelmiyorum, göz yummuyorum.' demiş olacağız.
İstanbul'da kaldırımda yürüdüğü sırada samuray kılıcıyla öldürülen mimar Başak Cengiz'in annesi Beyhan Cengiz de kadına yönelik şiddetle mücadelede herkesin el ele verip mücadele ederek, soruna kesin çözüm bulmak zorunda olduklarını vurguladı.
Muğla'da 2020 yılında öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin ise kadın derneklerini kendi yanında görmesinin umut verici olduğunu ve bundan mutluluk duyduğunu ifade etti.
"Bu farkındalığı ancak 'Hep birlikte.' dersek, hep birlikte el ele verirsek başarabiliriz"Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Bayraktar, bütün şiddet türlerinin can kaybıyla sonuçlanma riski taşıdığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu sene de kadın cinayetlerine odaklandık hem kamu spotumuzda, hem çalışmalarımızda. Bugün aramızda bazı mağdur kadınların yakınları, aileleri vardı. Bizimle beraberlerdi. Başak Cengiz'in annesi ve babası. Merhum Pınar Gültekin'in annesi ve babası bizimleydi. Onları dinledik. Tabii ki onların karşısında ne desek boş. Acıyı yaşayan bilir, ateş düştüğü yeri yakar. Fakat en azından başka evlere, başka ocaklara da ateş düşmesin diye KADEM olarak elimizden geleni yapıyoruz. 12 yıldır bu uğurda çalışıyoruz."
Kendilerine destek veren basın mensupları ile programa katılan misafirlere teşekkür eden Bayraktar, "Çünkü bu farkındalığı ancak 'Hep birlikte.' dersek, hep birlikte el ele verirsek başarabiliriz. Nitekim bu yılki kampanyamızın sloganı da 'Hep birlikte.' Kadına yönelik şiddetle mücadele tek bir kurumun başarabileceği bir iş değil. O yüzden hep birlikte el ele verirsek şiddeti en azından minimize edebiliriz, buna inanıyoruz. Bütün toplumu harekete geçmeye, şiddete göz yummamaya, farkındalığını artırmaya ve şiddete maruz kalan, tehdit altında olan kadınlara yardım etmeye çağırıyoruz." şeklinde konuştu.
Oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ise bu durumun yıllardır kanayan bir yara olduğunu, her gördüklerinde içlerinin acıdığını dile getirdi.
Ateşin düştüğü yeri yaktığını ve buna şahitlik edenlerin de vicdanını yaralayacağını ifade eden İmirzalıoğlu, "Fakat bu çağrı geldiği zaman, bizim oradaki sesimiz acaba bir kişiyi şiddetten geri koyar mı? Oradaki yüzümüz, verdiğimiz mesaj acaba bir insanın hayatının yitip gitmesini engelleyebilir mi? Bu ihtimal bile insanın o acısına biraz merhem sürüyor. Biraz daha umutlanmamıza sebep oluyor." dedi.
İmirzalıoğlu, şöyle devam etti:
"Ben sesimi çıkarırsam, Sinem sesini çıkarırsa, sizler sesinizi çıkarırsanız, bazen bakarsak, bazen bir adım atarsak, bazen işte sözümüzle, duruşumuzla, rengimizle o zaman bu şiddete karşı sevgiyle, şefkatle, adaletle üstesinden gelebiliriz, yaralarımızı sarabiliriz. Bugünlerimizde yavaşlatıp, yarınlarımızı da kurtarabiliriz. Çocuklarımıza, kızlarımıza, evlatlarımıza, oğullarımıza sevgiyi, şefkati, insanın değerini öğreterek. İnşallah bu kanayan yaramız her geçen gün daha da azalacak ve üstesinden geleceğiz."
Kenan İmirzalıoğlu'nun eşi oyuncu Sinem Kobal da kadına yönelik şiddetin herkes için bir insanlık sınavı olduğunu belirterek, bu sınavda herkesin birlikte hareket etmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Programa, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Dr. Canan Sarı, eski futbolcu Mesut Özil de katıldı.
Muhabir: Ferhat Yasak