ZONGULDAK (AA) - Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Bölümünde görevli 46 yaşındaki Ercan iki yıl önce, aynı hastanenin genel cerrahi bölümünde çalışan 48 yaşındaki Günsever ise 12 yıl önce yaptırdıkları tetkiklerde meme kanseri olduklarını öğrendi.
Hastalığa ikinci evrede yakalanan iki çocuk annesi Ercan ve Günsever, bu süreçte morallerini yüksek tutup tedavi sürecine başladı.
Farklı dönemlerde yaklaşık iki yıl uygulanan kemoterapi, ışın tedavisi ve cerrahi müdahaleyle sağlığına kavuşan Ercan ve Günsever, yaşadıkları zorlu süreç sonrası görevlerine döndü.
Tedavi sürecindeki deneyimleri sayesinde hastalarla iletişimleri daha da güçlenen Ercan ve Günsever, bugünlerde kendileriyle aynı kaderi paylaşan kadınlara destek olup ellerinden gelen yardımı yapmaya çalışıyor.
"Erken teşhis çok önemli, hayat kurtarır"
Serpil Sünger Ercan, AA muhabirine, yaklaşık iki yıl önce kendi kendine meme muayenesi yaparken şüphelenip hastaneye başvurduğunu, tetkikler sonucu kanser olduğunu öğrendiğini söyledi.
Ameliyat olup ışın tedavisi gördüğünü anlatan Ercan, "Şimdi kontrol sürecindeyim. Bu süreçte ailemin çok büyük desteğini gördüm. Hocalarıma çok müteşekkirim. Bana çok destek oldular. Onlardan çok güç aldım. İşime geri döndüm, rahatlıkla çalışıyorum." diye konuştu.
Ercan, erken teşhisin önemine dikkati çekerek "Hastalıktan korkmasınlar, geç kalmaktan korksunlar. Erken teşhis çok önemli, hayat kurtarır." dedi.
Meme kanserinin yaşının olmadığını belirten Ercan, 20 yaşından sonra herkesin kendi kendine meme muayenesi yapması, tetkiklerini aksatmaması ve mamografi çektirmesi gerektiğini kaydetti.
Ercan, hastalık sürecinde zor zamanlar yaşadığını anlatarak şöyle konuştu:
"İlk zamanlar dibe vurduğum anlar oldu. Sonrasında süreç başlayınca tam teslimiyet, durumu kabul etmek çok önemliydi. Baştan beri moralimi yüksek tutmaya çalıştım. Kabul edip tedavimi aldım. Daha kolay oldu. Yan etki çok yaşamadım. Umarım tüm hastalar için aynı süreç geçerlidir. Sürecimin başından beri pozitif olmaya çalıştım. Zaten hayat felsefem bunun üzerine. Tedaviye tam yanıt aldığım söylendi. Pozitif düşünmenin çok etkisi olduğunu düşünüyorum."
Meslektaşı Fikriye Günsever ile aynı kaderi paylaştığını dile getiren Ercan, "Bana tanı konulduğunda Güldeniz Karadeniz Çakmak hocamın odasından çıktığımda arkadaşım ve meslektaşım Fikriye peşimden gelip 'Serpil sakın korkma, bu geçici bir süreç. Kabullenip devam edersen çok kolay olacak' demişti. Gerçekten öyle oldu. Kendisine çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Hastalarımıza tedavi süreçlerinde destek olmaya çalışıyorum"
Fikriye Günsever de hastalığının 2012 yılında teşhis edildiğini, sonrasında tedavi görüp ameliyat olduğunu, iki yıl süren akıllı ilaç tedavisi sürecinin devam ettiğini anlattı.
Günsever, kanser olduğunu öğrendiğinde hastalığı kabullendiğini ve onu yeneceğine dair kendine söz verdiğini kaydetti.
Moralinin yüksek olmasının tedaviyi etkilediğini belirten Günsever, "Tedavimi oldum, moralimi de yüksek tuttum. Hayata karıştım, sosyal aktivitelerden geride kalmadım." dedi.
Günsever, erken teşhisin önemine yakından şahit olduğunu dile getirerek, "Bu hastalıkta kesinlikle umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor çünkü en büyük umut örneği bizleriz. Hastalık sonrası 12 yıldır bu hastanede çalışmaya devam ediyorum. Sürekli umut içerisinde olsunlar. Bu hastalığı geçirdiğim için bölümümüze gelen hastalara daha da özenli davranmaya çalışıyorum. Onları duygusal olarak anlıyorum. Elimden gelen yardımı, desteği yapmaya çalışıyorum." diye konuştu.
Muhabir: Gökhan Yılmaz