RABAT (AA) - BM Güvenlik Konseyinde Fas'ın Batı Sahra meselesini özerklik yoluyla çözmeyi öngören girişimi lehine alınan karar 15 üyeli konseyden 11 üyenin oyuyla kabul edilirken, Rusya, Çin ve Pakistan çekimser kaldı, Cezayir ise oy kullanmadı.
Fas'ın Batı Sahra planının uzun süredir devam eden anlaşmazlığın çözümü için "en uygulanabilir çözüm" olduğu belirtilen kararla birlikte, BM Güvenlik Konseyi, Batı Sahra'daki BM barış gücü misyonunun (MINURSO) görev süresini 1 yıl daha uzatma kararı aldı.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, kararı "Batı Sahra'da uzun zamandır beklenen barış için bir ivme" şeklinde değerlendirerek, ABD'nin Batı Sahra'da karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözümü desteklemeye ve uzun süredir devam eden sorunu çözmeye "derinden bağlı" olduğunu söyledi.
Batı Sahra'da onlarca yıldır devam eden belirsizlik ve çatışmaların çözümü konusunda önemli bir adım atılması gündeme gelirken, Fas'ın Batı Sahra'da planladığı çözüm uzmanlar tarafından değerlendiriliyor.
Fas'ın Batı Sahra'daki özerklik planıFas'ın Batı Sahra'daki özerklik planına göre, devletin bazı yürütme, yasama ve yargı yetkileri Batı Sahra bölgesine devredilirken Rabat ise güvenlik, savunma ve dış ilişkiler gibi egemenlik yetkilerinin yanı sıra bayrak ve milli marş gibi Fas'ın egemenlik sembollerini kullanacak.
Özerklik planı, bölge Meclisinden bir hükümet başkanı seçilmesini ve bu kişinin Fas Kralı tarafından da atanarak yürütme yetkilerini kullanmasını öngörüyor.
Batı Sahra Meclisi ise çeşitli Sahra kabileleri tarafından seçilen üyelerin yanı sıra bölge sakinleri tarafından doğrudan genel oyla seçilen üyelerden oluşuyor.
Taslağa göre, Batı Sahra Meclisinin alacağı kararların da Fas Anayasası'na uygun olması gerekiyor.
Batı Sahra'daki resmi kurumların kendi bütçelerini yöneterek vergiler, ekonomik kalkınma, altyapı ve sosyal hizmetleri yönetmekten sorumlu olması planlanıyor.
Kalkınma için fırsatFaslı siyasi analist Muhammed el-Gıfri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi kararının "siyasi ve askeri çatışmayı azalttığını" belirterek bu durumu "yoğun askeri veya diplomatik çatışmayı sürdürmek yerine kalkınma ve yerel yönetime odaklanma fırsatı" olarak gördüğünü söyledi.
Gıfri, Batı Sahra'da özerklik halinde "yasalar, kurumlar, demokratik denetim ve şeffaflık gerektiğini" ifade ederek BM Güvenlik Konseyi kararının onlarca yıldır süren çatışmayı çözmek için "özerklik ihtimalini müzakere temeli olarak güçlendirdiği" değerlendirmesinde bulundu.
BM Güvenlik Konseyi kararının "çatışmayı geniş siyasi bir çerçeveye taşıdığını, uzun vadeli çatışmanın maliyetlerinin azaltılabileceğini" kaydeden Gıfri, "Siyasi ve askeri gerilim azalırsa, savunma başta olmak üzere harcanan kaynaklar kalkınma, istihdam, eğitim, sağlık veya altyapı projelerine yönlendirilebilir."
Gıfri, bölgenin gücünü artırmak amacıyla sınırların açılması ve ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesi yoluyla Mağrib’deki rekabetin entegrasyona dönüştürülmesi için koşulların olgunlaştığını ifade etti.
Barışın sağlanmasıFaslı uluslararası ilişkiler uzmanı Nureddin Bilhaddad da Batı Sahra meselesinin barış ve güvenliğe odaklanan küresel bir aşamaya girdiğini belirterek özerklik girişimi kapsamında tüm tarafları tatmin eden bir çözüm için çabaların sürdüğünü dile getirdi.
Bilhaddad, söz konusu girişimin bölgede barışın tesis edilmesine, savaş, aşırılık ile terörizmin yayılmasının önlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti. Mağrib halklarının açık sınırlar ve ortak çıkarların paylaşımı konusunda uzun süredir özlem duyduğunu belirtti.
Rabat 5. Muhammed Üniversitesi Öğretim Üyesi Bilhaddad, çözümün, meselenin özerklik çerçevesinde ele alınması ve ön koşulsuz müzakerelere imkân tanınması anlamına geldiğini kaydetti.
Bilhaddad, "Bölgenin geleceği, BM Güvenlik Konseyinin son kararının sahada uygulanmasının izlenmesiyle bu çatışmanın sona ermesine bağlı. Mağrib halkları sınırların açılmasını, karşılıklı ekonomik çıkarların paylaşılmasını ve bölgesel işbirliğini istiyor." ifadelerini kullandı.
BM kararıyla Fas'ın bölgesel ilişkilerinin de gelişeceğini savunan Bilhaddad, "Karar, Fas'ın komşularıyla ilişkilerinde yaşanan tıkanıklığı aşmak için de bir fırsat sunuyor." dedi.
İlişkileri geliştirme fırsatıBilhaddad, Fas’ın komşularıyla ilişkilerinde yaşanan mevcut çıkmazın aşılması için ortaya çıkan fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Özerkliğin yeni fırsatlar doğuracağını savunan Bilhaddad, şunları aktardı:
"Özerklik girişimi sahada hayata geçirilirse, altyapının geliştirilmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, yatırımların artırılması ve bölgeye önemli kalkınma projelerinin çekilmesinin önü açılabilir."
Bilhaddad, BM Güvenlik Konseyi kararını uluslararası ortaklarla ekonomik ve diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayacak bir adım olarak nitelendirdi.
Karara verilen uluslararası desteğin, yatırımcıların ve ortak ülkelerin Fas’ın özellikle güney kentlerindeki (Batı Sahra dahil) siyasi istikrarına olan güvenini artırabileceğini belirten Bilhaddad, bunun da yatırım ve ortaklık akışını kolaylaştırabileceğini vurguladı.
Faslı ve Cezayirli taraflar, iki ülke arasındaki siyasi anlaşmazlıkların sona erdirilmesi umuduyla, ABD öncülüğündeki arabuluculuk girişimine güveniyor.
Fas ile Cezayir arasındaki kara sınırı, başta Batı Sahra meselesi olmak üzere siyasi nedenlerle 1994’ten bu yana kapalı.
ABD’nin eski Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff, ekim ayında CBS News’e yaptığı açıklamada, “Ekibimiz şu anda Fas-Cezayir sorununu ele alıyor ve 60 gün içinde bir barış anlaşmasına varılmasını bekliyorum." demişti.
BM Güvenlik Konseyi kararının ardından Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita da katıldığı bir televizyon programında Cezayir ile sorunların “siyasi irade sağlandığı takdirde çözümün her zamankinden daha yakın” olduğunu söylemişti.
Burita, "Coğrafi yakınlık ve ortak tarih göz önüne alındığında, Fas ve Cezayir’in arabuluculuğa ihtiyacı yok. Sorunlarımızı kendi aramızda çözme kapasitesine sahibiz. İki ülke arasında doğrudan diyalog, her türlü arabuluculuktan daha iyidir. Tek şart siyasi iradedir." ifadelerini kullanmıştı.
Cezayir ise Fas ile olası arabuluculuk sürecine ilişkin henüz açıklama yapmadı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, geçen ayın sonunda Batı Sahra'da Fas'ın özerklik girişimini destekleyen ve BM Misyonu'nun (MINURSO) görev süresini 31 Ekim 2026'ya kadar uzatan kararı kabul etmişti.
Batı Sahra sorunuFas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Rabat yönetimi arasında başlayan gerginlik devam ediyor.
Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken, Polisario Cephesi Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor.
Polisario Cephesi, 1991'de BM arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına kadar Fas güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele yürütüyordu. Ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra'nın statüsüyle ilgili görüşmeler başarıya ulaşamadı.
Muhabir: Khalid Mejdoub,Esat Fırat,Çağrı Koşak