İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür ve İBB Miras'ın katkılarıyla gerçekleştirilen sergiye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Özcan, sergide Anadolu motiflerinden esinlenerek hazırladığı eserlerin yer aldığını söyledi.
Özcan, Baruthane gibi yaklaşık 324 yıllık bir mekanda sergi açmanın çok farklı bir duygu yaşattığını dile getirerek, "Mekanın içinde birbirinden katmanlı işler var, tıpkı İstanbul gibi. İstanbul geçmişten bugüne sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, her köşesiyle insanı büyüleyen, her yeriyle çok ilham veren bir şehir. Şaşırmak da insanın dünyaya karşı duyduğu ilginin ve keşfetme arzusunun adeta bir yansımasıdır." dedi.
"İzleyiciyle bağ kurmak çok kıymetli"
Şaşırmanın, sorgulamanın ve umudu diri tutmanın önemini, eserleri aracılığıyla izleyiciyle paylaşmak istediğini aktaran Özcan, şunları kaydetti:
"Günümüz dünyasında yoğun ve koşturmacayla geçen yaşamlarda her şey fark edilmeden hızlıca akıp gidiyor. 'Şeker Portakalı' kitabında hatırlarsanız hiçbir şeyin bizi şaşırtmadığı anlardan bahsedilirdi. Hepimiz işte böylesi anların çok sıkça yaşandığı bir çağdayız. İçinde dönüp durmakta olduğumuz dünyada, bu konuyla ilgili çok güzel dizeler var. 'İçinde şaşkın kaldığımız şu çarkıfelek/ Biliriz ki hayal fanusu ondan bir örnek./ Güneşi çerağ (lamba) bil, alemi de fanus/İçinde dönmekteyiz şekil şekil, benek benek'. Bu dizeler benim tablolarım gibi. İçinde dönüp durduğumuz bu dünyada, yaşadığımız zamanın tanığı olarak ürettiğim eserlerle yaşama anlam katmayı amaçladım. Eserlerimde adeta noktanın sonsuzluğuna bir çağrı var. Nokta, bir ve birlikte olmanın ne kadar önemli olduğunu aslında hepimize hatırlatıyor."
Seval Özcan, sergide interaktif bir alan oluşturduğunu da belirterek, "No: 1 Kurtuluş' isimli çalışmamdan çıkışlı dijital bir iş burada görülebilir. Bu dijital işin dışında üç boyutlu gözlüklerle de kendilerini eserin içinde deneyimleyebilecekler. İzleyiciyle bağ kurmak çok kıymetli diye düşünüyorum. Çünkü sanat bir iletişim şekli aynı zamanda. Sanat bütün sis perdelerini ortadan kaldırıyor ve adeta kişilere yeni pencereler açıyor." diye konuştu.
"Sanat yolculuğum aileme dayanıyor"
Kendi eserlerini ve üslubunu anlattığı bir sanat kitabı kaleme aldığını dile getiren Özcan, şöyle devam etti:
"İçinde sanat yolculuğumu anlattığım, aynı zamanda üslubumdan bahsettiğim, eserlerin kavramsal olarak metinlerine de yer verdiğim İngilizce ve Türkçe yayınlanmış bir kitap. Sergide bir köşemiz var gelenler kitabı burada inceleyebiliyor. Sanat yolculuğum aslında aileme dayanıyor. Ailem halı restorasyonu ve konservasyonuna yıllarını verdi. Doğal boyalar, ipek halıların güzelliği, o motiflerin hikayeleriyle büyüdüm. Şimdi de özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin bu Anadolu motiflerinin şifasını ve hikayelerini öğrenmelerinin belki yaşamlarına çok daha farklı ilhamlar katacağını düşünmekteyim."
Yurt içi ve yurt dışında da çeşitli sanat platformlarında eserleriyle yer alan Özcan, "Şaşırt Beni İstanbul" sergisine özellikle çocukları, gençleri ve iş dünyasını davet ederek, "Birlik olmamız, bir olmamız lazım. Bu anlamda sanatçıların eserlerini toplumla paylaşabilmesi için kurumsal hayattaki yöneticilerin destekleri çok kıymetli. Sanatçıların illa ölmesi gerekmiyor bence. Yaşarken de değer görebilirler." değerlendirmesini yaptı.
Özcan, sanatçıların Baruthane gibi kamusal alanlarda eserlerini üretebilmesi adına mekanların süreli tahsis edilmesi ve bunun iş dünyasından desteklenmesini temenni ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bu anlamda her türlü iş birliğine varım. Bir çocuğun veya bir gencin bütün gün elinde sosyal medyadaki şeyleri izlemesindense, bir sanatçının bir eseri oluşturma sürecini izlemesi çok daha ilham verici, dönüştürücü. Bunun, onların da hayatlarında inanılmaz etkilere sebep olacağını, üretimi arttıracağını düşünüyorum. Sanat yeni bir biçim yoluyla yepyeni bir gerçeklik yaratmak aslında. Dolayısıyla bu sergiye gelenler de buradaki bütün eserlerde, o motiflerin şifasıyla aslında kendi dünyalarında bambaşka birtakım açılımlar elde edebilecektir. Bu yüzden sanata mesafe kalksın."
Sanatseverler için nostaljik kartpostalların da hazırlandığı sergide, ziyaretçiler kendilerini şaşırtan bir şeyi bir daireye yazabiliyor.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün
