İSTANBUL (AA) - Harvard Business Review, Bloomberg Businessweek, Brand Map, Independent ve Milliyet gibi birçok yayında yazarlık yapan Batı, "Reklamın Dili", "Marka Yönetimi", "Enneagram ile Kişilik Analizi", "Kendine İyi Bak", "Dijital Oyunlar", "Tüketici Davranışları", "Ben Bilmem Beynim Bilir" ve "Sinaps"ın da aralarında olduğu birçok kitaba imza attı.
Reklamcılık, marka danışmanlığı, iletişim bilimi ve nöropazarlama alanlarında uzman ve akademisyen Batı'nın "Azraa-eel Menkıbeleri" adlı romanı, "Aşkın Karanlık Yüzü", "Karanlık Yılbaşı Hikayeleri" ve "Anadolu Korku Öyküleri" adlı öykü kitapları da bulunuyor.
Birçok serginin küratörlüğünü üstlenen Batı, yakın dönemde İstanbul'da açılan, ressam Akın Ekici'nin süprematik fraktal resimlerinden oluşan "Supremacy In Fractals: Unfinished Things" sergisiyle Kocaeli Seka Sanat İhtisas Merkezi'nde izleyiciyle buluşan "Bir Zaman Fraktalı" sergisine imza attı.
"Kapadokya'yı destinasyon olarak tanımlayacak bir kültür hazinesi oluşturma fikriyle yola çıktık"Çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Batı, konsept danışmanlığını üstlendiği, Erciyes Dağı'nın binlerce yıllık tarihi ve mitolojik dokusunu ele alan "Kapadokya'nın Gizemli Mabedi: Erciyes" belgeseline ilişkin, "Türkiye'de çekilmiş yapay zeka destekli ilk belgesel projesi oldu. Oldukça da iyi sonuç verdi. Türkiye'nin her yeri adeta kültür başkenti. Bunlardan bir tanesi de aslında Kapadokya." ifadelerini kullandı.
Batı, belgeselin Doğan Tekatlı yapımcılığında ve Zafer Geyikçi yönetmenliğinde hazırlandığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Kapadokya'yı destinasyon olarak tanımlayacak bir kültür hazinesi oluşturma fikriyle yola çıktık. Tamamen gönüllülük projesiydi. Öyle de ilerledi. Daha sonra sağ olsun Kayseri Belediyesinin de özellikle yayınlanma aşamasında desteği oldu. İyi bir proje oldu. Senaryoya, projenin iletişimine, konseptine, temasına katkım beni çok mutlu ediyor ama her şey ekiple başladı. Eğer Kapadokya, destinasyon olarak bütünlüklü tanımlanır, anlamıyla, mitolojisiyle, hikayesiyle, daha fazla sayıda insana ulaşırsa Türkiye'nin katma değerli turizm yapabilme yönünde önü açılacaktır. Belki bundan sonra o bölgede başka belgeseller, diziler, uzun metraj filmler çekilir."
"Dünya çapında önemli bilim insanları belgeselimizde anlatıcı olarak yer alıyor"Koramaz Vadisi'ne dair de bir belgesel çektiklerini aktaran Batı, "Doğan Tekatlı ve yönetmen Ali Parıltı ile bu sefer Koramaz Vadisi'nden başlayıp, Kapadokya'ya uzanan başka bir yolculuğu resmetmeye başladık. Dünya çapında önemli bilim insanları belgeselimizde anlatıcı olarak yer alıyor. Paris 8 Üniversitesinden ve dünyanın en önemli mağara bilimcilerinden Prof. Dr. Eric Gilli de belgeselde yer alacak. Ekibin kendisini bulmasına çok şaşırmıştı. Koramaz'ı anlatmak için bizimle burada yaklaşık 3 hafta süre geçirdi. Çok da uyumluydu. Belgesel İngilizce çekiliyor." diye konuştu.
Uğur Batı, Koramaz Vadisi'nin çok ritüelistik bir yer olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Medeniyet katmanı çok eskiye dayanıyor. Tarih, Anadolu'daki bazı gizem kültlerinin oradan hareketlendiğini tahmin ediyor ya da 'Game of Thrones' dizisinde yer alan bazı sahnelerin oranın direkt uyarlaması olduğu konusunda fikirler var. Bunu belgeselin içerisinde açacağız. Ana aksta Erciyes'ten başladık, Koramaz'a geldik. Koramaz'dan belki Mimar Sinan'a uğrayacağız. Mimar Sinan da bir Kapadokyalı sonuçta. Bütün dünyanın belki de en ikon tasarımcılarından, mimarlarından... Ayrıca Türkiye'de bu kadar zengin bir coğrafya var, çek çek bitmez. Biz şimdilik belgeselde Kapadokya'yı konu aldık ve Koramaz Vadisi'yle de Erciyes'i Kapadokya'ya bağlayacağız. Çalışmayı eylül, ekim gibi tamamlamayı düşünüyoruz."
Belgesel çekimlerinin oldukça zor olduğundan bahseden Batı, "Dağda çekiyoruz, dronlar düşer, insanlar kayar. Gerçekten zorlu koşullardı. O yüzden bu iş biraz emek, gönül işi. İnşallah iyi sonuçlar çıkacak. Tabii bu ülkeye ait her şeyi, herkese anlatmak, bu önemli değerleri sunmak konusunda her nevi destek de çok faydalı olacaktır." dedi.
Batı, "Kuantum Belirsizliği" başlıklı bir belgesel çektiklerini de söyleyerek "Ben ana anlatıcılığını yaptım. Dijital platformlardan bir tanesinde yayınlanacak. O da çok özel bir zihin işi oldu. Birçok anlatıcıyla, birçok farklı kavramla hazırlıyoruz. Belgeselde sevgili Mete Atatüre, Akın Abdullah var. Tek tek saymam doğru olmaz, çok fazla anlatıcı var. Bu anlatıcılarla Uğur Yağcıoğlu'nun yönetmenliğinde çok özel bir belgesel işi yapıldı. Prodüksiyonu da bitti." dedi.
"Devrim Erbil'le tekstil sanatı projesi yapıyoruz"New York'ta Akın Ekinci ve Devrim Erbil'e dair iki ayrı sergi açacaklarını söyleyen Batı, şu bilgileri verdi:
"Devrim Erbil ile bir tekstil sanatı projesi yapıyoruz, batik projesi. O da gerçekten çok özellikli bir iş. Devrim Hoca'nın resimlerini Akdeniz Üniversitesinden harika bir akademisyen Mine Yıldıran aracılığıyla batik sanatına döküp onun özel bir sergisini yapacağız. Pınar Tınç'la da yaptığımız kitaplar var. Türkiye'nin dünya çapındaki deniz ressamı Mustafa Günen'le bir sanat projesi yapıyoruz. Yani sanat bilim projesi gibi. Aslında 60 tane özel bilim ilkesini Mustafa Günen'in resim tarzında resmediyoruz. Kitapları, yayınları, yan eserleri üretiliyor. Yani ben sanata da hep küratörlük mantığında yaklaşıyorum. Önce temayı üret. O temaya bağlı bir konsept olsun. O konseptin anlamlarını ana eserlere yay. Ana eserler ortaya çıktıktan sonra bunların halı, kilim, tapestri, pleksi, CNC işleri, tekstil sanatı, batik gibi özel baskı türleriyle aslında 360 derece olmasını sağlamaya çalışıyorum. Bunların kitaplarını yazıyorum, makalelerini çalışıyorum. Arka tarafta biraz entelektüel taban da oluşturmaya çalışıyorum. Tam panoramik, holistik ya da 360 derece ne derseniz deyin. Böyle bir kreasyonun doğru olduğunu düşünüyorum. Yani sadece resmin veya sanatın nerede göründüğünü belirlemekten daha çok, temasından başlayıp anahtar teslim bir sanat projesi kafasıyla bakıyorum. Evrenselin de bu doğrultuda ilerlediğini düşünüyorum."
Prof. Dr. Uğur Batı, Erbil'in eserlerinin yer aldığı "Yatay Derinlik" sergisini kitap haline getirdiğine değinerek "Devrim Erbil'in sanatını ögelerine ayıran, parçalayan yani yapıyı söken, ondan sonra birleştiren özel bir kitap. İçerisinde Devrim Erbil haritaları var. Devrim Erbil'in bütün resimlerinde kullandığı çizgi karakterleri de var. Bunun atlasları var. Erbil'in persona atlası, sinir bilimi atlası, su atlası, matematik atlası, eserlerinin biyokimya atlası var. Evrensel standartlarda bir kitap oldu. Hocamdan da onay almak zordur. Hocam bana çok duygusal, gerçekten hüzünlü ve gözyaşlarıyla bir onay verdi. " ifadelerini kullandı.
Erbil'in halı ve kilim eserlerinden oluşan büyük bir resim koleksiyonuna sahip olduğuna dikkati çeken Batı, "Yüzlerce, her biri kendi tema danışmanlığında geliştirilmiş Türkistan halıları, Sındırgı-Yağcıbedir halıları, İran halıları, Hereke, Uşak halıları... Devrim Hoca, halı coğrafyasını sanatla, kendi imgeleri etrafında birleştirmiş. Gerçekten bu konuda dünyanın en iyisi. Mesela Devrim Erbil'in dünyanın en iyi halı ressamı olarak biliniyor olması lazım. Benim hayalim o. Çünkü gerçekten böyle bir koleksiyon Devrim Hoca'da var." değerlendirmesini yaptı.
"Şekerrenk" kitabı Erbil'in sanatsal ifadesinin kökenlerine ve evrimine ışık tutuyorBalıkesir'de Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi'nin yenilenen yüzüyle açıldığını sözlerine ekleyen Batı, Erbil üzerine ayrıca Türkçe ve İngilizce "Şekerrenk" adlı bir kitap hazırladığını anlattı.
Batı'nın kaleme aldığı "Şekerrenk" kitabı, Türk resim sanatının öncülerinden Erbil'in yaşam boyu süren sanatsal yolculuğunu ve bu yolculuğun kültürel mirasa katkılarına "halılar" üzerinden odaklanıyor. Kitap, Erbil'in sanatsal ifadesinin kökenine ve evrimine ışık tutarken, onun vizyonunun ve tekniklerinin sanat dünyasında nasıl bir yenilik oluşturduğunu da gözler önüne seriyor.
Devrim Erbil halılarındaki detaylara analitik ve çok boyutlu bir şekilde eğilerek, okurların sanatçının estetik ve felsefi derinliğini keşfedebileceği kitapta Batı, halı ve kilim resimlerini gösterge bilimsel ve retorik açıdan yorumluyor.
Yine Uğur Batı'nın küratörlüğünü üstlendiği "Şekerrenk" sergisi de Balıkesir'deki Devrim Erbil Çağdaş Sanatlar Müzesi'nde sanatseverlerin ziyaretine açık.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün