Selçuk Küpçük, yakın dönem tarihini inceleyerek "Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik"i kaleme aldı

Selçuk Küpçük, yakın dönem tarihini inceleyerek "Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik"i kaleme aldı

GÜNDEM 18.06.2025 13:28:22 26 0
Selçuk Küpçük, yakın dönem tarihini inceleyerek

İSTANBUL (AA) - Çok sayıda albüme de imza atan Küpçük'ün başta "İstanbul/Mona Roza" olmak üzere, 1990'lı yıllardan bugüne yaptığı birçok şarkısı beğeni topladı.

Uzun yıllardır edebiyat ve düşünce dergilerinde metinler de kaleme alan Küpçük, yüksek lisans tezi "Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik" eserini Loras Yayınlarından okurların ve araştırmacıların ilgisine sundu.

Küpçük, bu yıl ayrıca Hece Yayınları'ndan "Edebiyat Dergileri Atlası"nı yayınladı. Son 45 yılın edebi tarihini yansıtan çalışma, 1980'den bugüne çıkmış ve kapanmış edebiyat dergilerini işliyor.

"Çalışmalarımın hepsi aslında Türkiye'yi anlama çabam"

Kaleme aldığı eserlere ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Küpçük, Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik kitabı çıkmadan önce muhtelif dergilerde sinema üzerine bazı metinler yayınladığını belirterek, "Ayrıca biz yaklaşık 24 yıllık özel bir arkadaş topluluğu ile bir dönem her hafta toplanıp düzenli biçimde sinema filmi izleyip, yorumladık. Daha sonra sinema üzerine yüksek lisans yaptım. Kitabım, tez çalışmamın, yeni baştan yazılması ile ortaya çıktı." dedi.

Selçuk Küpçük, temelde "toplumsal bellek" üzerine çalıştığını söyleyerek, "2012 yılında yayınlanan 'Yüzleşmenin Kişisel Tarihi' bir gençlik hareketi üzerinden yakın dönem Türkiye okumasıydı. 'Modern Türk Şiirinde Bellek Arayışı', 27 Mayıs darbesinden günümüze şiir ve siyaset ilişkisine yoğunlaşır. 'Aşk ve Teselli' kitabım müzik üzerinden Türkiye'yi anlama çabası. Keza, 700 sayfayı aşkın hacmiyle yine bu yıl Hece Yayınlarından çıkan 'Edebiyat Dergileri Atlası', 1980'den günümüze çıkmış ve kapanmış ve ana arteri temsil eden 90'a yakın derginin öyküsünü içeriyor. Bunların hepsi aslında Türkiye'yi anlama çabam." diye konuştu.

"Türk sineması inşa çabasında 1960'lardan itibaren çeşitli arayışlar söz konusu"

Türk Sinemasında Politik Milliyetçilik tezinin de aslında bir bellek çalışması olduğuna işaret eden Küpçük, şunları aktardı:

"Türk sinemasına dair tarih yazımında eksik kalan ya da görülmek istenmeyen kareyi tamamladım diyorum. Farklı ideolojik mevzilerden hareket etseler de Türk sineması inşa çabasında 1960'lardan itibaren çeşitli arayışlar söz konusu. Ulusal, devrimci, milli sinema tanımlamaları etrafında biçimlenen ve özellikle 1970'lerde yoğunlaşan bu arayışlar içerisinde politik milliyetçi aklın neler yaptığı neredeyse hiç bilinmiyordu. Ben bu soruyu sorarak başladım. Yani 1970'lerden itibaren devrimci ve İslamcı ideolojik katman sinema üzerine tartışırken dönemin en etkili politik mahfillerinden ülkücü milliyetçi hareket ne yapıyordu sorusu. Bilgilere ulaştıkça bu mahfilin sinema çabalarının görülmek istenmediği, Türk sinema tarihi yazımı açsından bunun bir boşluk oluşturduğu, verili ideolojik yazım ön yargıları nedeniyle ortada birçok belge varken özellikle yok sayıldığı kanaati oluştu bende."

Küpçük, Ülkü Ocaklarının sanat birimi gibi çalışan Töre Müzik Folklor Eğitim Derneğinden (TÖMFED) bahsederek, derneğin 1970'lerde Türk sağının en gösterişli sanat kurumu olduğunu ifade etti.

Dernekte gençlere folklor, müzik, tiyatro, fotoğrafçılık ve sinema eğitimi verildiğini kaydeden Küpçük, şöyle devam etti:

"Dernek, ülke içinde ve ülke dışında konser organizasyonları yapıyor hem piyasa hem TRT sanatçılarını bu konserlere götürüyor. Almanya'dan özel cihazlar getirtilerek Ankara'da birden fazla mekanda montaj ve ses kayıt stüdyoları kuruluyor. Sinema çalışmalarının başında Oğuzata Altaylı ismi var. 1960'ların sonundan 1980'lerin başına kadar milliyetçi, ülkücü gazete ve dergilerde sinema yazıları kaleme alan ve bu açıdan öncü olan bir isim. Mesela Ankara'da 1976'da 'Milli Ülkücü Sinema Cephesi Bildirisi' yayınlıyorlar. Çok güçlü bir metin değil ama yine de sinema tarihimiz açısından önemli. Türk Ocağında bir hafta sinema günleri düzenliyorlar. Her gün Ortadoğu, Millet gazetelerinde müstakil sinema sayfaları var ve burada yazan isimler daha sonra yönetmen olarak çıkıyor karşımıza. Mesela İsmail Güneş ve bu yıl kaybettiğimiz Osman Sınav gibi..."

"Türk sinemasında tek yanlı bir temsil var"

Selçuk Küpçük, ülkücü hareket içerisinde 1970'lerde sinema yapmak isteyen iki grup olduğunu söyleyerek, "Birincisi Ankara'da Oğuzata Altaylı'nın merkezindeki grup. Diğeri de ideolojik gerekçelerle İstanbul'da Milli Türk Talebe Birliğinden kopanlar, Mehmet Kılıç ve Tufan Güner. Bunlar 1970'li yılların MHP tezlerine çok uyan 'Güneş Ne Zaman Doğacak'ı çekiyor. Ankara'daki ekip ise Bahaeddin Özkişi'nin 'Köse Kadı' romanından hareketle ülkücü düşüncenin tarih tezlerini yansıtan bir film yapmak düşüncesinde ve Yücel Çakmaklı ile anlaşıyorlar. Çalışmalar sürerken 12 Eylül darbesi, süreci yarım bırakıyor. Kitabın film örneklerini incelediğim ikinci bölümünde, bu çalışmalarla beraber Türk sinemasında ülkücü temsilleri ve ayrıca 'Gülün Bittiği Yer', 'Kafes' ve 'Ankara Yazı' filmlerini çözümlüyorum." ifadelerini kullandı.

Özellikle 1980 öncesini işleyen televizyon dizileri ve sinema örneklerinde dönemin bütün şiddet tarihini ülkücülere tahvil eden bir yaklaşımın söz konusu olduğunu söyleyen Küpçük, "Oysa biliyoruz ki, 'devrimci şiddet' diye bir kavram var ve farklı fraksiyonlardaki sol örgütler de bu şiddet tarihinin önemli bir parçası. Ama hem dizi hem sinema filmlerinde gerçeklik çarpıtılarak ya da örtülerek şiddet meselesi sadece ülkücüler üzerinden anlatılıyor. Türk sinemasında tek yanlı bir temsil var. Kanaatim odur ki, 1980 öncesinden sağı solu ile kimse masum çıkamaz." dedi.

"Kitabımla Türk sinemasındaki bilinçli örtmeyi deşifre ediyorum"

Küpçük, televizyon dizilerindeki temsillere de değinerek, şöyle konuştu:

"Sorunlu temsil, 1990'ların ortalarındaki 'Kaygısızlar' dizisine kadar uzuyor. Orada 'Kültikin' isimli karikatür bir karakter var. Yanındakiler de algı seviyesi düşük, şiddete meyyal temsiller. 2000'lerdeki 'Çemberimdeki Gül Oya', 'Hatırla Sevgili', 'Bu Kalp Seni Unutur mu;?'da bu yaklaşım devam etmekte. Bütün bu ve benzer dizilerde o dönem şiddet içeren olaylar sadece ülkücüler üzerinden anlatılmakta. Devrimci gençler ise hiç silah kullanmamış, 'çiçek çocuklar' adeta. Dolayısıyla Türk solu 1970'lerden epik bir güzelleme çıkarmaya çalışmakta. Onat Kutlar'ı katleden sol terör örgütünün bile adını anamayan bir örtme hali var. Bu kitabımla Türk sinemasındaki bilinçli örtmeyi deşifre ediyorum denilebilir."

Yeşilçam'a da kitapta yer verdiğine işaret eden Küpçük, "1960'lar ve 1970'lerdeki tarihi film furyasında geçmişin kutsanması meselesiyle ülkücü hareketin tarih tezleri örtüşmekte. Mesela bu filmleri çeken en önemli isimlerden Natuk Baytan'ın lisedeyken hocası Nihal Atsız. 1977'de Berker İnanoğlu ile Osman Seden, MHP'ye üye oluyor. İnanoğlu, 'MHP ve Ülkücü Kuruluşlar' davasından hapse giriyor. Yine dönemin en popüler oyuncularından Hüseyin Peyda, Salih Kırmızı, Serdar Gökhan, Yalçın Gülhan, yönetmen Ümit Utku'nun Türkeş Beyi makamında ziyaretleri var. Ülkücü Gazeteciler Cemiyeti, Türkan Şoray'a 'Yılın Sanatçısı' ödülünü veriyor. Şoray ödülünü Türkeş Beyin elinden alıyor. Anlaşılıyor ki Yeşilçam içinde bir damar, ülkücü harekete yakın. Ancak Yeşilçam, ülkücü hareketin o dönemki yayınlarında tıpkı devrimci sinema, milli sinema çevreleri gibi eleştirilen bir kurum. Türk kültürünü yansıtmadığı dile getiriliyor."


Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün

Haber Kaynak : Anadolu Ajansı

Trump, Fed'in faiz kararı öncesi Powell'ı hedef aldı

Sağlık Bakanlığınca "Özel Amaçlı Sağlık Raporları"nın detayları açıklandı

İran'da Mossad ajanı oldukları suçlamasıyla birçok kişi tutuklandı

Bakan Yumaklı, yaralı tay "Nazlı" için yapılan yardım çağrısını karşılıksız bırakmadı

TBMM Başkanı Kurtulmuş, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Koçyiğit ve Temelli'yi kabul etti

İsrail ordusu, Tahran'a yeni hava saldırıları başlattığını duyurdu

İsrail'in İran konusundaki destek beklentisi ABD'nin bölgedeki askeri varlığını gündeme getirdi

Havaist Merter ve İncirli durağı hizmete açıldı

"Köpekle Kurt Arasında" filmi seyirciyle buluşacak

Yeşilay sayesinde uyuşturucuyu bırakan genç, bağımlılara destek olmak istiyor

İçişleri Bakanı Yerlikaya: Kuruluşunun 43. yılını kutlayan Sahil Güvenlik Komutanlığımızı gönülden tebrik ediyorum

Bursa'nın Orhaneli ilçesinde anızda başlayıp ormana sıçrayan yangına müdahale ediliyor

Emtia piyasasında şekerin tadı kaçtı

Köydeki kültürevinin bahçesini eski küp ve steller süslüyor

Gençlerbirliği'nde öncelik yeniden Süper Lig'in "demirbaş" takımlarından olmak

Bilecik'te arazilerini birleştiren 42 çiftçi "Birlikte Üretim Modeli Projesi" ile tarım yapıyor

Sınıf arkadaşlarının "Selma teyzesi" meslek yüksekokulunu bitirdi

Trump yönetiminin Adalet Bakanlığı bünyesindeki binlerce kişiyi işten çıkarması tartışılıyor

Pilot adayları simülasyon merkezinde gerçek zamanlı uçuş deneyimi yaşıyor

Lösemi nedeniyle hayatını kaybeden kızının üniversite hayalini gerçekleştiriyor

Hindistan'da düşen uçağın ait olduğu şirketin filosunda ciddi güvenlik ihlaline rastlanmadı

UEFA Şampiyonlar Ligi 2. eleme turu kura çekimi yapıldı

Tekirdağ'da lavanta tarlaları fotoğraf tutkunlarını ağırlıyor

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türkiye'ye ziyarette bulunacak

Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi 2. eleme turundaki rakibi belli oldu

İş insanının İBB'deki hak edişlerini almak için 2 arsasını zorla devrettiği iddiası

Eserlerinde kendi öz kültüründen faydalanan ressam: Nuri İyem

Sakarya'da tescilli kestane balı üretimine başlayan arıcılar, bereketli sezon geçirmeyi umuyor

FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nda statlardaki boşluklar gündem oldu

Bakan Yerlikaya: 2024 yılı içerisinde kırmızı ışık ihlali nedeniyle her 3 günde 1 vatandaşımız hayatını kaybetti

Yükleniyor

YAZARLAR