STK'ler, ateşkesin ardından Gazze'de yaraları sarma çağrısı yaptı
İSTANBUL (AA) - Gazze'deki ateşkesin yürürlüğe girmesiyle insani yardımlara izin çıkarken, çok sayıda sivil toplum kuruluşu da bölgede ihtiyaç sahiplerinin yardımına koştu.
İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana Gazze'de sağlık ve eğitim binalarının yanı sıra sivillere ait yerleşim yerleri ve altyapı ve üstyapı tesisleri de büyük bir yıkıma uğradı.
Gazze halkı, ateşkesin ardından çoğu kullanılmaz durumdaki evlerine dönerken, insani yardım ekipleri ve sivil toplum kuruluşları ise savaş döneminde yardım yapamayanları Gazze'de yaraları sarmaya davet etti.
Bu kapsamda Gazze'de faaliyetlerini sürdüren Senabil İnsani Yardım Derneği öncülüğünde, 12 sivil toplum kuruluşunun 34 yardım tırı Mısır'ın başkenti Kahire'den Refah Sınır Kapısı'na doğru yola çıktı.
Tırlarda gıda, hijyen kitleri, yatak ve battaniye gibi temel barınma ihtiyaçları bulunurken, yardım kolilerinin içine "Yaralarınızı birlikte saracağız. Sizi çok seviyoruz." yazılı notlar da bırakıldı.
Senabil İnsani Yardım Derneği Başkanı Muharrem Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010'dan bu yana Gazze'ye yönelik yardım çalışmalarında yer aldığını belirtti.
Yardım çalışmalarına gönüllü olarak birçok platformda devam ettiklerini vurgulayan Güneş, "2021 yılında Senabil İnsani Yardım Derneğini kurduk ve hem Türkiye'deki bağışçılarımızdan aldığımız yardımları Filistin'e, Gazze'ye ulaştırmak hem de diğer kurumlarla organize bir şekilde daha büyük yardımlar gerçekleştirmek için yola koyulduk." diye konuştu.
Güneş, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 3 farklı noktada kurdukları mutfaklarla yüzbinlerce kişiye yemek dağıtımı gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Yardım faaliyetlerinde onlarca kuruluşla işbirliği içinde çalıştıklarını kaydeden Güneş, "Bugün artık bir ateşkes sürecindeyiz. Günlük 600, toplamda ortalama haftalık 4 bin 200 tır, anlaşma maddelerine göre içeriye girecek. Bu süreci fırsat bilerek, Türkiye'deki ve diğer yardım organizasyonlarına çağrıda bulunduk. Bugün burada 12 kuruluşla birlikte bir konsorsiyum oluşturduk ve şu anda 34 yardım tırı gönderiliyor." ifadelerini kullandı.
Güneş, ateşkes kapsamında zamanla yarıştıklarını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Buradan bütün halkımıza ve yardım kuruluşlarımıza, bu büyük fırsatı değerlendirmenin artık tam zamanı olduğunu iletiyoruz. Biz Kahire'de, Mısır'da daha sonra belki Ürdün'den kapılar açılırsa, Batı Şeria'dan gerek kuzeye gerek güneye günlük 600 tırı bir tane bile eksik olmadan içeriye ulaştırmak istiyoruz. Orada oluşabilecek bütün olumsuzluklara tedbir amaçlı, büyük oranda yardım stokunun bulunması için herkesi savaş sürecinde yapamadığı ama yapmak istediği, bugün ise tam zamanının, fırsatın olduğu, kapıların açıldığı bir süreçte çalışmaya, daha fazla gayret göstermeye davet ediyoruz."
"Şu anda Gazze'de yaraları sarma zamanı"
Human Movie Team Koordinatörü ve yönetmen Tülay Gökçimen ise bölgede ateşkesle yardıma elverişli bir ortamın sağlandığını belirtti.
Gazze'de soykırımın her türlüsünü gördüklerine işaret eden Gökçimen, işgalci İsrail'in Gazzelileri soykırıma tabi tuttuğunu, bölgede insanların her türlü yokluğu yaşadığını vurguladı.
Gökçimen, aylardır sınır kapıları kapalı olduğu için Gazze'ye desteğin sınırlı olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Şu anda kapılar açıldı. Aylardır insanlar Gazze için bir şeyler yapmak istiyorlar. Ama kapılar kapalı olduğu için maalesef yapabileceğimiz şeyler çok sınırlıydı. Şu anda hızlıca günde 800'den fazla tır, Gazze'ye giriş yapıyor. Biz de tırlarımızı yolcu edeceğiz. İnsanlar her türlü şeye ihtiyaç duyuyorlar. Şu anda Gazze'de yaraları sarma zamanı. El birliğiyle, Allah'ın izniyle Gazze için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz inşallah."
Gökçimen, yardım paketlerinin içine "sevgi dolu" notlar da bıraktıklarını dile getirerek, "Notlara, 'Sizi çok seviyoruz' yazdık. Koliyi açtıklarında bunları görsünler ve sadece onlara bir gıda ve hijyen paketi göndermediğimizi, kalbimizi, sevgilerimizi de gönderdiğimizi hissetsinler istedik. 'Yaralarınızı birlikte saracağız' yazdık." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Nuri Aydın,Esra Hacioğlu Karakaya