TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu taslak raporunu tamamladı
TBMM (AA) - AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığındaki Komisyon, 3 aylık rutin süresinin ardından aldığı bir aylık ek sürede de çalışmalarını sürdürerek taslak raporunu bitirdi. Üyelere ve siyasi partilere gönderilen rapor, milletvekillerinin görüş ve önerilerinin ardından esas rapor haline getirilerek Meclis Başkanlığına sunulacak.
7 bölümden oluşan toplam 518 sayfalık taslak raporun sunuş bölümünde değerlendirmelerde bulunan Komisyon Başkanı Uslu, yaşanan olayın, "Önce insan, önce çevre, sonra güvenli madencilik" anlayışının önemini ortaya koyduğunu belirtti.
Güvenliği ön planda tutan daha güçlü yasal düzenlemeler yapılmasının, sürdürülebilir ve güvenli maden üretimi mimarisini geliştirecek eğitim süreçleri düzenlenmesinin ve uygulamaların sıkı şekilde denetlenmesinin elzem olduğunu vurgulayan Uslu, Komisyonun 100 saatlik toplantı takvimi gerçekleştirdiğini ifade etti.
Komisyonun 14 bin sayfaya ulaşan bilgi ve belgeyi incelediğini belirten Uslu, raporda güvenli altın madenciliği mimarisi, işçi sağlığı ve iş güvenliği sistematiğinin iyileştirilmesi, çevre sağlığından halk sağlığına kadar olumsuz etkilerin bertarafı gibi çok sayıda konuda çeşitli değerlendirmelerin bulunduğunu bildirdi.
Altın üretimi ve zenginleştirme yöntemlerine ilişkin bilgilere yer verilen raporda, altın madenciliğine yönelik mevzuat da ele alındı, altın madenciliğindeki kurumsal yapı aktarıldı.
Altın madenlerindeki denetimlere de yer verilen raporda süreçlerin nasıl işlediği anlatıldı. Raporun 6'ncı bölümünde İliç'teki maden ocağında meydana gelen kaza hakkında bilgi verildi.
Daha önce yapılan denetimlerdeki eksiklikler ve uygulanan para cezalarına değinilen raporda, kaza anında yığın liç alanındaki malzemenin 10 milyon 249 bin metreküplük bölümünün hareket ettiği belirtildi.
Değişim gösteren kritik parametrelerin ilgili firma veya tasarım ve mühendislik firmalarınca operasyona yönelik karar alma süreçlerinde etkin şekilde değerlendirilmemesinin müdahale süresinin aşılmasına yol açtığı vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:
"Erzincan İliç kazası, madencilik sektöründe tasarım, izleme ve müdahale mekanizmalarının entegrasyonunun ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Gelecekte benzer kazaların önlenmesi için yalnızca mühendislik modellerinin doğruluğu ve detaylılığına değil aynı zamanda tasarımda kullanılmış olan verilerin izleme süreçlerinden elde edilen veriler ile değiştirilerek yeniden yorumlanması ve bu yorumlar doğrultusunda kritik hususlara ilişkin operasyonel müdahalelerin yani tepki süresinin hızına da odaklanılmalıdır. Sistemlerin dinamik yapısı göz önüne alınarak erken uyarı sistemleri güçlendirilip tasarımın güncellenmesi dahil konularda karar alma mekanizmaları hızlandırılmalıdır."
BMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, madencilik alanındaki stratejileri belirlemek, stratejilerin takibini, koordinasyonu ve uygulamasını sağlamak amaçlı madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir kurul yapılandırması için "Madencilik Politikaları Üst Kurulu" oluşturulması önerisinde bulundu.
Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen kazanın tüm yönleriyle araştırılması ve benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun taslak raporunda, güvenli ve sürdürülebilir altın madenciliği mimarisinin ve politikalarının geliştirilmesine yönelik öneriler yer aldı.
Toplam 79 maddelik önerilerin ilk sırasında, Maden Kanunu'ndaki tanımlamalara uygun olarak özellikle altın madenciliği ve güvenli altın madenciliği mimarisi için ayrı izin, izleme, denetim ve uygulama standartları ve kılavuzları oluşturulması, Türkiye'deki tüm madencilik mevzuatının taranarak, yalnızca altın madenciliğini ilgilendiren spesifik konularda ayrı bir mevzuat düzenlemesi yapılmasının değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Maden iş yerlerinin, çalışan başına ölüm oranında ilk sırada yer aldığına dikkat çekilen raporda, "Tüm maden iş yerlerinde bir güvenlik politikası oluşturulmalı ve bu politika çerçevesinde tüm taraflar bilinçlendirilerek görev, yetki ve sorumlulukları konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır." ifadesi kullanıldı.
Raporda, kamuoyunda "üretim baskısı" olarak ifade edilen, işletmenin öngörülen termin planının önünde seyretmesi hususlarının daha yakından izlenebilmesi, bu noktada hak sahiplerinin hesap verebilirliğinin artırılması, ayrıca ilgili kamu kurumları tarafından üretim faaliyeti noktasında sektör önceliklerini, trendlerini anlama ve anlamlandırmada, denetim planı başta olmak üzere çeşitli politikalar geliştirmede kolaylık sağlayacak önemli veriler sağlaması amacıyla Maden Kanunu'ndaki ilgili hükümlerde düzenleme yapılması gerektiği kaydedildi.
Raporda, yığın liç kavramını bir bütün ve detaylı olarak tanımlayan; yığın liç tasarımının, projesinin, işletiminin ve uygulamasının dinamik bir süreç olduğundan hareketle yeni gelişen durumlara göre güncellenmeni ve denetimini de içeren, geniş kapsamlı, bütüncül bir mevzuat çalışması yapılması gerektiği aktarıldı.
Madencilik alanındaki madencilik müşavirliği, mühendislik, danışmanlık, su yapısı denetimi gibi denetim ve bağımsız denetim gibi özel kuruluşların akreditasyon sürecinin bir çatı altında birleştirilmesi konusunun düzenlenmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Özellikle altın madenciliği alanında izleme süreçlerinin, çevresel etkiler açısından özellikle suya, havaya, toprağa olan etkileriyle ilgili rutin veya rutin dışı ölçümlerin izlenmesi süreçlerinin kamuoyu ile anında paylaşılmasını sağlayacak düzenlemeler geliştirilmelidir." önerisine yer verildi.
Raporda, özellikle yığın liç, atık depolama tesisi gibi büyük yapıların denetimi, bu yapılarla ilgili meydana gelebilecek acil durumlarda alınacak eylem planları, bu yapılarda rutin iş ve işlemler devam ederken meydana gelebilecek aksaklıklar için tetikleyici eylem planı, bu yapıların işletilmesi esnasında kullanılan günün koşul ve şartlarında mevcut en iyi teknolojik çözüm gibi konuların daha detaylı irdelenmesine ve denetlenmesine yönelik mevzuatta düzenleme ve değişiklikler yapılması ve kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Raporda, eksik ve ihmali bulunanlara ilişkin yaptırımlarla ilgili şu önerilere yer verildi:
"Kamu kurumlarınca yapılan denetimler sırasında tespit edilen, sağlık ve güvenliği tehlikeye atan eksiklikler konusunda ihmal ve sorumluluğu bulunanlar hakkında uygulanan idari yaptırımların caydırıcılığı artırılmalıdır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen taksirle adam öldürme (öngörülen ceza basit halinde iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası), taksirle adam yaralama (öngörülen ceza basit halinde üç aydan bir yıla kadar hapis) ve çevrenin taksirle kirletilmesi (öngörülen ceza basit halinde iki aydan bir yıla kadar hapis cezası) suçlarının madencilik faaliyeti kapsamında işlendiği hallere özgü olmak üzere, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verme yasağı getirilmesi ve bu hallerin Kanunda suçun nitelikli hali olarak düzenlenmesi; böylelikle bu fillerin karşılığında daha ağır cezaların belirlenmesi sağlanmalıdır."
"Madencilik Politikaları Üst Kurulu" önerisiRaporda, tüm tabii kaynak yatırım ve işletme süreçlerini kapsayan (ruhsatlandırma, izin-lisans verme ve takip etme, izleme, denetleme, madencilik faaliyetleri için politikalar belirleme) kurul yapısına sahip yeni bir yapılanma inşa edilmesinin, birden çok bakanlığı ve kurumu ilgilendiren madenciliğin stratejik adımlarını kolaylaştıracağı ifade edildi.
Tüm tabii kaynak yatırım ve işletme süreçleri için önerilen yeni kurumsal yapılanma oluşturuluncaya kadar Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün (MAPEG) teşkilat yapısının güçlendirilmesine ve kurumsal kapasitesinin artırılmasına yönelik önlemler alınması gerektiği vurgulanan raporda, "Madencilik alanındaki stratejileri belirlemek, stratejilerin takibini, koordinasyonu ve uygulamasını sağlamak amaçlı madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir kurul yapılandırması, 'Madencilik Politikaları Üst Kurulu' oluşturulması hususunda çalışmalar yapılması önerilmektedir." ifadesi kullanıldı.
Raporda, madenlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, iş güvenliği ikliminin iyileştirilmesi ve bunun sürdürülebilir kılınması için iş sağlığı ve güvenliği denetim ve izlemelerinin uzmanlaşmış bir çatı kuruluş altında toplanmasını sağlayacak, uluslararası standartlarda bir Maden Güvenlik Kurulu veya Ulusal Maden İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu oluşturulması, altın üretimi yapılacak tesislerin; ulusal ve uluslararası platformda kabul edilen mühendislik standartlarına uygun güvenli tasarım kriterleri kullanılarak tasarlanması, onaylanması ve uygulamadaki eksikliklerin etkin ve bağımsız denetleme ve yaptırımlarla giderilmesi sağlanması, madencilik faaliyetlerinde teknolojik yeniliklerin takip edilerek, en güncel ve güvenli ekipmanların kullanılması, madende kullanılan tüm ekipmanların düzenli bakımlarının yapılması ve gerektiğinde yenilenmesi sağlanması gerektiği belirtildi.
Raporda, patlatma kaynaklı sismik dalgaların da deprem dalgaları gibi detaylı şekilde incelenmesi gerektiği kaydedildi.
Türkiye'nin, deprem, heyelan, taşkın, çığ, kaya düşmesi gibi birçok doğal tehlike potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekilen raporda, bu nedenle metalik maden üreten işletmelerin ek kontrol ve takiplerinin yapılması önerildi.
Altın madeni işletme faaliyetlerine yönelik bağımsız denetimin mevzuatta düzenlenmesi gerektiği belirtilen raporda, altın madeni işletmelerinin çeşitli gerekçelerle yaptırdığı bağımsız denetimlere ilişkin raporları ilgili Bakanlıkla paylaşılmalarının zorunlu hale getirilmesine yönelik yasal düzenleme yapılması istendi.
"Afet ve Yer Bilimleri" dersiRaporda, "Altın madeni işletme faaliyetlerinin niteliğine ilişkin çerçeve çizilerek bu faaliyetlerin bağımsız denetime tabi olmaları gerektiği hususunda mevzuat düzenlemesi yapılmalı ve uluslararası bağımsız sertifikasyon kuruluşlarının aktif rol oynayacağı ve halihazırda mevcut denetim sistemine katkı sağlayacağı ek bir denetim ve gözetim mekanizması kurulmalıdır." ifadelerine yer verildi.
Maden kazalarının önlenmesi amacıyla açık işletme, maden işletme faaliyetleri ile pasa gibi yığınların yüzey hareketlerinin izlenmesinin, İnterferometrik Yapay Açıklıklı Radar, yer kontrol radarı, robotik totalstation gibi teknolojiler ile düzenli takibinin yapılmasının, sınırı aşan sonuçlarda birden çok denetleme, izleme otoritesine anlık bilgi verilmesinin gerektiği kaydedilen raporda, bu çerçevede de yasal düzenlemelerin gündeme gelmesi önerildi.
Altın madenciliği özelinde uluslararası kuruluşlarla özellikle siyanür yönetimi noktasında iş birliği sağlanması gerektiği vurgulanan raporda, maden işçiliğinde ihtisasın artırılması amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca belirlenecek yerlerde yeterli sayıda meslek lisesi ve meslek yüksek okulu kurulması, orta veya uzun vadede bu meslek liselerinden ve yüksek okullardan mezun olanların madenlerde çalıştırılmalarının desteklenmesi tavsiyesinde bulunuldu.
İlkokuldan itibaren "Afet ve Yer Bilimleri" derslerinin müfredata dahil edilmesi istenilen raporda, şu önerilere yer verildi:
"- Yığın liçi üretim yöntemini uygulayan işletmelerde üretim, iş güvenliği ve iç denetim işlerinin deneyimli ve tesisin risk profili ile uyumlu personel tarafından yönetilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
- Maden sahalarının genelinde acil uyarı sisteminin kurulması ile ilgili düzenleme yapılmalıdır.
- İlköğretim çağından başlamak üzere her yaştan insanda farkındalık sağlanması amacıyla iş sağlığı ve güvenliği dersleri zorunlu olmalıdır.
- Altın madenciliğinde, sahanın eski haline getirme ve dönüştürme maliyeti ile çevresel etki maliyeti gibi rehabilite bedellerinin işletmeciden tamamıyla karşılanmasını sağlayacak maliyetlendirme, bedellendirme ve teminatlandırılma kriterleri ve standartları oluşturulmalıdır.
- Madencilik faaliyetlerine, faaliyet sonrası kapatma ve çevre düzenlemeleriyle ilgili yeterli finansal güvencenin mevcudiyeti halinde izin verilmelidir. Firmalar, madencilik faaliyetine ilişkin olarak toplumsal ve çevresel önlemleri içeren bir kapatma planını faaliyetin başlangıcından itibaren hazırlamalı ve bu plan düzenli olarak güncellemelidir.
- Altın madenciliğinin sosyal etkileri konusunda da çalışmalar yapılmalıdır. Etki analizleri çerçevesinde sosyal sorumluluk projelerinin yapılması teşvik edilmeli, zorunlu kılınmalıdır. Altın madenciliği sektöründe sosyal sorumluluk projelerinin gönüllüğü, projelerinin sürdürülebilirliği için zorunluluğa dönüştürülmelidir.
-İşletmelerin bütçe olanaklarının belli oranını sosyal sorumluluk projelerine ayrılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
- Madenlerde arama kurtarma birimlerinin kurulmasına yönelik bir maden arama kurtarma mevzuatı geliştirilmeli, maden kazalarında bu ekipler arasında koordinasyonun nasıl sağlanacağına dair konuların netleştirilmesi sağlanmalıdır.
- Liç sahasında görevli personel üzerinde giyilebilir teknolojilerden yararlanılarak tasarlanmış iletişim araçları bulundurulmalıdır. Herhangi bir acil durum anında bu araçlar sayesinde personele ulaşım kolaylaştırılmalıdır.
- Altın fiyatlarındaki olası dalgalanmalar ve gelecekte beklenen fiyat artışları göz önünde bulundurularak; 2101 Dolar/Ons üzerindeki seviyeler için yeni dilimler eklenmelidir. Ayrıca devlet hakkı yüzdelik oranlarında da güncellemeler yapılarak altın madenin ekonomiye doğrudan katkısı arttırılmalıdır.
- İliç maden sahasında faaliyetlerin devamına; maksimum iş yeri güvenliği ve çevresel etkiler için gerekli tedbirler alınarak ve üretim yönteminin değiştirilmesi dahil farklı alternatifler ve farklı üretim modelleri değerlendirilerek karar verilmelidir.
- Hem madenlerde açma, izin, izleme ve işletme süreçlerinin hem maden kazaları riskinin azaltılmasına yönelik uygulamaların yargısal denetimi konularında hem de maden kazalarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmalar konusunda uzmanlaşmış mahkemelerin oluşturulması sağlanmalıdır."
Raporda, İliç'teki maden kazasının meydana geldiği işletme sahasında yapılması gerekenlerle ilgili tavsiyelere de yer verildi.
Muhabir: Kemal Karadağ,Gazi Nogay