Tornacı Levon usta, mesleğini tarihi handa eski makinelerle sürdürüyor
İSTANBUL (AA) - Kurşunlu Han'ın bazı odaları cıvata ve hırdavat deposu olarak kullanılırken, tornacılar ve kaynakçılar da çalışmalarına devam ediyor. Son yıllarda dönüşüm içerisinde olan tarihi handa, zanaatçıların yanı sıra sanatçıların atölye faaliyetleri de bulunuyor.
Ermeni asıllı 82 yaşındaki Levon Kuyumcuoğlu'nun torna atölyesi de Kurşunlu Han'ın girişindeki kemerin altında yer alıyor. 1950 yılında babasının işletmeye başladığı atölyeyi ayakta tutan Kuyumcuoğlu, o yıllardan kalma makinelerle mesleğini sürdürüyor.
Tunç madenini işleyerek gemi malzemesi, aksesuar, kapı tokmağı, ambar kapağı, musluk başlığı gibi ürünler ve tasarımlar yapan Levon usta, mimarlardan gelen siparişlerle tarihi köşk ve yalılara uygun malzeme de üretiyor.
"Aynısından yapar, veririm"
Levon Kuyumcuoğlu, AA muhabirine, atölyesinin bulunduğu kemerin, geçmişte alışverişe gelenlerin atlarını bağlayarak hana giriş yaptığı yer olduğunu söyledi.
Handa bir dönem yoğun sanayi üretimi yapıldığını anlatan Kuyumcuoğlu, "1950 yılında babam burayı aldı, işe başladı. Ben 1955'te geldim, yazları burada çalışıyordum. 15 yaşında okulu terk ettim. Babam bana iki şık sundu. 'Ya benim işim ya da Mahmutpaşa'da çalışacaksın.' dedi. 15 gün müsaade verdi. 'Babam ölürse bu işi kim yapacak?' dedim kendi kendime. Babama onun işini yapacağımı söyledim. Beni başkasının yanına yerleştirdi, askerden sonra babamın yanına geldim. 1971 yılında babam dükkanı tamamen bana teslim etti." dedi.
Tarihi yalılara, köşklere ve saraylara musluk başı, kapı tokmağı gibi çeşitli ürünler yaptığını dile getiren Kuyumcuoğlu, "Diyelim ki Boğaz'da tarihi köşkün onarımı yapılıyor. Mimarlar gelir, bakar, malzeme yok. Aynı malzemeyi bulamazsın, 100-200 yıllık. 'Bir tane numune varsa getirin, onu çoğaltırım.' derim. Onlar da bulup getirir, aynısından yapar, veririm. Belki 40 yıl önce Dolmabahçe Sarayı'nın musluk kafalarını getirdiler. Aynısından yaptım, teslim ettim." diye konuştu.
Kuyumcuoğlu, torna tezgahına ilişkin şunları kaydetti:
"Müşteri bana '5-10 tane bundan yap.' der. Bu makinelerle yapılır, diğer tezgahlarla yapılmaz. O tezgahlar elektronik, onları ayarlamak yarım gün sürer. En az 5 bin iş bağlaman lazım ki o tezgahı kurtarsın. Bu makinelerde öyle değil. Biz gemilere, teknelere, yalılara, köşklere malzeme, ambar kapaklarına vidalar, aksesuarlar yaparız. Burada bazı malları da hazır tutuyoruz. Gemiciler de '2-3 gün sonra buradan geçeceğim, bana şu mallar lazım.' derler. Biz de bunları hazır tutarız. Eskiden köylerde elektrik yoktu, benzinli motorlarla tarlaları sularlardı. Onların motor altında klape vardır, onları yapardık. 67 vilayete mal gönderirdik."
"Bu işi yapacak kimse kalmadı"
Turistlerin vitrinde sergilenen tasarım ürünlere ilgi gösterdiğini de belirten Kuyumcuoğlu, "Sadece tunç madenini işliyorum. Ürünler belli aşamalardan geçiyor. Yapılacak şeye bağlı olarak ortalama 3 hafta sürenler oluyor. Torna yapılır, zımpara vurulur, cilaya gider, işin ne kadar süreceği işin şekline göre değişir. Genelde bazı malzemeleri hazır yaparız, gelir alırlar. Burası 15 metrekarelik bir alan. Gelen müşteriler, 'Siz olmazsanız biz ne yaparız.' diyor. Bu işi yapacak kimse kalmadı artık." ifadesini kullandı.
Eski teknolojiyle üretim yapan son tornacılardan olduğuna dikkati çeken Kuyumcuoğlu, yanında çalışan bulunduğu sürece bu işe devam edeceğini söyledi.
Muhabir: Şaduman Türkay