İSTANBUL (AA) - Başrollerini Ayda Aksel ve Alina Boz'un paylaştığı oyun, iki kadının kesişen hayatlarını anlatırken, sosyal medyanın linç kültüründen yalnızlığa uzanan hikayesiyle derin bir yüzleşme sunmayı hedefliyor.
Most Production ve Zorlu PSM ortak yapımı olan eserin müziklerine Çiğdem Erken, sahne ve kostüm tasarımına Gamze Kuş, ışık tasarımına ise Cem Yılmazer imza attı.
Oyuna ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Irmak, ne anlatılırsa anlatılsın her şeyden önce eğlendirme taraftarı olduğunu belirterek, "Hüzünde, dramda, komedide sahnedeyseniz seyirlik bir şey olması lazım." dedi.
"Küçük bir gaflet bir anda bir lince dönüşebiliyor"
İzleyicinin olaylara mizahi taraftan bakan, hızlı ve seri bir oyunla karşılaşacağını dile getiren Irmak, oyunun iki farklı kuşağın bir şeyleri tartışmaya açtığını ve hayatta olup biten bütün büyük sorunlarla nasıl baş edilebileceğinin ele alındığını dile getirdi.
Irmak, oyundaki "linç" temasına da işaret ederek, "Ağzınızdan çıkan çok yanlış bir kelime, küçük bir gaflet bir anda bir lince dönüşebiliyor. Toplum niye bu kadar öfkeli? Ünlü ya da görünür kişilerden neyin acısını çıkartmaya çalışıyorlar? gibi şeyler var oyunda." değerlendirmesinde bulundu.
"Yıllardan beri çok sağlam bir tiyatro izleyicisiyim"Çağan Irmak, ilk kez tiyatro oyunu yaptığını ancak bunun bir geçiş olmadığını vurgulayarak, "Hikaye anlatıcılığının farklı bir gömlekle sunulmuş hali gibi geliyor bana. Matematiği farklı. Bu matematiği mutlaka denemek istedim. Denemekten ziyade güvendiğim bir nokta da yıllardan beri çok sağlam bir tiyatro izleyicisiyim. Bu dinamiklerin sahnede nasıl durduğu artık izleyicinin puanına kalacak." ifadelerini kullandı.
İzleyiciye sunmayı planladığı farklı oyunlar olduğunu da sözlerine ekleyen Irmak, bu anlamda çok taze, cıvıl cıvıl hissettiğini ekledi.
"Geçmişten aldım bir şeyler, o duyguyu tekrar hatırladım"
Oyuncu Alina Boz, oyunda "Burcu" isimli bir genç kızı canlandırdığını söyleyerek, "Oyuncu kendisi ve linç kültüründen ötürü bir geçiş sürecinden geçiyor. O sırada da yeni bir yol ve hayat arkadaşı buluyor kendine. Bir abla, öğretmen, güzel ve gerçek bir arkadaş buluyor. Kendine ve hayata bakış açısı değişiyor. Aslında hepimizin bir dönem başımıza gelen ve karşılaştığımız bir durum. Yani çok hayattan bir olay Burcu'nun başına gelen." görüşünü paylaştı.
Ekipteki herkesin hayal gücünün çok güzel olduğunu vurgulayan Boz, "Sabah geliyoruz, Ayda diyor ki 'Dün bir şey düşündüm, böyle mi denesek acaba?' Çağan Hoca da az önce 'Şöyle bir şey yapsak nasıl olur?' falan diye geldi. Sürekli bir hazırlık, çalışma halindeyiz ama bunu böyle yoğun ve ağır şekilde değil, gerçekten komedinin tadını çıkaracak şekilde yapıyoruz. Eğleniyoruz. Güzel bir ekip olduk." diye konuştu.
Boz, son dönemde insanların bazen elinde olmayan nedenlerden dolayı linç edilebildiğine dikkati çekerek, "Hiç ağızdan çıkmamış bir kelime veya yanlış yazılmış bir şey için bile linç yiyebiliyorsunuz. Geçmişten aldım bir şeyler. O duyguyu tekrar hatırladım." dedi.
"Uzun zamandır ilk defa sahneye çıkıyorum"
Ayda Aksel ise "Nermin" karakterine hayat verdiğini belirterek, "Nermin münzevi yaşayan bir kadın. Yaşı gereği de birçok şeyden nasibini almış ve artık elini eteğini her şeyden çekip bir köyde yaşamayı seçmiş. Burcu ile karşılaşıyor ve birtakım şeyleri farklı gösterirken, kendi de bazı şeyleri görmeye başlıyor. Kendi geçmişiyle yüzleşiyor ve aslında sosyal medyanın hepimizin hayatındaki etkisini de bir miktar bu anlamda görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Hazırlık sürecinde çok eğlendiklerini aktaran Aksel, şunları kaydetti:
"Bu bir komedi ve komediyi çıkarırken de her gün yeni bir şey, lezzet çıkıyor ve o bize çok keyif verdi. Yedi kişi var oyunda ve yedi kişiden farklı bir şey geldiği zaman da biz çok eğleniyoruz. Umarım seyirci de bizimle birlikte eğlenecektir. Çağan Irmak etkisi de vardı. Son derece rahat çalışılan, çok zeki bir yönetmen Çağan. Çok keyifliydi bizim için. Sosyal medyayı hepimiz takip ediyoruz. Bir şekilde herkes takip ediyor ve onların sıkıntılarını yaşıyoruz, görüyoruz. 'Hay Allah nasıl böyle bir şey başına gelir?' dediğimiz birçok olay var. O olaylara da bakmış oluyoruz. Başka bir gözle, iki değişik gözle bakmış oluyoruz. Bu anlamda da belki seyirci de farklı bir gözle bakacaktır. Ben uzun zamandır ilk defa sahneye çıkıyorum ve Çağan Irmak ile çıkıyorum. Çok özel benim için."
Oyun yalnızca iki kadının karşılaşma hikayesi değil, zamanın, anıların, yaraların ve yeniden doğmanın hikayesini anlatırken, hem bireysel hem de kuşaklar arası bir yüzleşmeyle "unutulma korkusu" ve "yeniden başlama cesareti" konularını işliyor.
Muhabir: Ömer Mirza Şeker