Uzmanlara göre, Irak'ta Şii grupların silahsızlanma süreci siyasi ve ekonomik etkene dayanıyor

Uzmanlara göre, Irak'ta Şii grupların silahsızlanma süreci siyasi ve ekonomik etkene dayanıyor

GÜNDEM 24.12.2025 13:24:18 26 0
Uzmanlara göre, Irak

BAĞDAT (AA) - Şii milis güçlerden "İmam Ali Tugayları" lideri Şibl ez-Zeydi, yaptığı açıklamada, kurumsal devlet yapısının güçlendirilmesi ve anayasal otoritelere saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, "devletin birliği ve egemenliğinin, silahın yalnızca resmi kurumların elinde olmasını gerektirdiğini" ifade etti.

Zeydi'nin açıklamasının ardından benzer mesajlar farklı siyasi ve silahlı aktörlerden de geldi.

Ulusal Hikmet Hareketi lideri ve Koordinasyon Çerçevesi üyesi Ammar el-Hekim de silahların devlette olması gerektiğini belirterek, Irak’ta yeni hükümetin bir an önce kurulması çağrısı yaptı.

Asayib Ehlilhak lideri Kays el-Hazali de hareketin siyasi kanadı Sadikun tarafından düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, silahın devlette toplanmasına ve hükümetin bu yöndeki taleplerinin uygulanmasına destek verdiğini kaydetti.

Çağrıyı destekleyenlerden Ensarullah el-Evfiya adlı milis grubun lideri Haydar el-Garravi de geniş siyasi temsilin devleti yönetmek için meşru bir yetki olduğunu belirterek, bunun tüm taraflara "devlet mantığına geçme" sorumluluğu yüklediğini ifade etti.

Irak Hizbullahı ve Nuceba Hareketi'nden ise silah bırakmayacakları yönünde açıklamalar geldi.

"ABD ile yeni bir sayfa açabilecekleri bir döneme denk geliyor"

Iraklı siyasi analist Barakat Ali Hammudi, AA muhabirine, ülkede silahların devlet tekelinde toplanmasına ilişkin mevcut yaklaşımların temel nedeninin, Koordinasyon Çerçevesi içindeki silahlı grupların "fiilen devlet konumuna gelmiş olmasından" kaynaklandığını söyledi.

Söz konusu grupların parlamentoda elde ettikleri çoğunluk sayesinde "kontrolü sağladıklarını" ve bu nedenle devlet dışı silahların varlığını sürdürmesine gerek kalmadığını düşündüğünü aktaran Hammudi, "Zira devletin silahı da bu grupların elinde olacak. Güç varsayımı, bu grupların parlamentodaki temsilcileri üzerinden kurumsallaşmış durumdadır. Bu söylemin ciddiyeti, uluslararası toplumun silahsızlanma yönündeki net kırmızı çizgileri ve Necef’teki dini mercinin (Ali Sistani) tutumuyla da örtüşmektedir." değerlendirmesi yaptı.

Milis grupların silahları devlet kontrolüne bırakma yönündeki kararlarına yol açan birçok etken bulunduğunu ifade eden Hammudi, bunların başında İsrail ve ABD kaynaklı dış tehditlerin olduğunu söyledi.

Alınan kararı, dışarıdan gelebilecek askeri bir saldırıyı, silahlı grupların varlığı gerekçesiyle meşrulaştırma ihtimalini ortadan kaldırmak amacıyla, kritik bir dönemde atılmış "akıllıca bir adım" olarak niteleyen Hammudi, "Bu hassasiyet, silahlı grupların silah bırakmaları halinde yeni kurulacak hükümette daha güçlü bir konum elde edebilecekleri ve ABD ile yeni bir sayfa açabilecekleri bir döneme denk geliyor. ABD, bölgedeki çıkarlarını tehdit etmedikleri sürece herhangi bir tarafla çalışmaya karşı çıkmıyor." şeklinde konuştu.

Kararın uygulanmama riski

Barakat Ali Hammudi, İran destekli grupların silah bırakma kararın uygulanmaması halinde doğabilecek riskler arasında, silahlı grupların İsrail'e yönelik tehdit oluşturduğu iddiasıyla ülkenin dış saldırılara maruz kalması ya da en azından Irak'a yönelik ABD yaptırımları gibi ekonomik baskı ve tehditlerin artabileceğini dile getirdi.

Söz konusu grupların devletin askeri ve güvenlik kurumlarına entegre edilmesinin önemine dikkati çeken Hammudi, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Irak devleti, bu grupların mensuplarını İçişleri ve Savunma Bakanlıkları bünyesinde ya da Haşdi Şabi kapsamında Irak silahlı kuvvetlerine entegre edebilir. Bazılarını diğer devlet kurumlarına da dahil edebilir. Zira bu unsurların devlet yapısı dışında bırakılması ciddi bir toplumsal sorun yaratır. Ancak bu süreç, Irak'ı zaten yaşamakta olduğu ağır ekonomik ve mali krizle, 2003'ten bu yana uygulanan istihdam politikalarının nüfusa oranla, dünyadaki en yüksek kamu istihdamı oranlarından birini ortaya çıkarmasına ve Irak ekonomisinin yalnızca petrole dayalı rantçı yapısını sürdürmesi nedeniyle, ciddi bütçe ve finansman zorluklarıyla karşı karşıya bırakabilir."

"Geçici ve taktiksel bir hamle olabilir"

Gazeteci ve analist Mervan Cuburi ise hükümetin silahın devletin elinde toplanması konusunda ciddi olduğuna inandığını ifade ederek, ancak karşılaştığı en büyük engelin iktidardaki Koordinasyon Çerçevesi içinde bu adıma karşı çıkan, mesafeli duran ya da nüfuz ve hakimiyetlerini kaybetmeden uygulanması için daha fazla garanti isteyen tarafların varlığı olduğunu söyledi.

"Silahlı gruplar açısından bakıldığında, bu adımın geçici ve taktiksel bir hamle olarak görüldüğünü düşünüyorum." diyen Cuburi, şöyle devam etti:

"Güncel bölgesel deneyimlere bakıldığında, silah bırakan tüm silahlı grupların zamanla nüfuz ve etkilerini kaybettikleri ve iç siyasi dengelerde etkin bir aktör olmaktan çıktıkları görülüyor. Bu durum, bazı grupları baştan bu fikre karşı çıkmaya iterken, diğerlerini de Donald Trump’ın sahneden çekilmesini bekleyerek ABD tarafıyla zaman kazanma amaçlı manevralar yapmaya itiyor."

Lübnan'ın güneyine yönelik, "Hizbullah'ın elinde kalan silah envanterini tasfiye etmeyi amaçlayan" İsrail saldırılarının yakında başlayacağına dair çok güçlü göstergeler olduğunu dile getiren Cuburi, bu saldırıların İran’a ait hedefleri de kapsayacak şekilde genişlemesi ihtimali olduğunu söyledi.

Bu tablonun, İran'a yakın Iraklı tarafların çatışmaya dahil olma olasılığı nedeniyle Bağdat yönetimini "fırtınanın merkezine" yerleştirdiğini ifade eden Cuburi, Irak hükümetinin bu senaryoyu önlemeye ve engellemeye çalıştığını kaydetti.

"Sembolik teslim şeklinde olabilir"

Gazeteci ve analist Ali Naci de Iraklı bazı grupların silahsızlanmaya yönelmesinin ya da silahlarını devlete devretmeyi kabul etmesinin arkasında ekonomik etken bulunduğunu belirterek, "Bu durum, silahların tamamen teslim edilmesi, bir kısmının devredilmesi ya da sembolik bir teslim şeklinde olabilir. Örneğin hafif silahların elde tutulup ağır silahlardan vazgeçilmesi gibi. Biçimi ne olursa olsun, ekonomik faktör bu bağlamda önemli bir unsur olarak öne çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.


Muhabir: Haydar Karaalp

Haber Kaynak : Anadolu Ajansı

Pentagon'a göre, F-35'ler bakım sorunları nedeniyle 2024'te "hazır durum sürelerini" kullanamadı

2024 yılına ilişkin Teknogirişim Araştırması'nın sonuçları açıklandı

Elektronik sigara ve şans oyunları reklamlarına karşı mücadele yeni düzenlemeyle güçlendirilecek

Türk savunma devi ASELSAN ihracatta sınırları zorluyor

Asrın inşa seferberliğinde sona geliniyor

İsrail, Lübnan'ın güneyine hava saldırıları düzenledi

Türkiye'nin Suriye'ye ihracatı 3 milyar doları aştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Libya Başbakanı Dibeybe'ye taziye telefonu

Yeni asgari ücretin detayları belli oldu

Süper Lig'de ilk yarının penaltı raporu

Trakya'da bu sene buğday erken boy attı

Kars ve Ardahan'da soğuk hava etkili oluyor

Unutulmaz şarkılara imza atan Demet Sağıroğlu: Türkiye'den hemen herkesle aynı sahneyi paylaştım

Dağcılar Sarıkamış şehitlerini şehadete yürüdükleri zirvede her yıl anıyor

Yarın Regaip Kandili

Ticaret Bakanı Bolat: Piyasalarda artık aşırı oynaklık bulunmamaktadır; döviz dengededir, rezervler güçlüdür

e-Nabız üzerinden iki ayda 45 bin kişi organ bağışında bulundu

Kredi derecelendirme kuruluşlarının "Türkiye takvimi" belli oldu

Sağlık altyapısı güçlendirilen Hakkari'de anne ve bebek ölüm oranları düştü

Trabzonspor, son haftalarda daha fazla gol yedi

Çaykur Rizespor, ara transferde kadroyu güçlendirecek

Türkiye, spor turizminde küresel payını artırmayı hedefliyor

GAP bölgesinde 50 bin dekar atıl ve taşlık arazi tarıma kazandırılacak

Avustralya'nın kuzeybatısında siklon tehdidi, güneybatısında aşırı sıcaklar etkili oluyor

Türkiye, MediaMarkt'ın en büyük ikinci pazarı konumuna yükseldi

Uluslararası Uzay Kongresi 2026'da 10 binin üzerinde uzay profesyonelini Türkiye'de buluşturacak

Uzmanlara göre, Irak'ta Şii grupların silahsızlanma süreci siyasi ve ekonomik etkene dayanıyor

Transatlantik gerilimler ve savunma hamlesi, AB’nin 2025 gündemine damga vurdu

KOBİ'ler 2024'te ihracatın yüzde 29,6'sını, ithalatın yüzde 15,9'unu yaptı

Karşıt inceleme tutanakları elektronik ortamda gönderilecek

Yükleniyor

YAZARLAR