Vicdanın kalemi ve Milli Marş'ın müstesna mimarı: Mehmet Akif Ersoy
İSTANBUL (AA) - İstiklal Marşı'nı kaleme alan milli şair Mehmet Akif Ersoy'un vefatının üzerinden 88 yıl geçti.
Ersoy, Osmanlı Devleti'nin her geçen gün zayıfladığı ve yer yer coğrafi kayıplar verdiği 19. yüzyıl sonlarında büyük acıların yaşandığı bir sürecin tanığı olarak İstanbul Fatih'te 20 Aralık 1873'te dünyaya geldi.
Usta şairin babası Fatih Medresesi müderrislerinden İpekli Mehmet Tahir Efendi, annesi ise Emine Şerif Hanım'dı.
Fatih'te Emir Buhari Mektebinde henüz 4 yaşındayken eğitime başlayan Ersoy, yaklaşık iki yıl sonra Fatih İlkokulu'na geçti. İlkokul tahsilini burada tamamlayan milli şair, 1882'de Fatih Merkez Rüştiyesinde öğrenimine devam etti.
İstiklal şairi, Rüştiye Mektebi'nde 3 yıl geçirdikten sonra, Mülkiye Mektebi'nde gitti.
İlk şiiri 19 yaşındayken yayımlandıBabasının vefat etmesi ve evlerinin yanması nedeniyle zor günler geçiren Ersoy, ailesinin geçimini sağlamak üzere eğitimini bırakıp veteriner yüksekokuluna girdi.
Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi'ni birincilikle tamamlayan Mehmet Akif Ersoy, Osmanlı orman ve madenlerini idare eden Orman ve Ma'adin ve Ziraat Nezareti fen heyetinin, baytarlık işlerine bakan beşinci şubesine müfettiş muavini olarak atandı.
Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım ile 1894'te evlenen Mehmet Akif'in Cemile, Feride, Suad, İbrahim Naim, Emin ve Tahir adlarını verdiği 6 çocuğu dünyaya geldi.
İlk şiiri "Destur"u 19 yaşındayken yazan usta edebiyatçının 1893 ve 1894'te Hazine-i Fünun dergisinde gazelleri, 1895'te de Mektep Mecmuası'nda Kur'an ve Hitab adlı şiiri yayımlandı.
Mehmet Akif Ersoy, "Sa'di" mahlası ile 1900'lü yılların başına kadar gazetelere ve dergilere şiirler gönderdi.
2. Meşrutiyet'in ilanından sonra Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı olan milli şair, 24 Kasım 1908'de aralarında Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemalzade Ali Ekrem ve Tevfik Fikret gibi döneminin öne çıkan isimlerinin de yer aldığı Darülfünun Edebiyat Şubesi birinci sene "Edebiyat-ı Osmaniye" muallimliğine tayin edildi.
Ersoy'un dergide yayımlanan şiirlerinin yer aldığı Birinci Safahat, 1911'in nisan ayında basıldı. Dergi, Ersoy'un, dönemin Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa'yı yerdiği gerekçesiyle örfi idarece kapatıldı.
Şiirlerini "Safahat"ta topladıŞiirlerini 7 kitap halinde "Safahat" isimli eserinde toplayan Ersoy, 1911'de yazdığı ilk bölümde Osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini, 1912'de yazdığı "Süleymaniye Kürsüsünde" Osmanlı aydınlarını kaleme aldı. Milli şair, "Halkın Sesleri" adlı üçüncü bölümü 1913'te yazarken, "Fatih Kürsüsünde" isimli eserini ise 1914'te kaleme aldı.
Birinci Dünya Savaşı hakkında görüşlerini 1917'de yazdığı "Hatıralar" eserinde işleyen Ersoy, 1924'te "Asım"ı, 1933'te ise 7. bölüm olan "Gölgeler"i okuyucuyla buluşturdu.
Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin hürriyet mücadelesi için yazdığı "İstiklal Marşı"nı "Safahat" eserine koymadı.
"Kur'an'dan Ayet ve Hadisler" ile "Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri" adlı çalışmaları ise vefatının ardından okunabildi.
Arabistan'a 1917'de görevli olarak giden Mehmet Akif, 1918'de İstanbul'da kurulan Darul-Hikmet-i İslamiye Cemiyeti'nde başkatip olarak çalışmaya başladı. "Asım'ın Nesli"ne Eylül 1919'da başlayan şair, 1924'e kadar şiir yazmaya devam etti.
Vatan mücadelesi için Anadolu'ya gittiMilli mücadeleye desteğini artırmak için Anadolu'ya giden şair, Ankara'ya izinsiz gittiği gerekçesiyle Darul-Hikmet-i İslamiye Cemiyeti'ndeki görevinden azledildi.
Ersoy, Mustafa Kemal Atatürk'ün isteğiyle 5 Haziran 1920'de Burdur milletvekili seçildi.
İstiklal mücadelesinde Anadolu'da etkili olan Akif'in, Kastamonu'daki Nasrullah Camii'nde verdiği vaazı basılarak diğer illere ve cephelere dağıtıldı.
Mehmet Akif Ersoy, 48 yaşında Taceddin Dergahı'na yerleşti ve İstiklal Marşı'nı burada yazdı. 500 lira ödüllü İstiklal Marşı yarışmasına katılmayan şair, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Beyin ricası ve arkadaşı Hasan Basri Beyin teşvikiyle yazmaya başladı.
İstiklal Marşı 17 Şubat'ta Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye'de yayımlandı. Bakan Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunan İstiklal Marşı, ayakta alkışlandı. İstiklal Marşı 12 Mart 1921'de "Milli Marş" olarak kabul edilirken, Ersoy kendisine ödül olarak takdim edilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışladı.
Abbas Halim Paşa'nın davetiyle 1923'te Mısır'a giden Ersoy, Kahire Üniversitesinde Türk Edebiyatı dersleri verdi.
Milli tarihte iz bıraktıMehmet Akif Ersoy, büyük bir edebiyat, fikir, felsefe, aksiyon ve ilim adamı olarak milli tarihte önemli izler bıraktı.
Zamanının önemli ilim adamları ve edebiyatçılarıyla çeşitli düzeylerde ilmi ve edebi çalışmalar yapan ve bulunduğu yeri ilim meclisine çeviren Ersoy, devrin birçok ilim adamı ve düşünürü ile ilişki kurdu.
Usta şair, eserlerine yansıyan felsefesini hayatına da aksettirdi. Düşüncelerini ve yazdıklarını hayatında uygulayan Ersoy'un en önemli özelliği ahlakıydı.
Eserlerinde bir milletin ahlakını yüceltmek için çabaladı ve bunu önce kendi nefsine uygulayan bir duruş sergiledi. Başta "Safahat" olmak üzere yazdığı eserlerin gövdesini "ahlak" konusu oluşturdu.
Kaleme aldığı eserlerinde bir estetik görüşe de sahip olan milli şair, sanat anlayışında döneminde tartışılan görüşleri bilerek, bunlardan benimsediği "sanat toplum içindir" düşüncesiyle eserlerine imza attı.
Milli şair, Abbas Halim Paşa'nın vefatından sonra rahatsızlanmasının ardından 1935'te Lübnan'a gitti. Lübnan'da sıtmaya yakalanan Mehmet Akif 1936'da Antakya'ya ardından da İstanbul'a döndü.
Nişantaşı'nda tedavi gören ve Abbas Halim Paşa'nın Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'na yerleşen Ersoy, 27 Aralık 1936'da Mısır Apartmanı'ndaki dairede 63 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Mili Şair Mehmet Akif Ersoy'un Edirnekapı Şehitliği'nde bulunan kabri ve Ankara'dayken yaşadığı, sonrasında da müzeye çevrilen Taceddin Dergahı binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün,Yasemin Kalyoncuoğlu